CHP'nin RTÜK üyesi İlhan Taşcı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla Halk TV'ye verilen üç ayrı cezayı duyurdu. Halk TV'ye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu küçük düşürdükleri gerekçesiyle yüzde 3 para cezası, CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın narco devlet eleştirisi nedeniyle yüzde 3 para cezası ve Sözüm Var programına 5 kez program durdurma ile birlikte yüzde 5 para cezası verildi.
Kamuoyunda, basın camiasında ve siyasette tepkilere neden olan bu yüksek cezalara Gazeteciler Cemiyeti'nden de tepki geldi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin yaptığı açıklamada daha önce verilen cezaların yargıdan döndüğünü hatırlattı ve RTÜK'ün cezalarının hukuk dışı olduğunun kanıtlandığını vurguladı.
Bilgin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Halk TV’ye verilen son cezalarla RTÜK yaklaşan seçimde eleştirel tüm sesleri susturmak için görev yapacağını göstermiştir. Eleştirel televizyon kanalları türlü gerekçelerle kapanmakla karşı karşıya kalacakları ağır cezalarla susturulmaya, sözde disipline edilmeye çalışılmaktadır. Yılın sadece ilk 9 ayında Halk TV’ye verilen ceza sayısı 11’e ulaştı.
'Halkın haber alma hakkını yok saymak'
Gerekçelere baktığımızda ise yayın konuklarının sözleri nedeniyle verilen cezaların başı çektiğini görüyoruz. Daha önce konukların sözleri nedeniyle verilen cezalar, kanalların itirazlarıyla yargıdan dönmüş, RTÜK cezalarının hukuk dışı olduğu kanıtlanmıştı. Buna karşın Üst Kurul, başta siyasi konuklar olmak üzere ekrandaki eleştirel görüşlere karşı iktidarın sansür kurulu olarak görev yapmaya devam etmekte, ceza yetkisini tehdit ve otosansür için kullanmaktadır. Muhalefet milletvekillerinin sözleri nedeniyle ceza verilmesi, muhalefet sözcülerinin seçim döneminde ekranlarda dilediği gibi konuşabilmesinin, siyasi eleştiri ve propaganda yapabilmesinin önüne engel olacaktır. Bu durum halkın haber alma hakkını yok saymak anlamına gelir. Bu da seçimlerde özgür iradeleriyle, her kesimden bilgi alarak, tüm siyasi parti ve adayları dinleyip kararlarını özgürce verecek seçmene de saygısızlık demektir.
'RTÜK mahkeme değil'
Bu karanlık tablo açıkça göstermektedir ki Türkiye’nin ulaşmayı hedeflediği yeni demokratik döneminde RTÜK ve diğer medya düzenleyici kuruluşlarının siyaset dışı, özerk ve mesleki ağırlıklı yeni yapılanmaya kavuşması zorunludur. RTÜK mahkeme değildir. Demokrasimize, basın ve ifade özgürlüğüne zarar veren her uygulamanın karşısında gazeteciliği savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.