Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ilk hamlesi kız okulları açmak için gerekçe üretmek oldu.
Bazı veliler kız çocuklarıyla erkek çocukların aynı okula gitmesini istemiyormuş. Yeni Bakan da okullaşma oranını artırmak için kız okulları açmayı planlıyormuş.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi laik eğitim sistemi yerine dini kurallara göre eğitim sistemi kurmak değildir. Kız çocuklarını okula göndermek istemeyen aileleri ikna etmek ve çocuklarını okula göndermelerini sağlamaktır.
Demokratik, laik devletlerde esas olan karma eğitimdir.
Nitekim Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15. maddesinde, “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir” hükmü yer alır.
Şimdi Milli Eğitim Bakanı bu hükmün ikinci fıkrasını bahane ederek karma eğitimi baltalamak üzere kızlar için ayrı erkekler için ayrı okullar açmak için kolları sıvayacak.
İktidar, Atatürk devrimlerini tek tek rafa kaldırmaya, yerine eğitimin, toplumsal ve siyasal yaşamın merkezine dini yerleştirmeye kararlı.
Karma eğitimden rahatsız olmaları da bunun göstergelerinden biri.
Burada asıl amaç okullaşma oranını artırmak değil giderek devlet kurumlarına da hakim olmaya başlayan tarikatların isteklerini yerine getirmek.
Daha çocuk yaşta kızları kapatmak, erkek çocuklarla aynı okula gitmelerini, birlikte oynamalarını, ilkokuldan sonra okula devam etmelerini, birlikte büyümelerini engellemek. Erkeklerle aynı okulları bitirip aynı meslekleri yapmalarının önüne geçmek.
Harem selamlık zaten yaygın şekilde uygulanıyor. İmam hatip okullarında kız ve erkek öğrencilerin sınıflarının ayrıldığını biliniyor.
Kız öğrenciler için ayrı imam hatip okulları da açıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda imamlar “danışman” diye görevlendiriliyor. Tarikat mensupları “değerler eğitimi” adı altında okullarda ders veriyor
Tarikat okulları, medreseler eğitimde son yıllarda yaygınlık kazandı.
Tarikat üniversiteleri de öyle.
Bu uygulamalar anayasa aykırıdır.
Milli eğitimin laik sistemde akıl ve bilimle verilmesi gerekir.
Bilimsel eğitimde hurafelere yer yoktur.
Atatürk’ün “benim bıraktığım tek miras akıl ve bilimdir” sözü bu gerçeğin ifadesidir.
Eğitimini, toplumsal ve siyasal yaşamını, rejimini demokrasi ve laiklik ilkesine göre değil şeriata göre yürütüp de gelişebilmiş bir toplum ve ülke yoktur.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın tek yolu laik, bilime, akıla dayalı eğitim sistemidir. Çocuklar arasında cinsiyet farkı gözetmeksizin karma eğitimi sürdürmektir.
Seçim yenilgisi şokunu henüz üzerinden atamayan muhalefet partilerinden bu konuda çok ciddi bir tepki gelmedi.
İYİ Parti’den Oktay Vural dışında ses getiren bir açıklama yapan da yok.
Oysa karma eğitimi giderek yok edecek bu adımın hedefi laiklik ilkesini tamamen ortadan kaldırmaktır.
İktidar sadece okulları ayırmakla yetinmeyip devlet ve özel sektör kurumlarını da kadınların çalışacağı, erkeklerin çalışacağı kurumlar diye ayırabilir. Nitekim BBP Genel Başkanı Mustafa Destici şimdiden hastanelerin de kadın hastanesi, erkek hastanesi diye ayrılmasını önerebildi.
Muhalefet artık uyanmalıdır.
Meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleriyle birlikte Türkiye’yi Orta Çağ karanlığına doğru sürükleyen bir gidişe karşı demokratik mücadelesini güçlendirmelidir.