Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2022-2023 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın gündeminde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'başörtüsü' teklifi sonrası başlayan tartışmalar vardı. Kılıçdaroğlu'na başörtüsüne yönelik anayasa teklifini yineleyen Erdoğan, "Benim polisimi, kızlarımızın ağzını kapatmak ve okula sokmamak tekme tokat dışarı atmak gibi uygulamalara tabii tuttular" dedi.
'Türkiye, insanlığa nefes aldırmanın gayreti içinde'
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"İnsanlık son birkaç yıldır salgınla başlayan ekonomik sorunlarla ve sıcak çatışmalarla devam eden buhranlı bir dönemden geçiyor. Küresel sistem son 70 yılın en büyük sarsıntılarından birini yaşıyor. Soğuk savaşın bitmesi ile yeşeren umutlar son dönemde yerini tekrar endişeye bırakmaya başladı. İçinde bulunduğumuz yüzyıl, refah adalet asrı olmaktan ziyade çatışmalar çağına dönüşüyor.
Daha adil bir dünya mümkün diyerek insanlığın çaresiz olmadığını vurguluyoruz. Türkiye'nin verdiği mücadelenin küresel barışı tesise yönelik çabalarının daha fazla takdir topladığını görüyoruz. 7 milyonu aşkın tahıl bizim üzerimizden dünyaya servis ediliyor. Diğer ülkelerden herhangi bir ses yok. Türkiye tüm imkanları seferber ederken insanlığa nefes aldırmanın gayreti içinde. Derdimiz var ama diğerlerinin derdi yok. Yapacağımız daha çok iş var.
Hazırlıklı olanlar için kriz anları daha aydınlık günlerin müjdecisidir. Birileri şairin ifadesiyle 'oyunda oynaştayken' biz bir satranç oyuncusu ustalığıyla milletimizi bu günlere hazırladık. Politikalarımızı belirlerken ülkemize yapılan dayatmalara değil, hep neye ihtiyaç duyulduğuna baktık. Günü kurtarmak yerine geleceği kurtmaya gayret ettik.
'Yurtdışında çözüm aramak yerine kendi göbeğimizi kestik'
Yurtdışında yazılmış reçetelerle sorunlara çözüm aramak yerine kendi göbeğimizi kendimiz kestik. Göreve geldiğimizde Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet, emniyet üzerine inşa edeceğimizi söylemiştik. Ardından da ulaşım, enerji, tarım, diplomasiyle ayağa kalkacağımızı söylemiştik. 20 yıl boyunca sözümüzün arkasında durduk. Her alanda Türkiye'yi çok farklı bir konuma taşıdık. Birileri bizimle dalga geçti. 76 üniversiteden 209 üniversiteye çıkarken 'ne gerek var' dediler. Halbuki Kars'ta, Ağrı'da, Muş'ta üniversite olmasa o çocuklarımız ne yapacaktı? İstanbul gibi büyükşehirlere gelmek durumunda kalacaktı. Halbuki artık oralarda da okul, hocalarımız var.
Türkiye'nin 100 yılı bu altyapıyla güçlendi. Geçenlerde uluslararası iktisatçılarla toplantı yaptık. Şu tespiti yapmışlar: Türkiye altyapısını bitirdi. Altyapısını bitirdiği için de Türkiye'nin geleceği aydınlık. Biz de dedik ki; 'Bu tespiti bizler de yaptığımız için başarılıyız.' Daha da iyiye gideceğiz. Hele Karadeniz'den doğal gaza gittiğimiz anda bunun tadına doyum olmaz.
Bütün sondaj gemilerimiz 12 bin metreye kadar çalışma yapabiliyor. Bunlar artık bizim. Uygun rakamlarla bunları aldık. Bir taraftan sismik araştırmalar bir taraftan sondaj çalışmaları yapılıyor. Gerek sismik araştırmalarla gerek sondajla doğalgazda da petrolde de imkanlarımızı bu sularda bulacağız.
'Üniversite önüne kurulan ikna odaları... Ah ah!'
Kılık kıyafet yasaklarından, ideolojik baskılara, siyasi kavgalardan altyapı eksikliklerine kadar pek çok sorun vardı ülkemizde. Üniversite önüne kurulan ikna odaları... Ah ah! Benim polisim, kızlarımızın ağzını kapatmak ve okula sokmamak tekme tokat dışarı atmak gibi uygulamalara tabii tuttular. Benim kızlarım imam hatipte okudu ama ben kızımı ne yazık ki kızımı imam hatipten almak zorunda kaldım. Bir arkadaşımın müdürü olduğu imam hatibe göndermek zorunda kaldım.
