Kabine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 16.30'da Saray'da toplandı. Yaklaşık 3 saat süren toplantısının ardından konuşan Erdoğan, iç ve dış politikadaki gelişmeler ve ekonomi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kabine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 16.30'da Saray'da toplandı. Yaklaşık 3 saat süren toplantısının ardından konuşan Erdoğan, iç ve dış politikadaki gelişmeler ve ekonomi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
BM'ye 'KKTC' tepkisi
KKTC'de BM askerlerinin 'fiziki müdahalesi'ne tepki gösteren Erdoğan, bunun kabul edilebilir olmadığını vurgulayarak "Pile köyünde yaşayan Kıbrıs Türkü'nün kendi vatan topraklarına ulaşımını engellemek ne hukukidir ne insanidir. Barış Gücü gerek köylülere yönelik fiziki müdahalesi gerekse müdahale sonrası yaptığı talihsiz açıklamalarla tarafsızlığına gölge düşürmüş zaten yaralı olan itibarını daha da zedelemiştir. BM'den beklenen, istikrarı bozucu davranışlar yerine isminin hakkını vererek Ada'daki tüm tarafların insani ihtiyaçlarının çözümüne katkı sunmasıdır" ifadelerini kullandı.
Su tasarrufu çağrısı
Son dönemde Eyyam-ı Bahur ve Basra sıcaklarının yaşandığı Türkiye'de barajlardaki doluluk oranları da düşmeye başladı. Söz konusu dönemin sıcak geçtiğine vurgu yapan Erdoğan, ikklim değişikliğinin artık günlük hayatın bir parçası haline geldiğini söyleyerek su tasarrufu yapılması yönünde çağrıda bulundu.
Ekonomi mesajlarında 'sabır' istedi
Erdoğan konuşmasında hayat pahalılığıyla mücadeleyi "çift kulvarlı" şekilde yürüteceklerini söyledi. Vergilerin "depremin yaralarını sarmak için" artırdıklarını dile getiren Erdoğan, "Enflasyon üzerindeki baskı zamanla azalacaktır. İlave önlemleri aşama aşama devreye alacağız. Ekonomide birinci önceliğimiz tüm vatandaşlarımızın refahını en üst seviyeye çıkarmaktır" dedi.
Ekonomik sorunların farkında olduklarını ve bu sorunları aşacak programlarının mevcut olduğunu belirten Erdoğan, "Türkiye ekonomisine sadece faiz-kur penceresinden bakanlar yakında yanıldıklarını anlayacaktır. Ülkemizin son dönemdeki risk primindeki düşüş, rezervlerdeki iyileşme alınan önlemlerin sonuçlarını gösteriyor" diye konuştu.
Erdoğan, "Enflasyonu vatandaşın günlük hayatından çıkaracağız, biraz sabır bekliyoruz" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan asla taviz vermiyoruz. 14. Büyükelçiler toplantısı yaptık. Bölgesel meselelere dair bir ufuk turu yaptık. Dış politikada neler olacağını diplomatlarımıza ifade ettik. Göreve geldiğimizde 163 olan temsilcilik 260'a çıktı. Bayrağımızı gururla dalgalandırıyoruz.
Dış politikada büyük bir dönüşüm gerçekleştirdik. Türkiye eksenli dış poitika bakış açısını hakim kıldık. 3 kıtanın merkezinde yer alan ülkemizin tüm potansiyelini kullanabilmesini sağladık. Türkiye'nin çok daha kapsamlı bir güce sahip olduğunu ispat ediyoruz.
Avrupa ile ilişkilerimiz gelişiyor. Dünkü Macaristan ziyaretimiz bunun örneğidir. Yakın iş birliği içindeyiz. 3,5 milyar dolar seviyesindeki ikili ticareti 6 milyara çıkarmayı hedefliyoruz.
Sömürgecilik lekesi olmayan bir ülkeyiz. Ülkemizin ve kardeşlerimizin hakkının yenilmesine seyirci kalmıyoruz. BM Barış Gücü askerlerinin KKTC topraklarına fiziki müdahalesi asla kabul edilebilir bir durum değildir. Pile köyündeki Kıbrıs Türkü'ne yapılan ne hukukidir ne de insanidir. Tarafsızlığa gölge düşürmüş, itibarını zedelemiştir. Uluslararası hukuka aykırı davranışlar bölgede tansiyonu yükseltmiştir. Bu müdahaleyi iyi niyetli bulmuyoruz. Beklentimiz isminin hakkını vererek adadaki tüm tarafların ihtiyaçlarına katkıda bulunmasıdır. Garantör bir devlet olarak, ara bölge başta olmak üzere Ada'daki emrivakilere ve hukuksuzluklara rıza göstermeyeceğimiz bilinmelidir. Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi Rum kesiminin hak hukuk tanımaz, uzlaşmaz tavrıyla bırakmayacağız.
Türk Devletleri Teşkilatı KKTC'ye geçen sene anayasal ismiyle kucak açtı. KKTC'de temsilcilikler açmaya hazırlanan ülkeler var. AB'nin bu gelişmelerle ilgili yaptığı açıklama çok talihsiz.
Rusya Ukrayna savaşının bitmesi, krizden en az zararla çıkılması için samimi gayret gösteren neredeyse tek devlet Türkiye'dir. Somut adımlarla bu yaklaşımı ispatladığımızı düşünüyorum. Biz daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.
Türkiye Ağustos ayını yüksek hava sıcaklıklarıyla geçiriyor. 50 derecelere ulaşan sıcaklık meselenin ciddiyetini ortaya koyuyor. İklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde atılan uluslararası adımların hepsinde yer aldık. Yükümlülüklerimizi harfiyen yerine getirdik. Net 0 emisyon ve yeşil kalkınma hedeflerinde en önemli katkıyı veren ülkeler arasındayız.
Daha yeşil ve temiz Türkiye için çalışıyoruz. Yenilenebilir kurulu güç bakımından Avrupa'da 5, dünyada onuncuyuz. Ortalama sıcaklıkların yükseleceğine, orman yangını risklerin artacağına, dengesiz yağışlar sebebiyle taşkınların çoğalacağına gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalmamız işaret edilmektedir.
G20 zirvesinde muhataplarıyla bu hususları konuşacağız, görevimizi yapacağız. Dünya ortalamalarında ciddi su sıkıntısı çeken bir ülke olarak elimizdeki su kaynaklarını tasarruflu kullanmak mecburiyetindeyiz. Yaptığımız barajlarla ülkemizin su kaynaklarını en verimli şekilde değerlendirme imkanına kavuştuk.
Baraj ve göletlerimizin depolama hacmini 183 milyar metreküpe yükselttik. Tüm bunları çevreci maskesiyle ülkemizin kazanımlarına saldıranlara rağmen kazandık. Bu kampanyanın gerisindeki sinsileri daha iyi anlıyoruz. Ancak daha fazlasını yapmamız gereken bir döneme girdiğimiz açıktır. Kuraklıkla mücadelede eylem planımızı yeniden oluşturduk.
Tarımsal üretimi çeşitlendirmeye çalışırken, su tüketiminde verimi üst seviyeye çıkartacak tedbirler alıyoruz. Damla ve basınçlı su sulama sistemleriyle, dikey ve topraksız tarım yöntemlerini kullanıyoruz.
Bireysel ve sanayide kullanılan su miktarını azaltmamız şarttır. Tüm insanlığı su tüketiminde tasarruflu davranmaya davet ediyorum.
Seçimler öncesinde de ekonomimizle ilgili aynı senaryolar kurulmuştur. Milyarlarca doları sektörden çekmek gibi sayısız oyun oynanmıştır. Ortaya çıkan ekonomik yük pek çok dengeyi sarsmıştır. Bugün Türkiye'nin ekonomide tabii ki sorunları var ama bu sorunları aşmak için programımız mevcuttur.
Ülkemizin son 10 yıldır maruz kaldığı siyasi saldırıya, her sosyal kumpasa, terör örgütleri üzerinden organize edilen her güvenlik tehdidine ekonomik tuzaklar da eşilik etmiştir.
Türkiye ekonomisine faiz ve kur penceresinden bakan mandacı dayatmanın kodları çözülmüştür. Bu dayatma yatırım ve istihdamla kurulu bir yaklaşımla çözülecektir. Rezervlerdeki iyileşme alınan tedbirlerin sonuç verdiğini gösteriyor. Son dönemde ekonomik göstergelerde olumlu yönde yaşanan değişikliklerin kalıcı olduğundan kimse şüphe etmesin.
Otomotiv sektöründeki fırsatçılara 211 milyon lira idari para cezası uygulandı. Otomobil balonu sönmeye başladı. Etkilerini yakında göreceğiz. Milletimizin malına kast eden aç gözlülere müsade etmeyeceğiz.
Hayat pahalılığıyla mücadelemizi çift kulvarlı şekilde yürüteceğiz. Bugünkü toplantıda bu konudaki adımları değerlendirdik. Deprem yaralarını sarmak için artırdığımız vergiler, enflasyon üzerindeki baskı zamanla azalacaktır. İlave önlemleri aşama aşama devreye alacağız. Ekonomide birinci önceliğimiz tüm vatandaşlarımızın refahını en üst seviyeye çıkarmaktır.
Enflasyonu vatandaşımızın günlük hayatından çıkaracağız. Tüm vatandaşlarımdan biraz daha sabırlı olmalarını ve bize güvenmelerini bekliyoruz."