Almanya Başbakanı Friedrich Merz ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ortak basın toplantısında konuştu.
"Türkiye birlik ilişkilerinin stratejik öneminin daha iyi anlaşılacağına inanıyorum" diyen Erdoğan, "Bugün Batı Almanya ile ülkemiz arasında imzalanan iş gücü anlaşmasının 64. yıl dönümünü idrak ediyoruz. Ellerinde bavulları, kalplerinde sıla hasretiyle kardeşlerimiz bugün 3,5 milyona varan nüfuslarıyla Almanya'nın kalkınmasına katkı sundular.
Değerli dostum ile görüşmemizde Almanya'da yaşayan Türk toplumunun ortak zenginliğimiz olduğunu teyit ettik. Kardeşlerimizin kazanımlarına verdiğimiz önemin altını çizdik. Avrupa'da son yıllarda artışı bir türlü engellenemeyen, yer yer ırkçılığa varan İslam karşıtlığına verdiğimiz ehemmiyeti vurguladık. Vatandaşlarımızın bulundukları ülkelere entegrasyonunu hep destekledik" dedi.
"ORTAK PROJELERE ODAKLANMAMIZ GEREKİYOR"
Türkiye ile Almanya arasındaki ticari ve ekonomik ilişkiler olumlu seyrettiğini söyleyen Erdoğan, " Almanya, Türkiye'nin Avrupa'daki en büyük ticaret ortağı. Avrupa'da değişen güvenlik koşulları ışığında savunma sanayi ürünlerinin tedariğinde geçmiş sıkıntıları geride bırakarak ortak projelere odaklanmamız gerekiyor. Eurofighter süreci gibi Almanya'nın son dönemde bu alanda attığı olumlu adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye'nin savunma konusunda yakaladığı ivme dikkate alındığında Almanya ile geniş imkanlara sahip olduğumuz görülüyor. Bu iş birliğini daha da güçlendirebiliriz" açıklamasında bulundu.
TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE VURGUSU
Terör örgütleriyle ortak mücadele vurgusu yapan Erdoğan, "Bugün ayrıca terörle mücadeledeki beklentilerimizi de değerli dostumla paylaştım. Terör örgütleriyle ortak mücadelenin önemine dikkat çektim. Bölgesle ve küresel meselelerde de fikir alışverişinde bulunduk.
Türkiye olarak Gazze'deki soykırım ilk günden itibaren gündeme taşıdık. Bu mezalimin yeniden yaşanmamasına ve bölgede kalıcı barışın anahtarı olan iki devletli çözüme dair görüşlerimizi kendilerine aktardık. Evvela bölgeye yardımların kesintisiz ulaştırılması gibi yeniden yapılanma sürecinde de herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini ifade ettim" diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşması şu şekilde: "Sayın Şansölye ile komşumuz Suriye'deki gelişmeleri de ele aldık. Devrimden bu yana geçen 11 ayda Cumhurbaşkanı Şara'nın liderliğinde Suriye kalıcı barış, huzur ve ekonomik kalkınma yolunda ciddi ilerlemeler kaydetti. Yaptırımların kalkmasına paralel olarak bu sürecin daha da hızlanacağı inancındayız. Ülkenin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafazası suretiyle Suriye halkının tüm fertlerinin refah ve esenliği bizim için öncelikli hedeftir. Bu noktada 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanmasına büyük önem atfediyor, bu yönde verilen mesajları dikkatle takip ediyoruz.
Almanya'nın da Suriye konusunda bizimle eş güdüm içinde çalışmaya atfettiği önemin farkındayız.
Ukrayna-Rusya Savaşı konusunda da görüş alışverişimiz oldu. Savaşın adil ve kalıcı şekilde çözümü için diplomatik çabaların sürdürülmesini önemli görüyoruz.
