RTÜK, Halk TV'ye ceza verdi. RTÜK, Halk TV'de altın kaçakcılığı iddiası ile istifa ettirilen üç MHP'li vekil ile ilgili Gazeteci İsmail Saymaz'ın haberi nedeniyle ceza verdi.
RTÜK'ün CHP'li üyesi Tuncay Keser, verilen cezayı şöyle duyurdu:
MHP'den üç milletvekilinin istifasının değerlendirildiği ROTA programında kullanılan "Bahçeli'ye dosyayı Erdoğan vermiş" ve "Erdoğan görüntüleri izletmiş" alt yazıları "tarafsızlık-doğruluk" ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle Halk TV'ye yüzde 3 idari para cezası verildi.
Cezayı Halk TV'nin canlı yayınında duyuran ve Manşet 15'i sunan Remziye Demirkol, şunları ifade etti:
Halk TV yayınında tarafsızlık ilkesi bir kenara bırakılarak siyasi iktidar aleyhinde propaganda yürütülmesi, iktidar ortağı MHP'nin liderine ve yönetimine yönelik gerçek dışı iddialar nedeniyle kanala müeyyide uygulandı.
Demirkol'un programına İsmail Saymaz bağlandı. Saymaz, RTÜK'ün verdiği cezaya tepki gösterdi. Saymaz, RTÜK'ün bu cezayı vermesinin hukuksuz olduğunu ifade etti. Saymaz, "Türkiye'de bir demir perde indi de bizim haberimiz yok? dedi.
Saymaz, verilen cezadaki gerekçede de öyle bir ifadesi olmadığını dile getirdi. Saymaz ifadesi öyle olsa bile yine de ceza verilmemesi gerektiğini dile getirdi. Saymaz, şöyle konuştu:
"İKTİDAR ALEYHİNE PROPAGANDA YAPMAK HAKTIR"
- Mesele şu, iktidar aleyhine propaganda yapmak bir haktır ya! Nasıl suç olabilir ki? Bu bir haktır, istersem ederim yani. İktidar aleyhine propaganda etmenin suç olduğunu ilk defa bugün RTÜK kararında görüyorum.
- Yani bu karar şunu bize söylüyor. bizim işte Tele 1 başta olmak üzere onlarca kanalda muhalefeti karalamak, muhalefete iftira atmak, muhalefete küfretmek, muhalefetin genel başkanına, eski genel başkanına, cumhurbaşkanı adaylarına ve belediye başkanlarına saldırmak serbest. Hak! Hatta teşvik ediliyor. Bu türden yayınlar, başta kamu bankaları olmak üzere kamu kuruluşları tarafından reklam verilerek destekleniyor. Bunun karşısında iktidarı eleştirmek, iktidar aleyhine görüşler belirtmek suç. Nereden çıkardınız bunu?
- Halk TV yayınında tarafsızlık ilkesi bir kenara bırakılarak siyasi iktidar aleyhinde propaganda yürütülmesi, iktidar ortağı MHP'nin liderine ve yönetimine yönelik gerçek dışı iddialar nedeniyle kanala müeyyide uygulandı.
- Tamam işte ilk bölüm yani tarafsızlık ilkesini terk ederek iktidar aleyhine propaganda yapılması. Yani bütün ülkede herkes tarafsız, başta TRT olmak üzere Anadolu Ajansı olmak üzere Sabah, CNN ve diğer kanallar olmak üzere hemen hepsi tarafsız, bir Halk TV taraflı. Öyle mi?
- Devlet Bahçeli'yle ilgili söylediğimiz sözden evvel şu karar Türkiye'de iktidarı eleştiren yayıncılığı cezalandıran bir karar ve gücünü yasadan almıyor.
"KİM BENİM TARAFSIZ OLDUĞUMU İDDİA EDİYOR?"
- Herhangi bir yasa RTÜK'e iktidarı eleştiren yayınları yasaklama ve cezalandırma yetkisi vermez. RTÜK bu yetkiyi kimden ve nereden alıyor? Keyfimin kâhyası mısın? İstersem propaganda yaparım, istersem eleştiririm. İstersem, kim zaten benim tarafsız olduğumu iddia ediyor? Ben tarafsız olduğumu ileri sürmüyorum. Ben insan haklarından yanayım. Ben Türkiye'de iktidardan kaynaklı bir yolsuzluk, usulsüzlük varsa bunu zaten takip etmekle halk tarafından görevlendirilmişim.
- Bu bakımdan ben zaten dünyada bir taraf olduğumu söylüyorum. İnsan haklarından, eşitlikten, özgürlükten, hukuktan yana tarafım kardeşim ben! İktidarı da eleştiririm ben. Kim bunu sınırlayabilir? Ne zaman Türkiye'de bir demir perde indi de bizim haberimiz yok?
"NE ZAMANDAN BU YANA HUKUK ORTADAN KALKTI?"
- Ne zamandan bu yana hukuk ortadan kalktı? Gücünü yasadan ve Anayasa'dan almayan bir yasakla karşı karşıyayız. RTÜK kendisini hangi kanunun yerine koyuyor?
