AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü elebaşı Öcalan çıkışı nedeniyle şükranlarını sundu. Erdoğan, Bahçeli'nin elini değil tüm vücudunu taşın altına koyduğunu ve tarihi bir fırsat penceresi açıldığını dile getirdi.
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i de tarihin doğru noktasında durmaya davet etti.
Erdoğan, konuşmasının sonunda Kürtlere seslendi. Erdoğan, uzatılan elin tutulmasını istedi. Erdoğan, DEM Parti'nin de Türkiyelileşme iradesinde olmadığını ifade etti.
Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Çünkü bu bir dönemin, bir kesimin değil, top yekün nesillerin hayatını etkileyecek önemde bir meseledir. Allah'ın izniyle rabbim ömür ve fırsat verirse, bu meseleyi ülkemizin gündeminden tamamen çıkartarak millete hizmet ile geçen 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz.
Terör belası başta olmak üzere, kronik sorunlarımızı çözmek, kardeşliği pekiştirmek, Türkiye'yi kardeşlik ekseninde büyütmek için, bugün önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkan çıkmıştır.
"BAHÇELİ'YE ŞÜKRANLARIMI İLETİYORUM"
Buradan Cumhur İttifakı'ndaki yol arkadaşımız, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye, tüm Milliyetçi Hareket Partisi camiasına, grubum adına, aziz milletim adına selam ve şükranlarımı tekrar ifade ediyorum.
Devlet Bey, tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, feraset ve tecrübesiyle, cesur çıkışlarıyla, akıl dolu cümleleriyle daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir liderdir. Kendisi her fırsatta anlayabilenler için, mazrufa odaklanma iradesi gösterebilenler için, vatan sevgisinin, millet sevgisinin, cumhuriyet aşkının, en önemlisi de milliyetçiliğin ne olduğunu, ne manaya geldiğini en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı'nın son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar, önümüze açılan tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır. Buna karşılık, ülkenin ve milletin ortak çıkarları yerine kendi şahsi ve zümrevi gündemlerinin peşinde olanlar, her zamanki gibi tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınmayı sürdürmektedir. Şunun bilinmesini isterim ki, bizim muhatabımız milletimizdir.
Milletimizin de Türkiye'nin terör kamburundan kurtulması, dünyada ve bölgesinde yaşanan istikrarsızlıklardan uzak kalması noktasında gereken adımların atılması yaklaşımımızı desteklediğini biliyoruz. Gerisi lafı güzaftır, belagat şehvetinde boğulmaktır. Tabii bu arada şu hususun da altını özellikle çiziyorum: Bizim Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da.
Israrla bizimle muhatap olmaya çalışma gayretleri, iplerini ellerinde tutan patronlarına kendilerini ispat uğraşından başka bir şey değildir. TUSAŞ'a yapılan kalleş ve alçakça saldırı bir kez daha göstermiştir ki, teröristin anlayacağı yegane dil, terörle tavizsiz mücadeledir. Türkiye içinde de, Irak'ta ve Suriye'de de, Avrupa başta olmak üzere var olduğu her yerde terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, ülkemize tehdit nereden geliyorsa mutlaka kökünü kazıyacağız.
ERDOĞAN'DAN DEM PARTİ'YE: TÜRKİYELİLEŞME İRADESİ OLMAYAN
Türkiyeleşmeye dair istek ve iradesi henüz olmayan siyasi parti de yaptığı son açıklamayla nerede durduğunun işaretini vermiştir. Şurası çok net anlaşılmalıdır ki, Türkiye'nin, terörü destekleyen, teröre arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan kalleşliğe değil, kardeşliğe değil husumete, demokrasiye değil anarşiye, hukuka değil hukuksuzluğa hizmet eden oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddetle demokrasi yan yana gelmez, aynı kapta bir arada bulunmaz. Bir koltukta terör, diğerinde sivil siyaset taşınmaz. Hukukun ve demokrasinin içine girmeyen, hukuk ve demokrasi için de karşılığını alır. Almıştır ve bundan sonra da alacaktır. Buradan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e de takdirlerimi iletiyorum. AK Parti olarak kurulduğumuz andan itibaren hep söylediğimiz, "Devlet herkesin devleti olmalı. Devlet herkesi eşit kucaklamalı." siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeyle de olsa, açık yüreklilikle dile getirdiği ve kardeşliğe katkı sağladığı için Sayın Özel'i buradan tebrik ediyorum. CHP'nin Sayın Özel'in genel başkanlığında tarihin bu önemli kırılma noktasında doğru yerde duracağına, kardeşliğin safında yer alacağına ben yürekten inanmak istiyorum. Aziz milletim, değerli milletvekili arkadaşlarım. Biraz önce de ifade ettiğim gibi, Türkiye için de şartlar müsait hale gelmişken, fakat söyledim, söylüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL'E ESENYURT YANITI: HUKUKSUZLUĞU ÖĞRENECEKSİN
