Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Sakarya'da düzenlenen mitingde bir araya geldi
Adapazarı Demokrasi Meydanı'nda gerçekleştirilen miting saat 17:45'te başladı. Miting için gelen vatandaşlara ilk olarak Mansur Yavaş seslendi. Yavaş'ın ardından önce İmamoğlu ardından Karamollaoğlu vatandaşlara hitap etti.
"Bu ülkeye baharlar getireceğim göreceksiniz"
Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"6 liderin görevi bu ülkenin sorunlarını çözmek. Biz paraya talip değiliz, biz 85 milyonun sorunlarına talibiz. Parayla pulla ilgimiz yok. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim. Hepinize sözüm var bu ülkeye baharlar getireceğim göreceksiniz. Bay Kemal eşittir hak hukuk adalet.
Çiftçi de işçi de emekli de kazanacak. Gençlerimiz iş bulacak. Bir Kemal kurdu bir Kemal kurtaracak diyorsunuz, eyvallah. Ben de size söz veriyorum, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Oy verir ya da vermez, kimseyi ayırmayacağım. Kimseye kem gözle bakmayacağım. Kimseye kin ve öfke duymayacağım. Adalet neyi gerektiriyorsa öyle davranacağım.
En rahat beni eleştireceksiniz, sevgiyi getireceğim. Her 10 yılda bir krizlere giren Türkiye istemiyorum. Bunları bitireceğim. O kadar sağlam bir yapı kuracağım ki göreceksiniz, devletin itibarı saygınlığı olacak. 85 milyona sözüm var bu ülkede yaşayan hiçbir vatandaşımın yüzünü yere eğdirmeyeceğim.
Allah nasip ederse Sakarya'dan bir bakanınız olacak. Sakarya'nın en önemli yatırımlarından birisidir, Tank Palet Fabrikası'nı alacağım.
"Bir yerde adalet olmazsa o ülkede yaşanamaz, zulüm var demektir"
İki büyükşehir belediye başkanının ardından sahneye çıkan Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Bir kavga ortamı oluşturmaya zorluyorlar. Ama inşallah korkunun ecele faydası yok diye bir tabir yok. Bu korku bu arkadaşların siyasetteki sonlarını getirecek. Bu işi nasıl bırakacaklarını bilemiyorlar. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Seçimin huzur içinde geçmesini arzu ediyoruz. Seçimin mutlaka huzurlu bir ortamda yapılması icab eder. Birbirimizle kavga etmeye gerek yok. Bir araya gelmemizin temel sebebi başkanlık sistemi. Bu sistemi değiştirip müzakere ortamının doğmasını sağlayacağız. Bırak 6 kişiyi 600 kişilik Meclis'te istişare etmek zorundasın. Bu arkadaşlar demokrasiyi anlamamış, içselleştirmemişler. Biz birbirimizin düşmanı değiliz, savaşa gitmiyoruz. Bir numaralı hedefimiz başkanlık sistemini değiştirmektir. Anayasa değiştirilecek. Bir yerde adalet olmazsa o ülkede yaşanamaz, zulüm var demektir. Bizim inancımızda da bu yatar."
"Çünkü dertleri millet değil"
İmamoğlu mitingde şunları söyledi:
"Burası Gaffar Okkan'ın memleketidir. Memleketin her köşesi güzel olmak zorunda. Biz güçlü bir ekibiz. Görmediğiniz devasa ekiplerimiz var. Bu milleti coşturacak güçlü bir ekibiz. Milletin evlatlarıyla bu ülkeyi yöneteceğiz.
Bizi taşlamaya çalışanlar olabilir. Bunları azmettirenler akıllarını çelenler vardır. Biz onlara taş değil çiçek atarız. Biz bu memleketi sevgiye boğacağız. Onlar gibi kafa göz yarmayacağız. Bırakın onların inançlarımız üzerinden milletimizi bölmeye çalışmalarını. Yollayacağız onları evlerine. Onlara kalırsa onlara oy verenler milli, vermeyenler değil. Bu kadar akıl yoksunu, bu kadar oy için her şeyi yapabilecek insanlar. Çünkü dertleri millet değil dertleri bu ülkenin sırtından rank elde etmiş insanların gelecek kaygıları.
Her gün pandoranın kutusundan yeni bir şey çıkıyor. Duyduğumuz şeylerden biz utanıyoruz, başımız öne eğiliyor. Geçmişteki yaptıklarını kendi arkadaşları tek tek açıklıyor. Asla öfkelenmeyeceğiz."
"Ne hakkınız var birbirimize düşman etmeye"
Yavaş'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Sürekli miting yaptığımız için sesimiz kısılmaya başladı ama inşallah cumartesiye kadar yetecek, pazartesiden sonra daha gür çıkacak. Yıllardır demokraside iktidarlar bu şekilde değişiyor. Vatandaşlar ya mevcut iktidarın devamına karar veriyor veya değiştiriyor ve sonuca herkes uyuyor. Ertesi gün herkes gerçek dünyayla karşı karşıya kalıyor.
İktidarı aldıktan sonra oy vermeyenleri de yaptığımız hizmetlerle bize oy vermediklerine pişman ederiz. Keşke verseydik dedirtiriz. Demokrasi böyle bir şey. Ne demek illet zillet vatan haini. Bunlar kimsenin ağzına yakışan bir şey değil. Ne hakkınız var birbirimize düşman etmeye.
"Bu ülkenin bekasını tehlikeye sokan bu iktidardır"
Gençler azarlanıyor, halk azarlanıyor. Hiçbir zaman kendi suçları olmuyor. Ya dış güçler yapıyor ya başka bir şey. Halkım sizden özür diliyoruz, yanlış yaptık dediklerini duydunuz mu? Güvenlik kalmamış, uyuşturucu 10 yaşına düşmüş bir türlü önünü alamıyorlar. Bakmayın bu sene yurt bulduk dediklerine, yurt falan bulamaz bunlar.
Sanki babasının malını verdiler. Bizim aldığımız vergilerle veriyorsunuz. Lüks hayat sadece sizin hakkınız mı? Gençlerin itiraz etmek hakkıdır. 20 yıl önceki yaşantılarıyla şimdiki yaşantılarını kıyaslasın o insanlar. Bu ülkenin bekasını tehlikeye sokan bu iktidardır."