Bakanların seçim çalışmalarına katılarak, AKP'li belediye başkan adayları için oy istemeleri tartışılırken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, eleştirilere partisinin Bartın'da düzenlediği mitingde yanıt verdi.
AKP mitingine katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç kendini böyle savundu:
YİNE İMAMOĞLU'NU ELEŞTİRDİ
Sen 5 yıl İstanbul’a kayıp yıllar yaşattın. Sen İstanbul’a çivi çakmadın. Ne yaptın İstanbul’a. Tatilden gelmedin. Kar yağdığında balıkçı keyfindeydi, İngiliz Büyükelçisi ile birlikteydi. Yahu sen ne konuşuyorsun yabancıyla? Ne işin var senin ecnebiyle orada? Millet perişan. Git AKOM’a, giy yeleklerini, de ki; işin başındayız. Sonra, Elazığ’da deprem oldu. Nerede? Kayakta, Palandöken’de. İnsan utanır ya, bir ara verir. Değil mi? Millet enkaz altındayken kayak yapmak olur mu? Sonra aşırı yağışlarla İstanbul’da sel oldu, yine Bodrum’da yakalandı. Demek ki, sürekli tatilde, bir olay olduğunda biz onun tatilde olduğunu öğreniyoruz. Ve geldi, bir saatliğine basın toplantısı yaptı, ‘Benim çoluk çocuk Bodrum’da, ben onların yanına dönüyorum’ dedi. Yahu millet selde boğuşurken, kendisi koştu, tatilini yarıda kesmedi. Gazeteciler sordu, ‘Halk bu kadar perişan, sen biraz daha İstanbul’da beklesen ne olur?’ dediler, ‘Ben tatili çok seviyorum, tatil bana çok yakışıyor’ dedi.
YİNE OY İSTEDİ
Şimdi 31 Mart’ta İstanbullular sana tatilin ne kadar yakıştığını gösterecek inşallah. Hep beraber Murat Kurum diyeceğiz. Murat Kurum, aynı zamanda Ulus’un damadı, eniştesi. Dolayısıyla Ulus’a da faydası olacak. İnşallah İstanbul’daki Bartınlılar, fire vermeden Murat Kurum’un arkasında olacak.
"17 BAKAN SÜREKLİ MİLLETİN ARASINDA"
Şimdi, biz Murat Kurum’a oy istediğimizde ya da şehirlerimizde belediye başkanları için destek istediğimizde, ‘bu bakanlar neden sahaya çıktı’ diye dedikodu yapmaya başladılar. Sürekli dertleri ’17 bakan neden sahada?’ 17 bakan sadece seçimde sahada değil ki, 17 bakan sürekli milletin arasında. Biz, seçimden seçime milletimizin arasında olanlardan değiliz ki. Biz hem devleti yönetiyoruz, hükümet çalışmalarımızı aksatmadan sürdürüyoruz, hem de sizin aranızdan çıkmıyoruz. Bizim farkımız bu.