TBMM Genel Kurulu’nda bugün; HDP Grubu’nun, “Devlet içindeki çete yapılanmalarıyla ilgili iddiaların araştırılması” amacıyla verdiği Meclis Araştırma önergesinin gündeme alınması önerisi görüşüldü. Önergenin gerekçesini HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, açıkladı.
'Sokaklar suç şebekelerinin hesaplaşma yerine dönüşmüştür'
Murat Çepni, “Türkiye'de çeteleşme ve uyuşturucu trafiği artık çok çıplak bir biçimde yaşanıyor. Sokaklar uyuşturucu çetelerinin, mafyaların, mafya babalarının hesaplaşma yerine dönüşmüş durumdadır ve bu hesaplaşmalar içerisinde suçsuz insanlar yoldan geçerken, evinin balkonunda otururken hayatlarını kaybetmişlerdir. Sokaklar suç şebekelerinin hesaplaşma yerine dönüşmüştür” dedi.
'TBMM buna hızlıca el atmalıdır'
Çepni, çeteleşme ve mafyalaşmaya dikkat çekerek “Tüm toplumun büyük bir endişeyle izlediği çeteleşme, mafyalaşma, bunların devletle ilişkisi ve siyasi cinayetlerle ilgili iddiaların araştırılmasını istiyoruz. Doğal olarak da TBMM’nin bu konuda yapması gereken en temel işlerden bir tanesinin buna hızlıca el atması ve bu konuda doğrudan bir sorumluluk almasını beklemektir” dedi.
'Gerçek şu ki bütün bu katiller ve şebekeler sonuçta ödüllendirilmişlerdir'
Faili meçhul cinayetlere dikkat çeken Çepni, “Türkiye tarihi bir teki dahi aydınlatılmamış cinayetlerle doludur; binlerce faili meçhul gözaltında kayıplar ve siyasi cinayetler. Bırakın bu cinayetlerin, bu suçların aydınlatılmasını, bırakın bunlarla ilgili sağlıklı bir kovuşturmanın yürütülmüş olmasını, tam tersine tüm bu suçlar neredeyse bir yönetme biçimi hâline gelmiştir; katiller bırakın cezalandırılmayı ödüllendirilmişlerdir. Göstermelik yargılamalarla kimi mahkeme kararları ortaya çıkmasına rağmen sonuçta gördüğümüz gerçek şu ki bütün bu katiller ve şebekeler sonuçta ödüllendirilmişlerdir” diye konuştu.
'Sokaklar suç şebekelerinin hesaplaşma yerine dönüşmüştür'
Suçluların yeterli cezaları almadığını ifade eden Murat Çepni, şunları söyledi:
“Tetiği çekenler göstermelik olarak ceza almıştır ama tetiği çektirenler, bunun arkasındaki şebekeler gizlenmiş ve bunlar doğrudan siyasetin merkezine yürümüşlerdir. Türkiye'de çeteleşme ve uyuşturucu trafiği artık çok çıplak bir biçimde yaşanıyor. Sokaklar uyuşturucu çetelerinin, mafyaların, mafya babalarının hesaplaşma yerine dönüşmüş durumdadır ve bu hesaplaşmalar içerisinde suçsuz insanlar yoldan geçerken, evinin balkonunda otururken hayatlarını kaybetmişlerdir. Sokaklar suç şebekelerinin hesaplaşma yerine dönüşmüştür. Uzun namlulu silahlarla çeteler birbiriyle hesaplaşmaya girişmişlerdir ve uluslararası uyuşturucu çetelerinin baronları, çete şefleri Türkiye'yi mekân edinmişlerdir, yurt edinmişlerdir.”