İşte bir hukuk devleti içerisinde PKK terör örgütünün özellikle attığı adımlardan rahatsız olan Sayın Özel'e de, bundan rahatsız olma. Bu işi öğreneceksin. Hukuksuzluk nedir? Bunu da öğreneceksin. Dolayısıyla şunu bilmen lazım. Hukuksuzluğun olduğu bir yerde adalet olmaz. Hukuksuzluğun olduğu bir yerde adil bir yönetim biçimi olmaz. Bunları öğrenmeye mecbursun. Coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken, terör örgütünün mensupları esen yurdu kasıp kavururken bundan niye rahatsız oluyorsun? Bundan rahatsız olmayacaksın. Tam aksine burada mevcut yönetime destek vereceksin. Ve biz bundan "Zatıaliniz rahatsız oluyor." diye attığımız adımlardan geri durmayacağız. Bölgemizde sınırlar yeniden çizilmek istenirken, ezeli kardeşliğimizi ebedi olarak muhafaza etmek yolunda bizim asli muhatabımız, unutma, bizzat Kürt kardeşlerimizin kendisidir. Sayın Özel, benim Kürt kardeşim artık 40 yıldır bölücü terör örgütü üzerinden sahnelenen oyunu, kurguyu görmektedir. Bölücü terör örgütünün önceki gün Avrupa'da yaptığı gösteride örgüt paçavraları yanında İsrail bayrağı da sallandığını görüyor. Bunu sen de göreceksin. Hangi Kürt kardeşim bu alçakça iş birliğini görmezden gelebilir? Kudüs'ün işgalcileriyle, bebek katilleriyle, soykırımcılarla, emperyalistlerle yan yana yürüyenler, bundan gocunmayanlar, dahası bundan zerre miskal utanmayanlar Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi'nin torunları olamazlar.
"BAHÇELİ ELİNİ DEĞİL VÜCDUNU TAŞIN ALTINA KOYDU"
İşte şimdi ülke ve millet olarak Sayın Devlet Bahçeli'nin, Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi'nin elini değil tüm vücudunu taşın altına koymasıyla çok daha büyük bir imkan ele geçirdik. Önümüze açılan bu fırsat penceresinin iç cepheyi dost düşmana karşı güçlendirme fırsatının millet ve milletin meşru temsilcisi siyaset kurumu tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Şunu lütfen unutmayınız. 85 milyon olarak aşımız bir, ekmeğimiz bir, kıblemiz bir, vatanımız toprağımız bir, bayrağımız, marşımız bir, devletimiz bir. En önemlisi de mazimiz bir, istikbalimiz bir, kaderimiz birdir.
KÜRTLERE SESLENDİ
Buradan, Gazi Meclisimizden, milletin kürsüsünden sesleniyorum. Sevgili Kürt kardeşlerim, senden bu eli samimiyetle tutmanı, sımsıkı tutmanı bekliyoruz. Siyonist İsrail'in aparatlığını, emperyalizmin uşaklığını, Türkiye düşmanlarının maşalığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslam'ına, ezanına, vatanına, toprağına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. "Gel, Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim." diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, al bayrağımızın gölgesinde, aydınlık, müreffeh, kardeşçe bir istikbali birlikte kuralım, diyoruz. Bundan 101 sene önce cumhuriyeti birlikte kurduk. Bu cumhuriyet, benim olduğu kadar senin de cumhuriyetin. "Gel, cumhuriyeti birlikte hepimiz için bir esenlik yurdu yapalım." diyoruz. "Gel, yumruklarını sıkanları aradan çıkartalım." diyoruz. "Gel, terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım." diyoruz. "Gel, milletin verdiği yetkiyi terör baronlarına peşkeş çekenlere, o yetkinin asıl sahibinin kim olduğunu gösterelim." diyoruz. Sözlerimi bitirirken rabbimden şunları diliyorum. Ey Türk'ü ve Kürt'ü İslam'ın şanlı ordusu kılan Allah'ım, sen Türk'ün ve Kürt'ün kardeşliğini koru. Amin. Muhabbetimizi çoğalt. Amin. Bize güç ver. Bizi tekrar bu kadim coğrafyanın huzur ve barış ordusu yap. Senin her şeye gücün yeter. Amin, amin, amin diyor, hepinizi muhabbetle kucaklıyorum. Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun.