CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın ortak cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinin ardından ilk ziyaretini deprem bölgesine gerçekleştiriyor.
Ziyaret kapsamında sabah uçakla Malatya'ya inen Kılıçdaroğlu, gün boyunca çadır kent ve konteyner kentlerde vatandaşlarla buluşuyor.
Öğleden sonra Doğanşehir'e geçecek olan Kılıçdaroğlu, akşam da Maraş'ın Nurhak ilçesine geçecek.
Halk Tv'de Ayşenur Arslan'ın programına bağlanan Ferit Demir, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'den bilgi aldı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Faik Öztırak, Selin Sayek Böke, Seyit Torun, Veli Ağbaba, Mansur Yavaş eşlik ediyor. Malatya'nın esnafı, iş insanları, meslek odası mensupları, sendika başkanları, kanaat önderlerinden depremden sonra neler yaşandığı ve talepleri dinliyor.
Masada altı kişi daha var, altı ittifak ortağının il başkanları bulunuyor. Millet İttifakı'nın takım anlayışını yansıtıyor. İttifak ortaklarımız eksiksiz olarak yanımızda. Yarın da Kahramanmaraş'ta Mansur Yavaş var. Hatay'da İmamoğlu eşlik edecek. İmamaoğlu da Akşener'le birlikte Hatay'daki çadır kentleri geziyor olacak."
KILIÇDAROĞLU GECEYİ ÇADIRDA GEÇİRECEK
Kılıçdaroğlu geceyi depremzede vatandaşlarla birlikte çadırda geçirecek. Özgür Özel "Gece Nurhak'ta geçirilecek. Depremzede ne yiyorsa onu yiyecek, nasıl konaklıyorsa öyle konaklayacak. Sarayların Cumhurbaşkanı değil, gerekirse çadırkentin Cumhurbaşkanı'yla birlikteyiz" diye konuştu.
Güvenlik amirinin çadırda kalmasına endişeyle yaklaştığı öğrenildi. Kılıçdaroğlu'na suikast iddiaları gündeme gelmişti.
GÜVENLİK ÇEMBERİ NASIL KURULACAK?
Özgür Özel güvenlik endişeleri konusunda şöyle konuştu:
"Sahada 54 arkadaşımız görev yapıyor. Geliyor suikast duyumları. Koruma sayımızda bir artış yok, Kılıçdaroğlu'nun böyle bir talebi de yok. Kendisi normal kendi makam aracını kullanıyor. Ama tabii durum ciddi. Zırhlı araç yolladılar kabul etmedi. Bu tehditler aslında seçimi bir korku iklimine taşımaya yönelik. Arkası boş mu çıkar? Genel başkana tehdit iddiaları konuşulduktan üç ay sonra Artvin Şavşat’ta konvoyumuza ateş açılmış ve askerimiz hayatını kaybetmişti.
Bir korumamız da gözünü kaybetmişti. 1,5 kilometre kala durdurulan minibüste belki de 500 kişiyi öldürecek kadar patlayıcı çıkmıştı. Azmettiricileri Süleyman Soylu (İçişleri bakanı) olan ve yapanlara “Mesajınızı aldık, mesaj verdiniz” diyen milli savunma bakanının (Hulusi Akar) katıldığı cenaze töreninde Ankara Çubuk’ta genel başkanımız linç edilerek çıplak ellerle öldürmek istediler. İçine girdiği evi, “Yakın bu evi” diye söyleyenler oldu. Bunların bir tanesi bile cezaevine girmedi. Böyle bir ülkede yaşıyoruz.
Güvenlik güçlerinin de bilgisi var. Bize gelen istihbaratların onlarda olmaması zaten mümkün değil. Bize gelen istihbaratların yetkililerde olmaması mümkün değil. Emniyet Genel Müdürlüğü'ndeki yetkililere güveniyoruz. Zafiyet bunların yönetimine Soylu'ya verip bunların siyasete alet ediliyor olması. Ne yaparlarsa yapsınlar asla korkmuyoruz. Korku iklimine dönüştürmeye çalışanlara karşı bu seçimi bahar iklimiyle yaşamayı, baharların geleceğini hatırlatıyoruz. İstanbul'a nasıl bahar geldiyse Türkiye'ye de bahar gelecek."