Şimdi artık hocalarımızın arasında başörtülüler var mı? Var. Aynı şekilde üniversiteye gidebilen kızlarımız var mı? Var. Hakim, savcı başörtülü olarak görev yapabiliyor mu? Yapabiliyor. Asıl özgürlük budur. Diyorlar ki 'hak ve özgürlük' Uygulamayı göster bize. Kendi milletvekilin, genel başkan yardımcın bizim yavrularımızın başörtülerini çıkardı. Burası halkın yüzde 99'u Müslüman olan bir ülke. Burada bunları yaptınız. Şimdi bunlardan sıyırdık. Şimdi özgürlük ve hürriyet var.
'Harçları biz kaldırdık'
Hatırlayın, harç meselesi. Harçlardan dolayı öğrenciler sürekli boykot yapıyordu. Harçları biz kaldırdık. Şu anda öğrencilerin harç sorunu var mı? Yok. Şu an bizim 850 bin öğrenci kapasiteli yurtlarımız var. İhtiyaçlara rahatlıkla cevap verebiliriz. Ne diyordu bir tanesi? Ben bir yılda bu sorunu çözerim. Akşam yalan sabah yalan... Biz uygulamadayız. Şu anda dünyaya örnek gösterebileceğimiz altyapısıyla her şeyi ile üniversitelerimiz var, okullarımız var. Attığımız adımlarla Türk üniversitelerine yakışmayan bu kötü manzaraya son verdik.
'Eğer samimiysen...' diyerek yineledi
Anayasa değişikliği teklifimizle bu temel hakkı anayasal güvence altına alma teklifimizi getireceğiz. Hadi bakalım. Çünkü yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. İhtiyaç yokken çıktı yasal düzenleme yapalım dedi. Senin yanında hiç hukukçu yok mu? Eğer samimiysen gel anayasa değişikliğini yapalım ve bunu tamamen masadan kaldıralım. Bugünkü Kabine toplatımızda Adalet Bakanı yaptığı çalışmayı sunacaklar.
Öğrencilere verilen krediler, profesör sayımız, üniversitedeki tüm çalışanların sayısı hepsi ciddi arttı. Ülkemizin yakaladığı başarılar, uluslararası raporlar da teyit ediyor. Mesela geçen yayınlanan OECD raporunda, Türkiye'nin son 20 yılda 25-34 yaş arası yükseköğretim mezunu sayısını yüzde 348 artırdığı yer aldı. Bununla birlikte 2022 yılında mezun sayımızın 13 milyon 266 bine ulaşmasından da memnuniyet duyuyoruz.
'Halkın evlatlarını ırgat olarak görmek isteyenler memnun olmadı'
Bu yıl baraj sayısını da biliyorsunuz kaldırdık. Üniversite kontenjanlarımızın sayısının yüzde 99 dolduğunu gördük. Evlatlarımızın yükseköğretime olan bu yoğun talebinden sevinç duyduk. Tabi halkın evlatlarını ırgat olarak görmek isteyenler memnun olmadı.
Yükseköğretimde geldiğimiz seviyeyi de kafi görmüyor ve ihtiyaçlar doğrultusunda adımlar atmayı sürdürüyoruz. Temmuz ayında eğitimini yarıda bırakan öğrencilere tekrar kapımızı açtık. Zaman zaman mağduriyetlere yol açan öğrenci disiplin yönetmeliğini de değiştiriyoruz. Yükseköğretimde vizyoner değişiklikler yapıyoruz.
'YÖK'ün etkinliğini daha da artırmayı planlıyoruz'
Bunlardan biri siber güvenlik alanında meslek yüksekokullarının kurulmasıdır. Bir diğer önemli yenilik kadınlarımızla ilgili. Yeni çalışma ile 35 yaş üzeri kadınlarımıza yükseköğretimde yeni bir kapı açıyoruz. 35 yaş üzeri kadınlarımız için önlisans ve lisans programlarında ek kontenjan tanımlayacağız. Üçüncü müjdemiz YÖK'ün teşkilat yapısının reform edilmesine ilişkindir. YÖK, 1981 yılında 20 civarı üniversite varken kurulmuştur. Büyük bir yapıya dönüşen YÖK'ün etkinliğini daha da artırmayı düşünüyoruz."