'Bunlar, mutlak kötülüğün timsalidir'
HDP’nin önergesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz alan Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, “Demokratik devletler meşru mekanizmalar dışında hiçbir adım atmaz, meşru kuralların dışına çıkmaz; aksi takdirde devlet olma vasfını, devlet olma meşruiyetini kaybeder, egemenliğini yitirir. Tarih boyunca birçok ülkede devleti içeriden ele geçirmeye ya da devletle iş birliği yapmaya yeltenen bu tür yapılanmalar var olmuştur. Bunlar, mutlak kötülüğün timsalidir. Ülkemizde de benzer girişimler olmuştur, olmaya devam etmektedir. Bu tür yapılanmalar kalleştir çünkü kendilerine ait olmayan imkânları kendi çıkarları için kullanıp bunu ideoloji ve değerler madrabazlığıyla meşrulaştırmaya çalışırlar; kalleştirler çünkü kendilerine ait olmayan olanakları istismar ederler; kalleştirler çünkü gasp ettikçe ideolojik söylemlerini abartırlar, ezdikleri değerleri kutsadıklarını öne sürerler; kalleştirler çünkü olmayan düşmanlar yaratırlar” diye konuştu.
'Mehmet Ağar'ın ‘Tuğlayı çekersek duvar yıkılır’ sözü vicdan sahibi olan herkesin yüreğini dağlamaktadır'
CHP Grubu adına konuşan Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, tam 30 yıl önce bugün katledilen araştırmacı gazeteci, yazar Uğur Mumcu’yu anarken, “Uğur Mumcu katledildiğinde dönemin İçişleri Bakanı, bugün de adı bir dizi karanlık işlerle anılan Mehmet Ağar'ın ‘Tuğlayı çekersek duvar yıkılır’ sözü vicdan sahibi olan herkesin yüreğini dağlamaktadır” dedi.
'O tuğla çekilecekse çekilsin ve o duvar yıkılacaksa yıkılsın. yeter ki gerçekler ve gerçek failler ortaya çıksın'
Aytekin, “Türkiye'de devlete sızan ve hukukun dışına çıkanlar, sırtı sıvazlananlar toplum vicdanında büyük travmalara sebep oldu. Metin Göktepe, Musa Anter, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Onat Kutlar, Necip Hablemitoğlu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Tahir Elçi; daha geriye gittiğimizde Ümit Kaftancıoğlu, Cavit Orhan Tütengil ve Abdi İpekçi... Hepsi devletin içerisine sızmış çetelerin, suç örgütlerinin, yabancı servislerin kurbanıdır ve tüm bunlarla ilgili gerçek bir hesap sorma tüm ailelerin ve toplumun beklentisidir. Derin mahfillerde dosyaların karartılmasına bir kez göz yumulduğunda faili meçhuller sürmeye devam eder. Bugün ise Sinan Ateş dosyası aynı zihniyet tarafından kapatılmak istenmektedir. TBMM bu karanlıkla yüzleşmek, üzerine gitmek zorundadır; bunu adaletin gelmesi için yapmak zorundadır. Buradan bir kez daha güçlü bir şekilde söylüyoruz; o tuğla çekilecekse çekilsin ve o duvar yıkılacaksa yıkılsın. Yeter ki gerçekler ve gerçek failler ortaya çıksın” diye konuştu.
'Dünyada uyuşturucu suçlarına en ağır cezaların verildiği ülkelerin başında geliyoruz'
AKP Grubu adına söz alan Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel, “Bir dönem ülkenin dört bir yanında türemiş, kerameti kendinden menkul, cafcaflı lakaplarla anılan sözde babaların racon kestiği Türkiye'yi hukuktan başka yöntemlerin geçerli olmadığı bir seviyeye getirdik. Özellikle uyuşturucu suçlarıyla mücadele ederken kimsenin gözünün yaşına bakmadık. Dünyada uyuşturucu suçlarına en ağır cezaların verildiği ülkelerin başında geliyoruz” dedi.
HDP’nin “devlet içindeki çete yapılanmalarla ilgili iddiaların araştırılması” için verdiği önergenin öne alınması önerisi AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla reddedildi.