TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçe teklifi görüşülüyor. Görüşmelerde İYİ Parti Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, özetle şunları söyledi:
“Çalışma hayatı çok önemli. Zat-ı aliniz geldiğinden bu yana Çalışma Bakanlığı’mızda kısmi değişiklikler oluyor. Geçen bütçede sizi çokça eleştirmiştim ama bugün o kadar eleştirmeyeceğim. Ama söylemem gerekenleri de söyleyeceğim.
Sayın Bakanım bugünkü sunumunuzda taşerona kadro sözünüz çok anlamlı. Sözleşmeli tüm memurların kadroya geçirilmesi, anlamlı. EYT çok anlamlı. Bütün bunlar güzel de çalışma hayatını sizin de ifade ettiğiniz gibi bu kadar ayrıştıran özellikle 32, 35 sözleşmeli statüye ayıran yani sadece sağlıkta bile 7, 8, 10 sözleşme türü olan bir sistemi kim getirdi acaba? 20 yıllık AK Parti iktidarının burada kusuru yok mu? En büyük kusur, maalesef sizin. Ne olur şu millete bunu yapmayın. Yani seçimde sıkışınca ne yapalım? Dağıtalım. 20 yıldır bunları söylüyoruz. Herkes söylüyor. Siz de biliyorsunuz. Niye bugüne sıkıştırdınız? Onun iç in bu eleştirileri kabul edin ve diyorum ki gerçek ten artık süreniz daraldı, yetişemeyeceksiniz ama yetiştirdiklerinizle de biz size teşekkür edeceğiz.
“Yıllarca sendikacılık yaptım ben de işin içinden çıkamıyorum”
EYT düzenlemesi, evet, doğru, güzel; dedik. Ama beklentilere cevap vermeli, 3600 gibi yarım yamalak çıkmamalı. Çünkü bu EYT meselesi çok önemli, bu talepleri dikkate alalım. Şimdi bütün bunlar öyle bir karmaşa ki inanın yıllarca sendikacılık yaptım ben de işin içinden çıkamıyorum, Allah sizin yardımcınız olsun. Niye? Size yüklediler Sayın Bakanım bütün bunları, on sekiz yıl sonra size yüklediler, böyle bir tahribat olabilir mi?
“Emekli refah payı istiyor ama bırak refah payını açlık sınırının altında ücret alıyor”
Emeklilerimize niye hak ettiğini vermiyoruz? Yani 3 bin 500 liraya çıkardık diye övündünüz… Yani, 3 bin 500 liraya gelin bakalım, hadi buradaki bütün milletvekillerimize, bakanlarımıza, bürokratlarımıza 3 bin 500 lira verelim de bir geçinsinler bakalım hatta asgari ücret verelim geçinsinler hatta asgari ücret in 2 katını verelim geçinsinler. Yapmayın, yani bu olmaz.
Hiç olmazsa en düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine çıkaralım. Bütün emeklilerimizi de bu artırdığım oranda artırarak yahu ömür hayatlarının son dönemlerinde onları bari huzur içinde yaşamalarına vesile olalım ama… Emeklilerin intibak sorunlarını artık şunu çözün. 2000’den önce emekli olan 2000’den sonra emekli olan ne bu ya, ne bu? Emekli refah payı istiyor ama bırak refah payını emekli açlık sınırının altında ücret alıyor. Bugün açlık sınırı ne? TÜRK-İŞ' in rakamları, 7.500 lira, açlık sınırı. Ya, ne alıyor? Yarısı kadar. Yani değerli Bakanım, aslında söylenecek söz çok ama şunu söylüyorum: Çalışma hayatı önemlidir, çalışma hayatını düzenleyen kurum önemlidir ve yine tekrar ediyorum: Bu ülkede haksızlığa uğrayan, emeği çalınan, iş güvencesi olma yan ya da maden kazalarıyla, inşaat kazalarıyla kaybettiğimiz her insanın bir manada vebali sizlerin omuzunda.”