Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çalışma Bakanı Işıkhan'a CHP'li belediyeleri 'Silkele' talimatının ardından SGK borçları nedeniyle haciz ve banka hesaplarına bloke işlemi başlandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da Kent Lokantası projesinin örnek alan Çerkezköy Belediyesi'nin açılışında konuştu. İmamoğlu, ilçede açılan Kent Lokantası önünde açıklama yaptı.
Ekrem İmamoğlu, "Milletin bakanı. Bakanına ne der bir cumhurbaşkanı? Der ki: “Yahu şu SGK borçlarını tahsil etmenin bir yöntemini bulun. Sayın bakan yapılandırır mısınız veya tahsilatını şöyle yapar mısınız, böyle yapar...” Lafa bakar mısınız? Silkeleyin. Ya burası pehlivan meydanı. Gel bir tane vatandaşımızı sen silkele bakalım. Hadi bakalım. Varsa yüreğin, gel silkele. Burası pehlivan er meydanı. Öyle değil mi? Trakya dedin mi er meydanı. Gel bir silkele bakalım. Lafa bakar mısınız?" ifadelerini kullandı.
"AKIL ONLARDAN UZAKTA"
İmamoğlu şöyle konuştu:
- "Yahu ben bazen bunların akılla aralarındaki mesafenin açıldığını düşünüyorum. Gerçekten. Öbürünü diyemiyorum.
- Dava açarlar diye bak neler söylüyorum. Bak tarif yapıyorum çünkü bir şey dersem akılla aralarındaki mesafenin açıldığını düşünüyorum.
- Akıl onlardan uzakta. Akıl bir türlü yok. Kent lokantasına laf edeceğine memleketin ekonomisini düzelt, ekonomisini.
- Neymiş efendim? Kent lokantası boşuna açıyormuşuz.
- Bundan sonraki her seçim gençlerin zaferi olacak. Ona göre. Gençlerin zaferi olacak. Bundan sonraki her seçim.
- Şimdi sevgili hemşerilerim, kıymetli dostlarım, bakın. Kent lokantasına laf ediyorlar.
"KREŞLERİ KAPATACAĞIZ DİYE BAĞIRIP ÇAĞIRIYORLAR"
- Niye? Milletin parasını millete veriyoruz diye. Kreşleri kapatacağız diye bağırıp çağırıyorlar. Niye? Milletin parasını millete veriyoruz diye. Öğrencilere burs veriyoruz. Ona da bağırıp çağırıyorlar. Niye? Milletin parasını millete veriyoruz diye. Anne kart dağıtıyoruz.
- Milletin parasını millete veriyoruz. Bunlar, bunlar milletin parasını millete verme şiarını kaybettikleri için bize sataşıyorlar.
- Bugün yeni bir sataşma modelini çıkardılar. SGK borçlarına haciz koyuyorlar. SGK borçlarına muhtelif şehirlerimizde haciz koyuyorlar.
- İstanbul'a da koydular diye haber yaptılar. Henüz erişemedik. Şimdi bakın, birkaç sayı vereceğim.
- Rakam vereceğim size. Neymiş efendim? SGK borçlarını ödesin belediyeler. Hani dedi ya, dedi ya bakanına diyor ki:
"O BAKAN SENİN EMİR KULUN DEĞİL"
- “Sayın bakan” diyor. “Silkele şu belediyeleri.” Silkele diyor, değil mi? Dinlediniz değil mi? Yahu bir cumhurbaşkanı bakanına ne der? “Sayın bakanım” Bakın “sayın bakanım” Böyle demez yani.
- Silkele şu belediyeleri demez. Senin emir kulun değil o bakan, bakan.
- Milletin bakanı. Bakanına ne der bir cumhurbaşkanı? Der ki: “Yahu şu SGK borçlarını tahsil etmenin bir yöntemini bulun. Sayın bakan yapılandırır mısınız veya tahsilatını şöyle yapar mısınız, böyle yapar...” Lafa bakar mısınız? Silkeleyin.
- Ya burası pehlivan meydanı. Gel bir tane vatandaşımızı sen silkele bakalım. Hadi bakalım. Varsa yüreğin, gel silkele.
- Burası pehlivan er meydanı. Öyle değil mi? Trakya dedin mi er meydanı. Gel bir silkele bakalım. Lafa bakar mısınız?
- Belediyeleri, belediyeleri silkele. Ya ayıptır, ayıp. Bakın size birkaç rakam vereyim. Belediyelerin, aynen öyle. Belediyelerin 96 milyar lira borcu var. SGK borcu. SGK’nın 2024, 2024 gelirleri üç buçuk trilyon lira.
- Yani tüm belediyelerin, bakın CHP'lisi, o'su bu'su yok. Tüm belediyelerin SGK'ya olan borcu toplam gelirinin yüzde 2.7'si değil.
- Yani 2,5 borcu olan bir belediyelerin üstüne peşine çullanıyorsun. Niye? Belediyeleri seçimde kaybettin diye.
- Yani 420'ye yakın belediye CHP kazandı diye. Bu kafayla gidersen bir dahaki seçimde 850 olacak, 850. 850. Allah akıl versin. Neymiş? Haciz koyacakmış.
