Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Bahçeli'nin Amedspor'a yönelik ırkçı saldırılara sahip çıkmasına tepki gösterdi. Buldan, "Amed vardır, var olmaya devam edecektir. Amedspor vardır, var olmaya devam edecektir. Hükümetin küçük ortağı biraz önce yaptığı konuşmada, ırkçı saldırılara, 90'ların karanlık çetelerine bir kez daha sahip çıktı" diye konuştu.
Buldan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
'90'ların karanlık çetelerine sahip çıktı'
"Hafta sonu Amedspor-Bursaspor maçında örgütlü, faşist bir saldırıya ülkece tanık olduk. Sahada ırkçı gruplar tarafından tribünlerde sergilenen resimler bu saldırının arkasında kimlerin olduğunu bizlere bir kez daha çok net olarak göstermiştir.
Hükümetin küçük ortağı biraz önce yaptığı konuşmada, ırkçı saldırılara, 90'ların karanlık çetelerine bir kez daha sahip çıktı.
'Amed yok' dedi, 'Amedspor yok' dedi. Amed vardır, var olmaya devam edecektir. Amedspor vardır, var olmaya devam edecektir. Amedspor gol atmaya devam edecektir. Olmayacak olanlar sizlersiniz. Bu seçimde gidecek olan sizlersiniz. Irkçı konuşmalarınızla, saldırgan tavırlarınızla ve bu zihniyetinizle gitmeye mahkumsunuz. Biz sizi göndereceğiz.
90’lı yılların karanlık ruhunu yeniden canlandırmak isteyenlere, faşizmi can suyu olarak görenlere halkımız en büyük cevabını elbette sandıklarda verecek.
Bu ülkeyi doksanların karanlığına götürmenize asla izin verilmeyecek. Ama şunu da ifade etmek isterim ki siz doksanların karanlık çukurunda kalmaya devam edeceksiniz. Bütün Türkiye halklarına karşı geliştirilen bu tehdidin sahipleri bilsin ki demokrasi ve barış mücadelemizin karşısında bütün kirli tezgâhlarınızla birlikte yenileceksiniz, gideceksiniz ve kaybedeceksiniz.
'Erkek egemen iktidarı göndereceğiz'
Halklarımızın geleceği bizler için her türlü hesabın üzerindedir. Bizler HDP olarak şimdiye kadar nasıl ilkelerimiz doğrultusunda yol aldıysak bundan sonra da bu ilkeler doğrultusunda belirleyici rolümüzü yerine getireceğiz.
Tekçi, otoriter, erkek egemen iktidarını kesinlikle göndereceğiz. Bu yolda hiçbir hesap, provokasyon bizlere engel olamayacaktır. Çözüm bir arada ortak yaşamı esas alan ilkelerde buluşmaktır. Çözüm; imha ve inkar değil, yok saymak değil, halkların demokrasi, eşitlik ve özgürlük talebini yerine getirmektir.
Emek ve Özgürlük İttifakı tüm bu gerçeklikleri görerek halkların umudu olacaktır. Ülkenin içine sürüklenmek istendiği kaosa, acılara karşı gün umudu büyütme, dayanışmayı yükseltme günüdür.
Acımız elbette çok büyük, öfkemiz diri, yasımız derin ve bunun elbette farkındayız. Tüm bunların yanında direnişimiz de dayanışmamız da büyük. Erkek egemen devletin her türlü engellenmesine rağmen büyüyen toplumsal dayanışmamız, kadın dayanışmamız, gençlik dayanışmamız demokratik ve eşit geleceğe dair umudumuzun da kaynağıdır.
İlk günden itibaren deprem bölgesine giderek kadın dayanışmasını en etkili şekilde yürüten kadınları, mor TIR’ları doldurarak deprem illerine ulaştıran kadınları, zindanlardan gönderdikleri malzemelerle dayanışmanın en güzel örneğini ortaya koyan tüm tutsak kadın yoldaşlarımızı sizlerin huzurunda bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
'Depremzedelerin seslerine kulaklar tıkalıydı'
Yarın 8 Mart. Bizler bu 8 Mart’ta depremi felakete dönüştüren tek adam rejime, erkek egemen sisteme, kadına yönelik şiddete karşı yalnız değil birlikteyiz. Jin, jiyan, azadi diyerek en güçlü şekilde alanlarda olacağımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz.
Maalesef ki meydana gelen depremde on binlerce canımızı kaybettik, yüzbinlerce canımız başka illere göç etmek zorunda kaldı. Enkaz altından kurtarın diyen seslere ilk 3 gün gönüllüler, STK’lar, kadınlar, gençler, muhalif siyasi partiler dışında ne yazık ki ses veren olmadı. Devlet yoktu diyenler enkaz altından yakınlarını çıkartmak isteyenlerin sesiydi.
Devlet yoktu, AKP - MHP ittifakı, AFAD, Kızılay yoktu, depremzedelerin seslerine kulaklar tıkalıydı.
İnsanlar kendi imkanlarıyla enkaz altındaki yakınlarını çıkarmaya çalıştı. Bunu gözlerimizle Adıyaman’da, Maraş’ta, Hatay’da tanık olduk. Enkaz altında sağ kalanlar ne yazık ki soğuktan donarak yaşamlarını yitirdiler.
Depremin öldürmediği yurttaşı hükümetin enkaza dönüştürdüğü kurumların yokluğu öldürdü.
'Gereklilik hellallik istemek değil istifa etmektir'
Bu yaşananların en büyük sorumlusu bu iktidardır. Halkı kendi kaderine terk eden bu iktidardır. Halka çadır, gıda yardımında bulunmak yerine çadırları satan Kızılay’dır. AFAD görevlilerini elleri kolları boş şekilde, neredeyse üçüncü günden sonra deprem illerine gönderen bu iktidardır.
Kendileri ifade ettiler, helallik istediler. Buradan bir kez daha söylüyorum. Bu suçun vebalini kaldıramayacaksınız. Bu halk size hakkını helal etmiyor, etmeyecek.
İnsanlar kaybettikleri yakınlarının cenazesini bile bulamıyorlar. Cenazeler enkazlarla birlikte kaldırılıyor. Çadır bulan soba, soba bulan yakacak, su, gıda bulamıyor. Üzerinden bir ay geçmesine rağmen bu sorunlar hâlâ devam ettiriliyor. Gereklilik helallik istemek değil istifa etmektir.
Bir tek kişinin bile istifa etmemesi utanç tablosudur bu yaşananlar karşısında Hakkımızı helal etmiyoruz."
Kılıçdaroğlu'na tebrik
Öte yandan Pervin Buldan konuşmasının son bölümünde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı adaylığı için tebrik eden Buldan, partisinin aday çıkarma politikasını da bir kez daha değerlendireceğini bildirdi.