Son seçimde HDP’nin önemli ölçüde 'kan kaybetmesinden' sonra açıklama yapan HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hem kendisine hem partisine yönelik bir takım eleştiriler ortaya koymuştu.
'Halkımızdan özür diliyorum'
Demirtaş, kısa süre önce ise sosyal medya hesabı üzerinden 'aktif siyaseti bıraktığını' şu sözlerle açıkladı: "Ben kendi adıma, halkımıza layık bir politika ortaya koyamadığımız için içtenlikle özür diliyorum. Pratikteki çabalarımla bu eksiklikleri giderme sözü veriyorum. Ayrıca, bana yönelik yapıcı eleştirilere teşekkür ediyorum."
'Aktif politikayı şimdilik bırakıyorum'
Demirtaş, siyaset gündemini önemli ölçüde etkileyen açıklamasını ise, mesajının devamında paylaştı:
Eleştirilerden yararlanmaya çalışacağım. Mücadeleyi cezaevinden her yoldaşım gibi dirençle sürdürürken, aktif politikayı bu aşamada bırakıyorum. Hepinize yoldaşça selam, sevgilerimi gönderiyor, hepinizi hasretle kucaklıyorum. Özgür günlerde görüşebilmek dileğiyle.”
‘Büyütülmemesi gereken bir konu’
Kasım 2016'dan beri tutuklu bulunan Demirtaş’ın açıklaması siyasetin gündemine, deyim yerinde ise bomba gibi düştü. Demirtaş’ın istifasının perde arkasını HDP MYK üyelerine sorduk. Konuştuğumuz 3 ayrı üye, Demirtaş’ın aktif siyaseti bırakma kararının büyütülmemesi gerektiği yorumunda ortaklaştı.
'Demirtaş'ın aktif bir görevi yok' hatırlatması
Adının yazılmamasını isteyen kaynaklar, cezaevindeki diğer siyasetçilerin de tweet ve demeçler üzerinden siyaset yapmadıklarını ve bu durumun da gayet normal olduğunu savundu. Bu kişiler, Demirtaş’ın partinin herhangi bir organında aktif bir görevinin de bulunmadığına işaret etti.
‘Demirtaş sussun istiyorlar’
Demirtaş'ın aldığı kararın perde arkasını farklı isimlere de soruduk. Demirtaş’a yakın isimleri de dinledik. Bu isimler, Demirtaş’ın uzun bir süredir parti içerisinde dinlenmediğini öne sürdü. Demirtaş’a yönelik HDP içerisinde bir 'yok sayma' durumunun yaşandığını iddia eden bir kaynak şunları kaydetti: “Demirtaş sussun istiyorlar. Yaptığı öneriler dinlenmiyor. Üstüne bir de seçim sonuçları da böyle gelince Demirtaş’ı sorumlu tutmaya kalktılar.”