31 Mart yenilgisi sonrası ağır bir hesaplaşmaya giren AKP'de sancı artıyor.
Gazeteci Murat Yetkin, Erdoğan’ın Bahçeli’ye stratejik iktidar bağımlılığını koparabilecek etken diyerek AKP-CHP görüşmesini değerlendirdi ve AKP içindeki hesaplaşmanın sancısız geçmeyeceğini yazdı
Gazeteci-yazar Murat Yetkin, seçim sonrası AKP'deki sorunların daha görünür hale geldiğini belirterek, "AK Parti içinde 31 Mart hesaplaşmasını yapıp yola devam edeceği görüşü hakimdi. Öyle olmadı. Erdoğan kendi rutini dışına çıktı. Sorunun çözümünü zamana yaydı. Hesaplaşmayı Kongre sürecine yaydı. Bu durum AK Parti yönetim kademelerinde yukarıdan aşağı doğru bekleyiş gerilimi biriktirmeye başladı" diye yazdı.
AKP'nin iktidarda zenginleşip israf ve şatafat gösterisi yapanların, seçilmişlere parmak sallayan atanmışların, kendi yönetici elit sınıfını yaratanların partisi olarak algılanmaya başladığını kaydeden Yetkin, "AK Parti, Erdoğan’ın 2014’te ilk kez Cumhurbaşkanı seçilmesi sürecinde önce Abdullah Gül, sonra Ahmet Davutoğlu tasfiyesi ardından “davaya” değil, “lidere” bağlılığın esas olduğu bir kimliğe bürünmüştü. 31 Mart yenilgisi ardından acaba parti, parti gibi refleks göstermeye başlamıştı da Erdoğan o nedenle mi süreci zamana yaymak istiyordu? Oysa bu muhasebe geciktikçe sancı artacağa benziyor" ifadelerini kullandı.
BAHÇELİ, ERDOĞAN VE ÖZEL ÜÇGENİ
Murat Yetkin MHP’nin AKP-CHP görüşmesinden rahatsız olduğunu ifade ettiği yazısında görünüşte Bahçeli, Özel’in kendisini de ziyarete gelerek MHP ile de diyalog önermesinden memnun kaldığını ama CHP’nin özellikle de Sinan Ateş cinayeti davasının peşini bırakmaması Bahçeli’nin canını sıkmaya devam ettiğini belirtti.
Yetkin yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Özel açık açık MHP genel merkezindeki isimleri suçlamaya başlamıştı.
Bir de Erdoğan’ın ola ki CHP ile Anayasa değişikliğini görüşme ihtimali, Başkanlık sistemiyle birlikte, artık AK Parti’nin de çıkarlarını zedelemeye başlayan yüzde 50+1 koşulunun tartışılmaya başlaması anlamına gelecekti; AK Parti içinde yüzde 40+1’in çıkarlarına daha uygun olacağı dillendirilmeye başlamıştı. Oysa yüzde 50+1 MHP’nin olmazsa olmaz koşuluydu; barajın düşürülmesi Erdoğan’ın Bahçeli’ye stratejik iktidar bağımlılığını koparabilirdi."