Kayyum atanan Esenyurt Belediyesi'nde CHP'li Meclis üyeleri belediye binasına içeri alınmadı. Kasım ayının ilk Meclis Toplantısı için bazı CHP'liler sabah erken saatte geldikleri için içeri girebildi. Onlar da yaka paça polis tarafından dışar atıldıklarını iddia etti. Bazı CHP'liler yaralandıklarını söyledi.
CHP'liler toplanıp binaya girmek istedi. Polis izin vermedi. Barikatın önüne gelen CHP TBMM Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, polisle dakikalarca konuştu.
Seçilmiş ve görevde olan Meclis üyelerinin belediye binalarına alınmamasının kanunsuz olduğunu dile getiren Günaydın, kayyumun bir gün gideceğini belirtip polisleri hukuka davet etti.
Günaydın, polislerle karşı karşıya gelmek istemediklerini belirttiği sırada da bir polis, "Biz de istemiyoruz" dedi.
Polis, içeri alımayacaklarını söyleyip CHP'lileri Esenyurt Cumhuriyet Meydanı'na gitmesini gerektiğini söyledi.
Günaydın, şunları ifade etti:
"HANGİ HAKLA KARARLA ENGELLİYORSUNUZ?"
- Siz belediye meclis üyelerinin ve milletvekillerinin belediye meclisine, belediye, binasına girmesini hangi hakla ve hangi kararla engelliyorsunuz? Benim sorum bu kadar basit
- Burada 4 milletvekilimiz var. 28 de belediye meclis üyemiz var. Bunlar bu belediyenin istedikleri yerine girerler. Hukuk bunu gösteriyor. Bunu engellemek demek ben hukuka uymayacağım demektir. Ya biz kolluk kuvveti de, burada bulunan polis arkadaşlarımızın hiçbiriyle bir sorunumuz yok. Herkes görevini yapmaya çalışıyor. Ama bu görev kanunsuz emirle yürümemeli. Bakın, aklımız var, vicdanımız var. Biz burada arkadaşlarımızı engelliyoruz, bir olay çıkmasın diye gayret ediyoruz. Ama siz de bize yardımcı olmanız lazım. Yani sen benim belediye meclis üyemi belediyeye sokmam dersen benden nasıl anlayış beklersin arkadaş? Bir de bir kere daha söyleyeyim yani. Biz güvenliğini sağlayamayan insanlar değiliz. Birileri 1.000 tane korumayla dolaşır. Bak benim yanımda bir tane koruma yok. Biz Türkiye'nin her tarafına güvenlikli olarak gidiyoruz. Bizim güvenliğimizi değil, Türkiye'nin hukukunu savunun.
- Bizim istediğimiz budur sizden. Lütfen bunların içerisine katılmadığınız, ben buraya katılmıyorum. Hukuken ya da benim görevim uyarınca katılmıyorum. Doğru demiyorsun dediğin bir yer varsa lütfen benimle paylaşın.
"ATANAN KAYYUMLAR GİTTİ BU DA GİDECEK"
- Bakın son derece düşük bir ses tonuyla ve akılla ve vicdanla konuşuyorum sizlerle. Yani benim burada belediyeme el konulacak ve ben burada hiçbir şey yapmayacağım. Bu, bu mantıklı geliyor mu size arkadaşlar yani? Tamam atanmış, bir kaymakam atanmış. Yani hani burada sizden siyaset yapacak halim yok ama geçmişte de atanan kayyumlar gitti-. Bu da gidecek. Ama biz gene de hukuken bir şey yapmıyoruz, bir şey söylemiyoruz. Ama belediye meclis üyem, seçilmiş belediye meclis üyem hangi hakla girmez arkadaşlar? Böyle bir şey olabilir mi yani?
"HUKUKA UYGUN DAVRANIN"
- Yani size o talimatı İstanbul Valisi veriyorsa vallahi kanuna aykırı talimat veriyor. Vallahi kanuna aykırı talimat veriyor. İktidarlar geliyor geçiyor arkadaşlar. Biz hukuka uygun davranalım. Sizden başka bir şey talep etmiyoruz ki biz yani. Niye ben burada gencecik çocuklarla karşı karşıya geleyim ya? Bu çocukların hepsi bizim çocuklarımız. Niye karşı karşıya geleyim ben? Niye halkı karşı karşıya getireyim yani? Meclis toplantısı gerçekleştirildi şu anda.
"İSTANBUL'DAN MI GİDELİM YANİ?"
- Sayın Esenyurt Cumhuriyet Meydanı'ndan da haber geliyor ki, ilçe binamıza girişler çıkışlar yasaklanmış. Orada, şeyler, sokaklar kapatılmış. Arkadaşlar ne istiyorsunuz? İstanbul'dan mı gidelim yani? İşte oradan haber alıyoruz. Vallahi sonunda bir sandık konulacak buraya ve bunların hepsinin hesabını sandıkta yeniden soracağız. Ama bu olur mu yani? Şimdi siz oraya davet ediyorsunuz. Orada bir başka güvenlik şube müdürü göreceğiz. Orada da diyecekler ki Esenyurt Meydanı'nda kalmayın diyecekler.
"GENCECİK İNSANLAR KARŞI KARŞIYA GELMESİN, HİÇ FARKLARI YOK"
- Sizden rica ediyoruz. Ee, bir kere daha söyleyeyim. Ben uzun yıllar siyasetin içinde olan bir insanım ve sözümü burada tekrar ediyorum. Buradaki gencecik insanlarla sizin arkanızdaki gencecik insanların hiç farkı yok. Hepsi halk çocuğu. Bunlar karşı karşıya gelmesin. Hepimiz hukuka uygun davranalım. Belediye meclis üyelerimizin içeriye girmesine kimse engel olmasın. Ha, ben belediye meclisi, belediye binasına gireceğim. İster imar müdürünün yanına oturmaya giderim, ister CHP grup toplantısına giderim. Anlatabiliyor muyum? Vallahi ben, ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin grup başkanvekiliyim. Beyoğlu Kaymakamı, dünkü Beyoğlu Kaymakamı, bugünkü Esenyurt Kayyumu benden randevu alıp bana gelecek arkadaşlar. Anlatabiliyor muyum? Bu, bu, bu size anormal geliyor mu?
"BUGÜN GELİRLER YARIN GİDERLER"
- Niye ben kayyumdan randevu alıp da yanına gideyim? Niye görüşeyim yani? Onun benden bir derdi varsa gelsin benimle konuşsun. Mecliste yerimiz belli. Biz seçildik, seçildik arkadaşlar, seçildik.
- Seçilmek demek ne demek? Halkın iradesini biz temsil ediyoruz demek. Onlar atanmışlar. Memurlar, sizden farkları yok. Bugün gelirler yarın giderler. Vali de öyle, İçişleri Bakanı da öyle. Hepsi öyle. Dolayısıyla biz kanuna uyacağız, kanuna. Kanuna uyacağız. Gerisine de diyeceğiz ki devletin polisi, kolluk kuvvetini siyasetten bağımsız olarak yerine getiriyor. Talebimiz bundan ibaret yani. Bizi tutmayın.
- Polis Cumhuriyet Halk Partisi'ni tutmasın. Ama polis bir başka partiyi de tutmasın ya. Böyle bir şey olur mu arkadaşlar ya?
- Hakkı olan seçilmiş belediye meclis üyeleri ve milletvekilleri belediye binasına girebilsin. Ya buna hayır demek ne anlama geliyor biliyor musunuz? Burada bir karşı karşıya sorun çıkıyor.
- Biz istemiyoruz ya"