Muğla’da, İYİ Parti Menteşe İlçe Başkanlığı’nın 3. Olağan Genel Kurulu, bugün Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde yapıldı. İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı ve Muğla Milletvekili Metin Ergun, "Arkadaşlarımızın her biri farklı açılardan Türkiye’nin sorunlarını ele aldılar. Sorunların da çözümlerinden bahsettiler. Esasında, ağırlıklı olarak; ekonomik sorunlardan, sosyal sorunlardan, kadın cinayetlerinden süt fiyatlarına kadar, çocukların beslenememesine kadar hemen hemen her konudan bahsettiler. Bütün bu sorunların kaynağı nedir, sebep olan husus nedir? dedi.
16 Nisan 2017 referandumunda yaşanabilecek sorunları anlattığını belirten Ergun, şu ifadeleri kullandı:
‘Eğer bu referandumdan evet çıkarsa, bu sistem uygulanmaya başlanır ise Türkiye’de, bilin ki; Türkiye bir kurumsuzluk rejimi ve kuralsızlık rejimi yaşayacaktır’ demiştim. Dedim ki bakın neler yaşanacak? ‘Hukukun üstünlüğü ortadan kalkacak. Eğer hukukun üstünlüğü ortadan kalkarsa bilin ki bu ekonomiye yansır. Bilin ki hukuk, sizin evinizde kaynattığınız çorba ile ilişkilidir. Hukukun üstünlüğü temin edilen ülkelerde sizin evinizde kaynayan çorba bir kaşık fazla olur. Hukukun üstünlüğünün olmadığı ülkelerde ise bir kaşık eksik olur. Bunları yaşayacağız. Lokmanızla sofranızdaki ekmekle alakalı olacak bu referandum’ dedim. Ben o dönmeler de herhangi bir partide değildim ama arkadaşlarımızla birlikte sayın genel başkanımıza inanarak, Muğla’da anlatmaya gayret sarf ettik.
'Basın özgürlüğü ortadan kalkmıştır'
Şimdi geldiğimiz noktada bugün uygulanmaya devam eden partili cumhurbaşkanlığı sistemi, Türkiye’de kurumsuzluk ve kuralsızlık rejimi doğurmuştur. Hukukun üstünlüğü ortadan kalkmıştır. Aslında hissettiğim çok ağır da kelimelerimi seçerek konuşmaya gayret sarf ediyorum. Basın özgürlüğü ortadan kalkmıştır. Aleyhte bir cümle kuran, bir cümle yazan basın mensubunun dışarı atıldığı bir sistem haline gelmiştir. Basının yüzde 96’sı bu sistemde propagandist basın haline gelmiştir, aşama katetmiştir. Yani yandaş basından, propagandist basın haline gelmiştir. Sivil toplum anlamsızlaştırılmış, yetkileri adeta elinden alınmış bir haldedir. Devletimiz hakemlik rolünü kaybetmiştir. Çalışanları, idarecileri vasıtasıyla başka bir birime soyunmuştur. Dilim varmadığı için söylemiyorum. Bütün bunlar ekonomiye yansımıştır. Bütün bunlar bizim evimizde soframızdaki çorbanın bir kaşık fazla olup olmamasına yansımıştır. Bunun böyle olacağını ifade etmiştik. Bu sistem övenler, yani Cumhur İttifakı, ‘Verin yetkiyi, görün etkiyi’ demişti. Verdik yetkiyi, gördük etkiyi.
'Fakir, fukara nasıl doyuracak karnını?'
Türkiye’de, bu topraklar da ekmek hiç bu kadar konuşulmamıştı. Süt, et, peynir, yağ hiç bu kadar konuşulmamıştı. Artık bu coğrafya da insanlar gıdaya ulaşamaz hale geldi. Mutlak yoksulluk yüzde 100 oranda arttı. Verdik yetkiyi, göremedik ekmeği. Verdik yetkiyi, içemedik sütü, Verdik yetkiyi, yiyemedik peyniri, eti. Beslenme krizi yaşayan bir ülke haline geldik. Ekmeğin 5 lirayı geçtiği ülke haline geldik. Fakir, fukara nasıl doyuracak karnını?
'Bu kötü gidiş her geçen gün daha da kötüye gidecek'
Bu referandum seçimidir. Bu seçim herhangi bir partinin şu, bu olmasından ziyade öncelikle bu sistemden kurtulma seçimidir. Ya bu kötü gidişe ‘Evet’ oyu verilecek dolayısıyla Cumhur İttifakı’na oy verilecek, bu kötü gidiş her geçen gün daha da kötüye gidecek. Toparlanması mümkün değil çünkü hukukun üstünlüğü kaybolmuş durumda. Kurumsal irade ve yetkiler kaybolmuş durumda. Ya daha da kötüye gidecek her şey ya da kuvvetler ayrılığını temin etmeyi düşünen, hukukun üstünlüğünü getirmeyi planlayan, kurumsal devleti ve kurallara bağlı kurumsal yapıyı ortaya çıkarmayı planlayan parlamenter demokratik sisteme ‘Evet’ diye Millet İttifakı ve bunların başında da İYİ Parti’ye oy verecek.