Gazeteci ve kamuoyu araştırmacısı Bekir Ağırdır, 31 Mart seçimlerinin bir yerel seçimden çok genel seçim havasında geçtiğine dikkat çekti. Ağırdır, sonuçların genel seçimin tekrarı ya da geleceğin habercisi olabileceğini yazdı.
Ağırdır'ın Oksijen gazetesinde yayınlanan "31 Mart öncesi son durum: Genel seçimin tekrarı mı yoksa geleceğin habercisi mi?" başlıklı yazısında yer alan bazı bölümler şöyle:
* Blokların öncü partileri olan AK Parti, CHP, MHP ve DEM’in kendilerini tekrarlayan ve kimliklere sıkışmış siyasetlerinin verdiği bıkkınlıktan yararlanan YRP, Zafer, Memleket gibi partilerin ağırlığı artacak gibi görünüyor.
YEREL SEÇİM İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMİNE DÖNÜŞTÜ
* İlgi odağı belediye başkanlıklarını kimlerin kazanacağı, asıl odak ise İstanbul belediye başkanlığı seçimlerinin sonucu. Yerel seçim İstanbul Belediye Başkanlığı seçimine dönüşmüş durumda.
* Belediye başkanlığı oyları ile yerel meclis oyları arasında ise kayda değer oranlarda farklılaşma beklenebilir. Partiler düzeyinde ittifaklar dağılmış olsa da muhalif partilerin seçmenlerinde kazanma potansiyeli olan adaylar üzerinde seçmen ittifaklarının bazı büyükşehirlerde oluşacağı ve dikkate değer sonuçlar üreteceği anlaşılıyor.
* Yeniden Refah Partisi İstanbul’da alacağı oyla belki de iktidar blokunun kaybetmesinde anahtar rol oynayacak. YRP iki kentte kazanmaya çok yakın görünürken, üç şehirde de belki kazananı belirleyecek oy oranları yakalayabilir.
* İstanbul, İzmir ve Akdeniz büyükşehirlerinde DEM adaylarının ulaşacakları oy oranları kazananı etkileyecek gibi görünüyor.
ERDOĞAN'DA BİLİNDİK ENERJİ YOK
* Erdoğan’da da bilindik enerji yok. Yine de son haftada hangi çılgın vaat ya da söylemle seçmenini gayrete getireceğini göreceğiz.
* İktidar blokunun handikapı yalnızca YRP’nin ayrı aday çıkarması da değil. Erdoğan uzun bir süredir artık AK Parti örgütünden çok bürokrasiyle sahaya müdahale ediyor. Bu da parti örgütünün enerji ve kapasitesinde kayda değer eksilmeyi üretiyor. Yerel seçim için seçilen adayların büyük kısmı Murat Kurum da dahil örgütten değil bürokrasiden geliyor.
* Benzer bir kapasite kaybı strateji ve kampanya tasarım ve uygulamalarında görülüyor. Kurum için yürütülen kampanyanın esaslı bir stratejiye ve yaratıcılığa dayandığını söylemek mümkün değil. Belli ki Kurum ve ekibi de Erdoğan’ın maharetine kaderini bağlamış durumda.
İMAMOĞLU MORAL ÜSTÜNLÜĞÜ DE ELE GEÇİRMİŞ DURUMDA
* İmamoğlu çalışılmış bir stratejiyle yürüyor ve moral üstünlüğü de ele geçirmiş durumda. İmamoğlu İstanbul’da 2019’da üç ay arayla iki kez kazanan, son güne kadar Cumhurbaşkanlığı seçimleri için iddiasını korumuş bir siyasetçi olarak sahnede.
* İstanbul’da İmamoğlu ile Kurum yarışı varsa da herkes biliyor ki aslında yarış Erdoğan ile İmamoğlu arasında.