- Bakın biz Belediyeler Birliği olarak dedik ki: “Bunu yapmayın.” Gittim ben Maliye Bakanlığı'na gittim, sonra yazı ile bildirdim. Bir yapılandırma yapın.
- Yapılandırma yapın. İnsanlar, belediyeler borçlarını ödeyebilsin. Ya belediye kimin? Milletin. Belediye hizmet yapıyor. Bak başkanım şu anda burada 10 dakikaya onlarca hizmetini sığdırdı. Vatandaş memnun, bir daha seçti, bir daha seçti, bir daha seçti.
"AK PARTİLİ BELEDİYELERİN BORCUNU ÖDÜYORUZ"
- Yahu bu, bu, bu tarz bir kurumsallara bu şekilde laf olur mu? Böyle silkeleyle veya hesabına haciz koyma ile olur mu? Daha kötüsü şu anda öyle abartılacak bir mesele de yok.
- Ama belli bir medyada bu haberleri yapalım. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin itibarlarını zedeleyelim. Ya bizim itibarımız milletin gönlüne girmiş, girmiş.
- Onu sen hiçbir şey yapamazsın. Yapamazsın. Bak bu kafayla gidersen, diyorum 850 belediye alır bu Cumhuriyet Halk Partisi, 850.
- Çünkü bizim derdimiz milletin parasını millete vermekle. Ama siz birilerini korumakla hayatınızı geçiriyorsunuz. Gözünüzü Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kasasına diktiniz.
- Kaldı ki Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin sayısı 200'lerden 400'lere çıktı. İki kat arttı. Yani CHP'li belediyeler 7-8 ayda mı borç yaptı?
- Ya biz AK Partili belediyelerin borcunu ödüyoruz. Bir de böyle bir derdimiz var.
- Allah'ın izniyle, Allah'ın izniyle ilk genel seçimde geleceğiz. Sizin yaptığınız borçları da ödeyeceğiz. Sizin yaptığınız borçları da ödeyeceğiz.
- Ekonomiyi de düzelteceğiz. Onun için ekonomiyi düzeltmekle uğraş. Emeklinin, emeklinin, benim amcamın, teyzemin, abimin, ablamın başını öne eğdirme.
- Emeklinin maaşını düzelt. Asgari ücreti düzelt. Vatandaşın çoluğunu çocuğunu okutması için cebine para koy. Okullara gidip, okullara gidip temizlik yapan, ilkokula gidip beslenme çantasını dolduran, paralarını harcayan, vatandaşı için harcayan belediyelerin kasasına göz dikme.
- Bakın bizim kasamızın şöyle bir bereketi var. Bizim kasamız milletin vergileriyle bizim kasamıza gelen paralar.
- Ama bir de bunlar ne yapıyor, biliyor musunuz? Seçimde kendi belediyeleri kazansın diye sadece İstanbul'daki AK Partili belediyelerin 25 tanesinin kasasına tam 1 milyar lira Cumhurbaşkanlığı özel o örtülü ödenek mi diyorlar ona?
- Örtülü ödenekten para aktarıyorlar. Niye? Seçimi kazansın diye. Peki kimin kasası? Cumhurbaşkanının örtülü ödenek kasası.
"BUNLARIN AKLI ANCAK BUNU YAPAR"
- Peki kimin parası? Milletin parası. Peki millet bunu o ödenekten nereye kullanması için veriyor sana? Hayırlı işlere. Sen ne yapıyorsun?
- AK Partili belediyeler kazansın diye AK Partili belediyelerin kasasına örtülü ödenekten para yolluyorsun. Peki o belediyelerin o dönemde SGK borçları var mıydı?
- Hem de milyarlarca lira vardı. Onu o dönem kesmiyorsun. Bir de örtülü ödenekten parayı AK Partili.
- Bunların aklı ancak bunu yapar. Bunların aklı milletin parasını bir avuç yandaşa dağıtır. Allah’ın izniyle biz, başkanım veya bütün Cumhuriyet Halk Partili başkanlarımızla ne yapacağız? Milletin parasını millete dağıtmaya devam edeceğiz. İşte kent lokantası öyle bir iş.
- Ahlaklı bir iş. Ne zamana kadar? Milletimizi zenginleştirinceye kadar. Milletimizi zenginleştirdikten sonra bu mekanlar başka hayırlı işler yapacak.
- Bize yoksulluk yakışmıyor benim hemşehrilerim. Bu cennet vatanın evlatlarına yoksulluk yakışmıyor. Bu cennet vatanın kızlarına, oğullarına yoksulluk yakışmıyor.
- Gençlerine, emeklilerine, emekçilerine yoksulluk yakışmıyor. Bizi yoksullaştıran bu zihniyet, yarın öbür gün belediyenin kasasına göz diken bu zihniyet, yarın öbür gün sizin cebinize de göz diker. Onun için Allah bunların gazabından milletimizi korusun, nokta.
- Allah bunlara akıl versin. Duamı gene edeyim. Yaramıyor ama gene edeyim."