Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Beştepe Sergi Salonu'nda İlçe Müftüleri İstişare Toplantısı'nda gündeme dair açıklamalarda bulundu. Anayasa değişikliğini gündemine alan Erdoğan, 'ailenin korunması'na ilişkin olarak müftülere 'görev' diyerek 'Cumaları anlatın' talimatı verdi.
'Yeri doldurulmaz roller'
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Kongremizin temasını Diyanet İşleri Başkanlığı'nın gelecek perspektifi, hedefler, stratejiler oluşturuyor. Ailenin korunmasından eğitim politikalarına, yeni gelişmelerden din hizmetlerine kadar pek çok konuyu ele alacaksınız.
Ecdadımız sizler gibi camilerde din hizmeti ifa eden hocalarımızı hademe-i hayrat olarak adlandırmıştır. Diyanet teşkilatımızın çatısı altında farklı kademelerde görev alan tüm kardeşlerimizi seçkin insanlar olarak görüyoruz. Hocalarımız sadece cami kürsüsünde, minberde, mihrapta değil hayatımızın her safhasında yeri doldurulmaz roller üstleniyor.
Hademe-i hayrat olmak her babayiğidin harcı değildir. Günümüzde bunun zorluklarını daha iyi biliyoruz. Materyalizmin tüm insanlığı esir aldığı çağda, tüm ilim ve hikmet erbabının sorumluluğu artmaktadır.
İnsanlar 14 asırdır, Kuran-ı Kerim'in aydınlığında huzur bulmuş, peygamberimizin izinde örnek bir hayat yaşamıştır. Allah'ın lütfuyla hidayet kapısından geçenler sadece iyi bir insan olmakla kalmamış insanlığın kutup yıldızı haline gelmiştir.
'Toplum birkaç marjinalin oyuncağı haline döndü'
İnsanlık maddi alanda kavuştuğu onca imkana rağmen, manevi alanda zemin ve irtifa kaybediyor. Bunun işaretlerine pek çok alanda şahit oluyoruz. Maddi refahta ilk sıralarda yer alan batılı ülkelerin uyuşturucu, alkolün, kadına şiddetin en yaygın olduğu ülkeler arasındadır. Bu ülkeler uyuşturucu meselesini çözemedikleri için serbest bırakma yoluna gitmiştir. Aynı durum alkollü içkiler için de geçerli. Kadına yönelik şiddet ve çocuklara karşı suçlar sicilin en kötü olduğu başlıklardır. Aile kurumu anlamını yitirmekte, toplum birkaç marjinalin oyuncağı haline dönüşmektir.
Sapıklık, ahlaksızlık ve çarpık ilişkiler özendirilmektedir. Hayret eşiğimizi yukarı taşıyan skandal materyalist zihniyetin açtığı yaraları gösteriyor. Şayet, şimdiden harekete geçip önlem almazsak ileride daha beter sıkıntıları yaşamamız kuvvetle muhtemeldir.
Müftülere talimat
Anayasa değişikliği teklifimizi bu yönde atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Bir yandan başörtüsüne anayasal güvence kazandırırken, aile müessesini korumayı hedefliyoruz. Her cuma bunu işlemeniz vazgeçilmez bir görevdir. Özellikle aile kurumumuzun güçlendirmenin en önemli nasihat mekanizması olacaktır.
Bu sapkın kişiler, Meksika'da tamamıyla bu sapkın süreç yasal olarak zemine oturtulmuş. Ülkemizde de bu çalışmaları yürütenler var. Bizler sonuna kadar dimdik duracağız, bu Müslüman topluluğu yedirmeyeceğiz. TBMM'deki akıl, vicdan, feraset sahibi milletvekillerimizin desteğiyle bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum.
Yakın çevremizden başlayarak iyinin, adaletin, merhametin hakim olması için çalışmak zorundayız. Bunu da dinimizin emirleri ve peygamberimizin tavsiyeleriyle yapmamız gerekiyor. Bizim geleneğimizde usulsüzlüğün sonucu vusulsüzlüktür.
Hiçbir sebep masum sivilleri, çocukları, camide namaz kılan insanları katletmenin mazereti olamaz. Somali'de hain terör saldırısının faillerinin ne İslam'la, ne şeriatla, ne insanlıkla bağı yoktur."