Güçlü temellere ve çok katmanlı ilişki ağına sahip Türk-Alman iş birliğinin Avrupa'nın ve mücavir coğrafyalarımızın güvenliği için vazgeçilmez olduğunu bugün bir kez daha teyit etmiş olduk. Bu anlayışla Almanya'yla yakın iş birliği içinde çalışmayı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz"
Erdoğan'ın ardından sözü Alman Başbakan Merz aldı. Merz'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Ankara'ya beni davet ettiğiniz ve dostane misafirperverliğiniz için çok teşekkürler. Bu özel bir gün. Çünkü ortak tarihimizi bugüne kadar şekillendiriyor. Söylediğimiz gibi iş gücü anlaşmasının başlangıcı zamanında misafir işçi olarak tanımladığımız insanlar misafir işçiler çağırıldı ama insanlar geldi. Aileleri geldi. Bu insanlar olmasaydı, bu aileler olmasaydı Almanya 60 yıl önce ekonomik kalkınmayı aynı şekilde başaramazdı. Bugün bu insanlar artık üçüncü kuşaktır Almanya'da yaşıyorlar ve bazıları tarih yazıyor. Örneğin BionTech kurucuları sayın Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci gibi... Bazıları hemşire, polis memuru olarak sorumluluk taşıyorlar toplumumuzda. Büyük bir çoğunluğu artık kendilerini devletimizin ve ülkemizin bir parçası olarak vatandaşları olarak görüyorlar. Çünkü bu toplumumuzun birer parçası hepsi.
Hepimize fayda sağlıyor ve günümüzün ekonomik rakamları bunu gösteriyor. Şu anda Almanya'da 80 bin Türkiye kökenli işletmeci, yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye'de yaklaşık 500 Alman şirketi, 200 bin insana istihdam sağlıyor. Bu bizim bağlarımızı eşsiz bir şekilde geniş ve derin olduğunu gösteriyor.
Dün Ankara'ya geldim, dün Türkiye Cumhuriyeti'nin millî bayramı vardı. Bunun için de tekrar Sayın Cumhurbaşkanı sizi Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle kutlamak istiyorum.
Bu ilk ziyaretimle bir mesaj vermek istiyorum. Gelin, ilişkilerimizin sunduğu olağanüstü potansiyeli önümüzdeki yıllarda daha da iyi değerlendirelim. Buna zorunluyuz. Zira yeni bir jeopolitik sürece giriyoruz ve bu süreçte büyük güçlerin siyaseti belirleyici olacak. Buradan şu sonucu çıkarıyorum: Alman olarak, Avrupalı olarak stratejik partnerliklerimizi geliştirmeliyiz. Türkiye de burada devre dışı kalamaz, kalmamalı"
TOPLANTIDA 'İMAMOĞLU' SORUSU DİKKAT ÇEKTİ
Açıklamaların ardından gazeteciler soru sordu. İmamoğlu sorusuna Erdoğan, "İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili bir sorunuz oldu. Herhalde Kim hangi makamda olursa olsun bir hukuk devletinde hukuku ayaklar altına alamazsınız. Hangi makamda olursanız olun eğer hukuku ayaklar altına alırsanız yargı devletinde yargı makamları ne gerekiyorsa onu yapmak zorundadır. Eğer yapmazlarsa bu defa yolsuzluk, hırsızlık, her tür yanlış alıp başını gider. Nitekim İstanbul'daki süreç böyle işlemiştir ve şu anda da bu süreci yargı kendisine tereddüt ettiği şekilde işletmektedir ve gereğini de yapmaktadır.
Örneğin son dönemde mesela bir hakemler olayı çıkmıştır. Ve bu hakemler olayında da yine futbol sahalarında neler oluyor ve bütün bunlar olurken eli kolu bağlı olarak herhalde bir devlet bunu takip edemez. Ne gerekiyorsa yapması lazım. Ve şu anda da bu yapılmıştır ve vatandaş tribünlerdeki bu gelişmeyi görünce şimdi çok da mutlu olmaktadır. Neler oluyor, neler demeye başlamıştır" ifadeleri yer aldı.