Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Artık büyük liderler bile yükseltmek değil, faizi düşürmenin faydası olduğunu ikrar etmeye başladılar. Öncelikle Rusya, sayın Putin bizzat geçmişte yüksek faizi savunurken, şimdi o da faizi düşürmeye başladı ve 8,6’ya kadar indirdi” dedi.
Erdoğan, “Ben şimdi buradan haber veriyorum. Diyorum ki, karşımda yatırımcılar var sizlere sesleniyorum, ‘Gelin, başta kamu bankaları olmak üzere düşük faizle sizleri yatırıma davet ediyorum. Çünkü düşük faizle aldığınız krediyle yapacağınız yatırımlar istihdam sağlayacaktır, üretim sağlayacaktır, ihracatı arttıracaktır ve cari fazlayı da lehimize döndürecektir.’ Biz buna var mıyız? Kararlı mıyız? Kararlıysak biz de sizin yanınızdayız” diye konuştu.
İTO, kuruluşunun 140’ıncı yıldönümünü, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği “140. Yıl Özel Ödülleri Töreni” ile kutladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan törene katılarak konuşma yaptı. Erdoğan, bazı bakanların da katıldığı törendeki konuşmasında şunları söyledi:
"Hem kendimiz kazanacağız hem de dostlarımıza ve kardeşlerimize kazandıracağız"
Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası gayretlerimizde en büyük desteği yine İstanbul'dan ve elbette İstanbul Ticaret Odamızdan bekliyoruz. Artık ülkemize son 20 yılda kazandırdığımız eser ve hizmet altyapısının, demokrasi ve kalkınma hamlelerinin meyvelerini toplama vaktidir. Gücü ve etkisi giderek genişleyen Türkiye'nin uç beyleri, her dönemde olduğu gibi ticaret insanlarımız iş dünyamızın elemanları olacaktır. Hem kendimiz kazanacağız hem dostlarımıza ve kardeşlerimize kazandıracağız hem de daha adil bir dünya için siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik, kültürel her alanda medeniyetimize yakışır duruşumuzu göstereceğiz. Yapacak çok işimiz var. Tüm bunları da hep olduğu gibi sizlerle birlikte hayata geçirecek, sizlerle birlikte başaracağız. Emeğimiz, gayretimiz, desteğimiz, vefanız için. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
"Türkiye Ekonomi Modeli'nin hedefi ülkemizi yatırım istihdam yatırım üretim ihrcat ve cari fazla yoluyla büyütmek olmuştur"
Türkiye'nin son 20 yılında, tarihimizin en önemli demokrasi ve kalkınma atılımlarını gerçekleştirirken aynı zamanda pek çok saldırıyla, tuzakla, oyunla da mücadele ettik. Ekonomimiz de bu saldırılardan nasibini almıştır. Önceleri uluslararası finans mekanizmaları üzerinden sinsice yürütülen saldırılar 2018 Ağustos'undan itibaren açık bir meydan okumaya dönüşmüştür. Türk ekonomisini bu çalkantılı süreçten, geleneksel yöntemlerle kurtarmanın mümkün olmadığını gördük. Bu tablo karşısında aslında çok önceden başlatmamız gereken alternatif bir ekonomi politikasını süratle hayata geçirdik. Zaman içinde küresel gelişmelere ve ülkemizin ihtiyaçlarına göre geliştirerek sürdürdüğümüz Türkiye Ekonomi Modeli’nin hedefi; ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmek olmuştur.
'Başta kamu bankaları olmak üzere düşük faizle sizleri yatırıma davet ediyorum'
Gelişmiş ülkeler dahil hiçbir devlet eski modelin vaaz ettiği şekilde davranarak ekonomisini durgunluğa sokmayı ve böylece ortaya çıkacak sosyal sorunlarla boğuşmayı göze almıyor. Kimi ülkeler, enflasyon oranlarıyla mukayese edilemeyecek derecede küçük faiz artırımlarıyla vakit kazanmaya çalışırken kimileri de bizim gibi faiz düşürerek yoluna devam ediyor. Ben şimdi buradan haber veriyorum. Diyorum ki, karşımda yatırımcılar var sizlere sesleniyorum, ‘Gelin, biz başta kamu bankaları olmak üzere düşük faizle sizleri yatırıma davet ediyorum. Çünkü düşük faizle aldığınız krediyle yapacağınız yatırımlar istihdam sağlayacaktır, üretim sağlayacaktır, ihracatı arttıracaktır ve cari fazlayı da lehimize döndürecektir.’ Biz buna var mıyız? Kararlı mıyız? Kararlıysak biz de sizin yanınızdayız.
'2018 yılında tercihte bulunduk'
Hep söylediğimiz gibi 2018 yılında biz ekonomi politikasında istihdam ve üretim odaklı temel bir tercihte bulunduk. Hamdolsun bugüne kadar yaşanan her gelişme bu tercihin doğruluğunu teyit etmiş, uyguladığımız ekonomi politikasını kararlılıkla sürdürmemiz gerektiğini göstermiştir. Bu yılın ilk yarısında yüzde 7,5 düzeyinde gerçekleşen büyüme oranımız, 31 milyona dayanan istihdam rakamlarımız 300 milyar dolara doğru giden ihracatımız, 40 milyar dolara dayanan turizm gelirlerimiz hedeflerimize doğru ilerlediğimizin işaretidir.
'İşleyişteki döviz ağırlığı sebebiyle ciddi sınamalarla karşı karşıya kaldık'
Elbette her ülke gibi biz de küresel ekonomik krizin bedellerini ödedik, ödüyoruz ama bizim ülkemiz diğerlerinden ve bilhassa gelişmiş ülkelerden farklı olarak ekonomik işleyişteki döviz ağırlığı sebebiyle çok daha ciddi sınamalarla karşı karşıya kalmıştır. Ekonomimize yönelik saldırıların çıkış noktasının çoğunlukla döviz kuru olmasının sebebi de budur. Aldığımız tedbirler, kurduğumuz mekanizmalar, sağladığımız kaynaklar ve iş dünyasının üretim, ihracat odaklı gayretleriyle bu sıkıntıyı önemli ölçüde kontrol altına aldık. Buna rağmen enerji ve emtia fiyatlarındaki aşırı yükselişler gibi istesek de etkisinden kaçınamayacağımız olumsuz gelişmeleri göğüslemek mecburiyetinde kalıyoruz.
'Enerji fiyatlarındaki yükselişten vatandaşımızı ve üretim tarafını korumak için fedakarlık yapıyoruz'
Enerji fiyatlarındaki aşırı yükselişten vatandaşlarımızı ve üretim tarafını korumak için gerçekten çok büyük fedakarlıklar yapıyoruz. Öyle 2021 ve 2022 enerji sübvansiyonlarımız yarım trilyon liraya yaklaşmıştır. Gerçekten çok büyük bir meblağa tekabül eden bu yükün hem milletimizin refahını korumak hem üreticilerimizi desteklemek için kamu olarak biz üstleniyoruz. Yaptığımız fedakarlıkların bedelini alacağımızdan şüphe duymuyoruz.