- Hangi mahkemenin yerine koyuyor? Türkiye'de kime iktidar karşıtı propagandadan ceza verilebilir ki Halk TV'ye veriliyor? İstersem yaparım. Ki onu yaptığımı söylemiyorum ama, RTÜK benim keyfimin kâhyası mı? İstersem propaganda yaparım, istersem aleyhte konuşurum.
- Siz hangi sıfatla, hangi yasaya dayanarak siz benim iktidar karşıtı görüşler ileri sürmemi ve bu yönde işte yayınlar yapmamı engelleyebilirsiniz? Eğer Türkiye'de yani iktidar karşıtı propaganda yapmak diye bir yasak varsa RTÜK'ten rica ediyorum gelsin koysun önümüze, görelim biz bu yasayı.
- Kim çıkarmış o kanunu? Bu, varsa müeyyide, varsa bir yönetmeliği hangi yasaya dayanıyormuş? Peki öyle bir yasa varsa muhalefet karşıtı yayın yapmak yasası da mı var? Var mı böyle bir yasak? Yoksa buna dair bir hürriyet mi var? Bilelim. İktidar karşıtı propaganda yasası varsa mutlaka muhalefet karşıtı bir yasak da olmalı. Akıl bunu gerektirir. Siz neye dayanarak böyle bir kural, böyle bir keyfiyete başvurup bizleri cezalandırabilirsiniz?
"BEN O YAYINDA BÖYLE BİR CÜMLE ETMEDİM"
- MHP ve Devlet Bahçeli, yani MHP ve Bahçeli'yle ve MHP'yle ilgili gerçek dışı beyanlarda bulunduğu iddiasından bahsediyor, değil mi? Burada dayanak olarak da neyi gösteriyor? İşte "Görüntüler izlenmiş." şeklindeki alt yazıyı gerekçe gösteriyor. Ben yayınlarda ifade ettim, ben o yayında böyle bir cümleyi sarf etmediğimi söyledim.
- Benim o gün yayında sarf ettiğim üç temel iddia var. Bunlardan biri, üç milletvekilinin altın kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle MHP'den istifasının istendiği yönündeki bir iddia. Diğeri, Cumhurbaşkanı'yla Erdoğan görüşmesinde , Cumhurbaşkanı'yla Bahçeli görüşmesinde Sayın Erdoğan'ın Sayın Bahçeli'ye bir dosya verdiği bilgisi ve MHP'ye ve Bahçeli'ye parti içerisinde çeşitli fotoğrafların gösterildiği bilgisiydi.
- Ya bunlardan en kritik olan, benim aktardığım bilgilerden en kritik olan üç milletvekilinin altın kaçakçılığı iddiasıyla açığa alındığı, partilerinden istifasının istendiği iddiasıydı. Diğerleri bunlar arasında bir önem arz etmiyor ya da hiyerarşide çok daha gerilerde yer alıyor.
- Fakat İletişim Başkanlığı'nın Dezenformasyonla Mücadele Dairesi'nin yayınladığı bildiride ve yine bu karara dayanak oluşturan iddialar arasında yer alan, "Görüntüler, Erdoğan'la Devlet Bahçeli görüşmesinde Cumhurbaşkanı Bahçeli'ye görüntüler izlettiği" iddiasını biz dile getirmedik.
"HADİ DEMİŞ KABUL EDELİM, BU DA SUÇ OLUŞTURMUYOR?"
- Dile getirmiş olalım. Yani demedik ama, demiş kabul edelim. Ya bu da bir suç oluşturmuyor ama her şeyden evvel burada asıl suç oluşturacak konu görüntüler izletip izletilmediği, dosya verilip verilmediği meselesi değil, üç MHP'li milletvekilinin bundan üç dört gün önce kaçak altın soygununa karıştığı gerekçesiyle partilerinden istifasının istenmesidir.
- Aradan üç dört gün geçti, zannedersem geçen pazartesiydi. Yani üç gün, dört gün, üç gün geçti. Ya şu iki üç günde, özür dilerim, olur mu, geçen çarşamba günüydü. Bir haftadır. Remziye Hanım, bir haftadır şu üç milletvekilinden "Biz bu suçu işledik ya da işlemedik." diye bir açıklama duydunuz mu?
- Haklarında bir soruşturma olup olmadığını duydunuz mu? Duymadınız. Nasıl olur? Nasıl olur da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin mensubu üç milletvekili altın kaçakçılığıyla soruşturulur da eğer doğruysa haklarında soruşturma açılmaz, doğru değilse bu milletvekilleri açıklama yapmaz. Burada vahim olan budur. Tekrar başa dönüyorum,
- Türkiye'de RTÜK kendisini meclisin yerine koymuş, kanun uydurmuştur, yasak uydurmuştur. Türkiye'de hiçbir eylem kanunda karşılığı yoksa suç diye de cezalandırılamaz.
- İktidara muhalefet etmek, iktidar aleyhine propaganda yapmak diye bir suç yoktur! İstersek bunu dilersek yaparız. RTÜK de bunu denetleyecek kudret değildir.
- Kanun dışı bir ceza vermiştir.