Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'ne ilişkin tarih kararını açıklarken CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin'i hedef aldı.
Şahin'e yönelik "Parlamentoda ana muhalefetin bazı temsilcilerinin garip garip konuşmalarını dinliyorum. Bu zavallılar daha bizim ilk gün bakan arkadaşlarım deprem bölgelerindeydi. Biz yaralıyız, dertliyiz. Hanımefendi konuşuyor; öyle senin konuştuğun gibi değil. Hatay milletvekiliymiş. Biz sadece Hatay değil 11 ilin 11'inde de çalışmaları sürdürdük" ifadelerini kullanan Erdoğan'a yanıt gecikmedi.
CHP Milletvekili Suzan Şahin, Twitter hesabından Erdoğan'a cevap verdi. Meclis kürsüsündeki ifadelerini anımsatan Şahin, "Gelmediniz demiyorum, 'tedbir almadınız, kurtarma yapmadınız, üç gün arama kurtarma ekipleri gelmedi, geldiğinde de malzeme eksikti, insanları ölüme terk ettiniz' diyorum" dedi.
'Gelmediniz demiyorum, ölüme terk ettiniz diyorum'
Şahin'in paylaşımları şöyle:
"Ben Türkiye’nin vekiliyim. İskenderun’da depreme yakalandığım için ilk günler oradaydım. Nefes veren milletin sesi olup, milletin Meclis'inde yaşadıklarımızı anlattım. Gelmediniz demiyorum, 'tedbir almadınız, kurtarma yapmadınız, üç gün arama kurtarma ekipleri gelmedi, geldiğinde de malzeme eksikti, insanları ölüme terk ettiniz' diyorum!
Günlerce uğranmayan göçükler oldu, hala da var. Şimdi de '33. gündeyiz barınma sorununu hala çözmediniz' diyorum. Bir kez daha çağrımızı yineleyip halkımızın eksiklerinin giderilmesini istiyorum.
Deprem bölgelerinde yaşayanlar biliyor neyin ne olduğunu. Cumhurbaşkanı'nın sözlerini halkımın vicdanına bırakıyorum. İncinen incinsin! Bunlarla uğraşacak zamanım yok. Kim doğru kim yanlış takdir halkımızındır."
Halk TV'de açıklamalarda bulundu
Halk Tv ekranlarında Senem Toluay Ilgaz'ın sunduğu Gündem Özel yayınına bağlanan Suzan Şahin, "Kulaktan duymalarla değil, İskenderun'da yaşadıklarımı anlattım. Söylediklerimin arkasındayım. Kim ne ispatlarsa ispatlasın" açıklamasında bulundu.
"Ben Türkiye'nin vekiliyim. Ben kulaktan dolma bilgilerle değil, yaşadıklarımı anlattım. Depremde İskenderun'daydım. Hiç kimse 3 gün boyunca operatörler GSM operatörleri çalışmadı. Bunun ayıbı kimde? Belki göçük altındakiler bize ulaşamadı. Çekmedi. Gelsinler. Kim ne ispatlarsa ispatlasın. 3 gün burada yaprak kıpırdamadı. Bu işte olması gerkeen arama kurtarma ekipler, ekipman, yardımcı kuvvetler yoktu.
Kimin geldiğinin önemi yok. Göçüklere ulaşması gerekenler gelmedi. Onu söylüyorum. Boy gösterdim, geldim, elimi uzatmadım ne fark eder? Kim ne derse desin hakkımda buradaki halk kim doğru söylüyor, söylemiyor biliyor.
En çok can kurtaracağımız zaman olan ilk 3 gün kimse gelmedi. Örneğin 400 göçük var buraya 100 kişi gönderdiniz kime kaç göçüğe yeter? 10 göçüğe yeter, diğerlerine ne oldu? Bu konuda uzman, liyakat sahibi herkes bu birleşimi yapabilirdi. Ama yapamadılar. Göçükte arama kurtarmayı, aracı birleştiremediler. Hala ısrarcıyım.
Organizasyonu yürüten AFAD yetkilisi organizasyona birleştirmeyi yapamadı. 32 günü devirdik. 32 gün sonra bile şu yaptığım listeye bakın. Çadır listesi. Benden milletvekiliyim diye çadır isteyen insanların listesini yapıyorum. Hala barınma sorununu çözemedik.
Nüfusun 800-900 bini kentte yok, şehir dışındalar. İnsanlar işsiz kaldılar. Bu insanlar buradan gitmesin diye yapmamız gereken acil eylem planı yapmalıyız."
Suzan Şahin Meclis'te ne demişti?
CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlere Hatay'ın İskenderun ilçesindeki evinde yakalandığını belirterek dikkat çeken bir konuşma yapmıştı.
Şahin depreme evinde yakalandığını belirterek "Hatay’a zamanında gelmediniz, Hatay’ı ölüme terk ettiniz, Hatay’a kefen bile vermediniz, 40’lı 40’lı kıyafetleriyle battaniyelere, bazıları da sarılı olmayan bacaklarıyla gömüldüler, bazıları gömülemedi bile, uzun günler sıra beklediler. Hataylılara ilk gün bir bardak su dahi vermediniz; insanları enkaz altında, yakınları enkaz altında, başlarında kederleriyle bıraktınız; ailemiz, yakınlarımız, sevdiklerimiz gitti. Siz gönüllü gelenlere AFAD yeleği giydirdiniz, siz gönüllü gelenlere asker kıyafeti giydirdiniz. Onları korumak mıydı maksadınız, acziyetinizi kapatmak mı?” demişti.