Hüda-Par Şeyh Said ve Said Nursi için devletten özür istedi! Şeriatı da savundular

HÜDAPAR, Meclis Başkanı Kurtulmuş’a sunduğu raporda İmralı Süreci için yeni anayasa, silah bırakan tüm yapılara yönelik düzenleme, anadilde eğitim ve Şeyh Said gibi isimler için resmî özür talep etti. Raporda “İslam birliği”, ulusalcılık eleştirisi ve 1921 Anayasası vurgusu da yer aldı.

Hüda-par Meclis'te süren çözüm komisyonu çalışmaları kapsamında hazırladığı sürece dair değerlendirme raporunu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a sundu. Raporda, yalnızca terör örgütü PKK değil, silah bırakan tüm yapılara yönelik kapsayıcı yasal düzenleme çağrısı dikkat çekti.

Hüda-par, çözüm sürecinin sadece Türkiye’yle sınırlı görülmemesi gerektiğini belirterek, bölgesel düzeyde "Türk-Kürt-Arap ittifakı" çağrısında bulundu:

"Siyonist tehlikeye karşı ‘Türk-Kürt-Arap İttifakı’ olarak özetlenebilecek ‘terörsüz bölge’ söylemi; Kürt, Arap, Alevi ve Sünni fark etmeksizin bir bütün olarak Suriye’nin de Esad sonrası adil, huzurlu ve güven veren bir devlet düzenine kavuşması hedefiyle de örtüşmektedir. Ancak öncelikli hedef, Türkiye içinde silahların devre dışı kalması ile sorunlarımızı, çözüm için elverişli olan sivil siyaset zeminine taşıyıp sakince tartışmak olmalıdır"

Çözüm süreci ve Gezi değerlendirmesi

Parti, 2013–2015 çözüm sürecinde Kürt siyasi hareketinin ve PKK’nın yanlış tutumlar izlediğini, sürecin Gezi ve dış müdahalelerle sabote edildiğini iddia etti:

"Önceki Çözüm sürecinin emperyalistlerin PKK’ya Suriye sahasında bulunduğu vaatlere kurban edildiği ortaya çıkmıştır. Türk ve Kürtlerin barış içinde bir arada yaşama çabası olan çözüm süreci, ABD’nin Suriye’deki desteğine karşılık ‘Erdoğansız Türkiye’ talebine feda edilmiştir.

O süreçte HDP, Gezi Olaylarının da etkisi ile Erdoğan’ın başkan seçilmemesi için adeta seferberlik ilan etmişti. Erdoğansız bir Türkiye hayali ile çözüm sürecini akamete uğratan ekibin, bir kez daha harekete geçme ve süreci Amerika ve İsrail’in vaatlerine kurban etme ihtimali göz ardı edilmemelidir"

YASAL DÜZENLEME GENİŞLETİLSİN ÇAĞRISI

Rapor, yapılacak düzenlemelerin örgütsel değil, ilkeli ve kapsamlı olması gerektiğini belirtti:

"Yapılacak yasal düzenlemelerin ‘kişiye veya tek bir örgüte özel imtiyaz’ algısından uzak, hukuk devletinin ‘genellik’ ve ‘eşitlik’ ilkelerine uygun olması hayati önem taşımaktadır.

Feshedilen veya münfesih sayılan örgütlerin; şiddet eylemlerine bizzat iştirak etmemiş, eline silah almamış üyeleri, kurucuları ve yöneticileri hakkında ‘örgüt üyeliği’ veya ‘yöneticiliği’ suçlamasıyla ceza verilmemeli… Amaç cezalandırmak değil, ‘terör örgütü’ vasfını yitirmiş bir yapının mensuplarını topluma entegre etmek olmalıdır."

İslamcı bakış ve laiklik karşıtı vurgular

Rapor, Kürtlerin sekülerleştirildiğini iddia ederek Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecini "İslam kardeşliğinin kopuşu" olarak yorumladı:

"Ümmet bilinci ile hareket eden Kürtler, Türklerle İslam kardeşliği ortak paydasında buluşarak Malazgirt Zaferi’nden günümüze kadar tarih ve kader birlikteliği yapmıştır.

Tanzimat Fermanı… ‘Şeriat adına Şeriatı lağveden’ bir sürece kapı aralamıştır... Devletin, İslam’ı esas alan ümmet temelli hâkim anlayışı değişmiş; bunun yerini ‘Batıcılık’ ve ‘Ulusçuluk’ paradigmaları almıştır"

Rapor, 1921 Anayasası’nı İslami birlik perspektifinin ürünü olarak sunarken, Sykes-Picot anlaşmasını emperyalist düzenin simgesi olarak değerlendirdi:

"1921 Anayasası… Kurtuluş Savaşını veren kurucu iradeyi ve dolayısıyla Cumhuriyetin gerçek kurucu ilkelerini yansıtmıştır.

‘Sykes-Picot düzeni’, Kürt coğrafyasını yeni kurulan ulus devletler arasında parçalara ayırarak… dillerinin yasaklandığı baskıcı bir statüko inşa etmiştir"

"ŞEYH SAİD VE SAİD NURSİ İÇİN ÖZÜR İSTEDİLER"

Raporda, geçmişteki devlet uygulamaları eleştirilerek bazı tarihi figürler için resmî özür ve mezar yerlerinin açıklanması istendi:

"Başta Şeyh Said olmak üzere, halkın saygı duyduğu Kürt âlimlerine geçmişte yapılan zulümler resmen kabul edilmeli, devlet adına özür dilenmelidir. Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza’nın mezar yerleri açıklanmalıdır."

Ulus-devlet modelinin toplumu parçaladığı ileri sürülerek, İslam ortak paydasında bir siyasi birlik önerildi:

"Ulusalcılık… Müslüman halkları ortak bir gelecek tasavvurundan uzaklaştırmakta… Bu ortak değerin ve en güçlü bağın İslam olduğu açıktır"

HÜDAPAR’ın anayasal değişiklik önerileri özetle şöyle:

Yeni anayasa çağrısı: "Darbe ürünü 1982 Anayasası yerine… halkın inanç değerleriyle uyumlu, adalet ve eşit vatandaşlık temelinde yeni bir anayasa hazırlanmalıdır"

Vatandaşlık tanımı: "Anayasanın 66. Maddesinde yer alan… etnik çağrışımı olmayan, kapsayıcı, aidiyet bağını esas alan bir vatandaşlık tanımı getirilmelidir"

Resmî dil düzenlemesi: "Devlet, Türkçe’nin yanında vatandaşların anadillerini öğrenmelerini ve bu dilde eğitim almalarını güvence altına alır"

"Sykes-Picot sınırları sembolik hale getirilmeli… akrabalarla beşerî, ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi için her türlü kolaylık sağlanmalıdır.

Ceza ve dava zaman aşımı süreleri yeniden düzenlenerek, toplumsal kabulün oluşacağı uygun bir zeminde eve dönüşlerin önü açılmalıdır.”

Siyaset Haberleri