Türkiye Cumhuriyeti, 29 Ekim 2023 Pazar günü 100 yaşında olacak.
Çağdaşı birçok devlet tarihe gömülürken Türkiye Cumhuriyeti’nin bu coğrafyada 100 yılı geride bırakıp ikinci yüz yılına girmesi büyük bir başarıdır.
Bir asırlık ömründe ayakta kalabilmek Türkiye Cumhuriyeti için kolay değildi.
Nitekim birçok badireyle karşılaştı ve onları aşmayı bildi.
Bu başarıyı çağının ötesini görebilen, büyük lider Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.
Gençliğe hitabesinde öngördüğü gibi içeriden ve dışarıdan birçok saldırıya karşın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yaşına ulaşmasının nedeni Atatürk’ün attığı temelin sağlam oluşudur.
100 yaşına ulaşan devletler bunu büyük bir coşkuyla, günlerce, haftalarca kutlarlar.
Ancak Türkiye’de böyle bir hava, böyle bir coşku yok.
Aksine, hazırlanmış kutlama programların ertelendiğine tanık oluyoruz.
100. yıl nedeniyle bazı devlet kurumlarının hazırladığı internet sitelerinde Atatürk’ten ve Cumhuriyet’ten çok iktidar propagandası ön planda. Bu sitelere bakarsanız AK Parti iktidarından önce Türkiye’de kimse taş üstüne taş koymamış!
Oysa Atatürk’ün nasıl ileriyi gören bir lider, Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl büyük bir devrim olduğunu genç nesillere aktarmak devletin görevi olmalıydı.
Ancak devleti yöneten iktidarın Atatürk’le, başta laiklik olmak üzere ilke ve devrimleriyle sorunlu olduğu bir sır değil.
Bu iktidar mensuplarının bir bahane bulduklarında milli bayram kutlamalarına katılmaktan kaçındıkları, kutlamak zorunda kaldıklarında ise mümkün olduğunca sönük törenleri yeterli gördükleri biliniyor.
Bu duruş siyasal İslamcı akımların; saltanatın yıkılmasına, cumhuriyetin kurulmasına ve hilafetin kaldırılmasına karşı oluşlarından kaynaklanıyor.
Son 20 yıldır Türkiye’yi tek başına yöneten AK Parti iktidarı döneminde laik cumhuriyet yerine şeriat, hilafet isteyen tarikatların siyasal ve toplum yaşamda, devlet bürokrasisinde öne çıkmaları da aynı anlayışın doğal bir sonucu.
Cumhuriyetin 100 yılının isteksiz, coşkusuz bir şekilde geçiştirilmesi çabası, Osmanlıcılık, İslamcılık, hilafet özlemlerinin dillendirilmesi de aynı anlayışın yansıması.
100. yıl kutlamaları CHP’li belediyeler, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri tarafından birçok engel aşılarak yapılabiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı bir resepsiyonla geçiştirilecek küçük bir olay değil.
Bu isteksiz, coşkusuz hal Ankara’daki yabancı büyükelçilerin bile dikkatini çekti. “Neden kutlama davetiyeleri hala gelmedi” diye birbirlerine soruyorlar.
İktidar isteksiz davransa da halk Atatürk ve laik Cumhuriyet’in değerini biliyor.
Eminim 29 Ekim’de Anıtkabir yine dolup taşacaktır,
Komşularımızda yaşananlara bakınca Atatürk’ün ve laik Cumhuriyet’in değeri çok daha iyi anlaşılacaktır.
Hiçbir siyasal İslamcı akım ve iktidarın Atatürk sevgisini bu halkın gönlünden silmeye gücü yetmez.
Atatürk’e, ilkelerine ve devrimlerine karşı yapılan her hamle, her kesimden vatandaşın O’na olan sevgisini ve saygısını büyütmekten öte bir sonuç doğurmamıştır, bundan sonra da doğurmayacaktır.
Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler arasında demokrasiye, laikliğe, sosyal devlete, hukukun üstünlüğüne, kadın-erkek eşitliğine, akıla ve bilime dayalı eğitime, çağdaş devletler topluluğu içinde saygın bir yere sahip tek örnek Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Bu Atatürk’ün eseridir.