İstanbsul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İski Şile Yeniköy Deresi Islahı ve Peyzaj Düzenleme Çalışması'nın açılış töreninde konuştu.
Ekrem İmamoğlu, CHP kazandıktan sonra Şile götürülen hizmetin değişmediğinin önceki AKP'li başkanı da her açılışa davet ettiklerinin altını çizdi. İmamoğlu, "Değişen tek bir şey oldu uzattığımız el havada kalmıyor" dedi.
Ekrem İmamoğlu, AKP iktidarının asgari ücretliye reva gördüğü kuş kadar zamma da tepki gösterdi. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın beledilelerin SGK borçları nedeniyle Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan'a "Silkele" talimatına atıf yapıp, "Yok, söke söke alırım. Yok silkele bakayım. Bu millet, bu asgari ücretten sonra sizi öyle bir silkeleyecek ki. Silkelemenin en alasını göreceksiniz! Öyle, Cumhurbaşkanından bakana silkele değil. Bu millet var ya, 86 milyon, sizi silkeleyecek silkeleyecek, öyle bir silkeleyecek hem de. Ama ben buradan, ben buradan bir yönetici sorumluluğuyla diyorum ki; "Biraz silkeleyin kendinizi." Derhal, o milletin aleyhine kullandığınız kararnamelerinizin, o uydurma kararnamelerinizin, yerine doğru bir kararnameyle silkeleyin zihninizi, aklınızı, tavrınızı silkeleyin. Kendinizi silkeleyin. Bir an önce millete reva gördüğünüz, açlık sınırının altındaki bu asgari ücreti artırın. Artırın ve deyin ki; "6 ay sonra bir daha artıracağız." Biz başınıza enflasyonu bela ettik deyin. Bunu deyin. O bakımdan, o bakımdan işte biz, sizin bu aklınıza karşı diyoruz ki; "Biz milletimizin yanındayız." dedi.
"22 BİN LİRA İLE KİRASINI KİM ÖDEYECEK?"
Ekrem İmamoğlu şunları ifade etti:
"Çünkü ülkemizin ekonomisini bunlar mahvetti. Mahvetti. Yani bir asgari ücret trajedisini hep beraber yaşıyoruz. Öyle değil mi?
Yani 22.000 lira asgari ücret dediğiniz şeyin anlamı ne biliyor musunuz? Geçen sene 1 Ocak'ta verilen 17.000 lira, onların hesabına göre yüzde 47, enflasyona göre aslında sizin cebinizde, 1 Ocak 2024'ten bugüne 9.000'ye indi. 9.000! Aynı yıl içinde.
Sebep enflasyon. 9.000'ye aslında zam yaptılar. 22.000'ya kirasını kim ödeyecek? Elektrik parasını kim ödeyecek? Su faturasını kim ödeyecek? Okul masrafını kim karşılayacak? Ben bunları hatırlatıyorum.
Bugün de söyledim. Bu sözler bana ait değil. Sayın Cumhurbaşkanı'na ait. İktidar olmadan önce. Bunların hepsini unuttu!
Birisi, birisi bu konuşmasının altına yazmış. "Ya bu parti kurarsa buna oy veririm." demiş. Faiz, sebep; enflasyon, sonuç dedi. Bilimden, akıldan, teknikten bizi uzaklaştırdı. Milletin parasını pul etti.
Emeklisi sefil etti. 16 milyon emekli var. 9 milyonun üzerinde, 9 milyonun üzerinde asgari ücretle çalışan var.
Her emekli herhalde bir eşine bakıyordur veya beraber geçinmeye çalışıyorlardır. Aslında bu ülkede, asgari ücretlinin hane halkına baktığınızda 50 milyon insanımız sefil durumda.
Bunun tek sebebi, 8-9 senedir bu ülkeyi, özellikle 8-9 senedir bu ülkeyi perişan eden, ben bilirim aklıdır. Ve 2017'den itibaren başımıza bela ettikleri, çok övündükleri Cumhurbaşkanlığı sistemidir. Tek kişilik akıldır.
Ondan sonra, bugün açıkladığın asgari ücret rakamının acısını hissedeceksin. Milletin tepkisini göreceksin. Milletin sana olan hışmını göreceksin. Gene döndü bugün Cumhuriyet Halk Partili belediyelere sıraladı da sıraladı. Yok efendim söke söke alacağız. Yok efendim ilk 10 borçlu belediyenin 7'si CHP'li. Ya 10 borçlu belediyenin 7'si tabii ki CHP'li. Çünkü 200'den 420'ye çıktı CHP'li belediye. Bir dahaki seçimde 700 tane olacak. 800 tane olacak!
"BU MİLLET SİZİ SİLKELEYECEK"
Bu hesaptan bile uzar. Yok, söke söke alırım. Yok silkele bakayım. Bu millet, bu asgari ücretten sonra sizi öyle bir silkeleyecek ki.
Silkelemenin en alasını göreceksiniz! Öyle, Cumhurbaşkanından bakana silkele değil. Bu millet var ya, 86 milyon, sizi silkeleyecek silkeleyecek, öyle bir silkeleyecek hem de.
Ama ben buradan, ben buradan bir yönetici sorumluluğuyla diyorum ki; "Biraz silkeleyin kendinizi." Derhal, o milletin aleyhine kullandığınız kararnamelerinizin, o uydurma kararnamelerinizin, yerine doğru bir kararnameyle silkeleyin zihninizi, aklınızı, tavrınızı silkeleyin. Kendinizi silkeleyin. Bir an önce millete reva gördüğünüz, açlık sınırının altındaki bu asgari ücreti artırın. Artırın ve deyin ki; "6 ay sonra bir daha artıracağız." Biz başınıza enflasyonu bela ettik deyin. Bunu deyin.
O bakımdan, o bakımdan işte biz, sizin bu aklınıza karşı diyoruz ki; "Biz milletimizin yanındayız." Biz elimizde avucumuzda ne varsa, milletimiz için harcamaya gayret ediyoruz. Onun için yüz binlerce gencimize, hiç, hiç bütçede yokken, yüz binlerce gencimize burs dağıtıyoruz. Yüz binlerce anneye Anne Kart veriyoruz.
Yüz binlerce çocuğumuza eğitim desteği veriyoruz. Yüz binlerce, bakın. 1 2 3 5 değil. Sosyal yardım bütçeyi sizin yüzünüzden, ekonomiyi perişan ettiğiniz için, bu milletin başına kötü bir rejimi bela ettiğiniz için, biz milletimizin sosyal destek payını bütçemizde 5 katına, 6 katına, 7 katına çıkardık. Onun için milletimiz bunu gördü. 31 Mart'ta sizin bir bölümünüzü evinize yolladı. Cumhuriyet Halk Partililere dedi ki; "Gelin belediyemizi yönetin kardeşim." Ve biz yönetiyoruz.
Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, belediyeler hizmet ediyor ama hizmetini engellemek istiyorlar. Onun için hedef alıyorlar. Ama bir şeye yine şaşırıyorlar. Bu milletin aklını hafife alıyorlar. Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri hedef almak demek, halkı hedef almak demek. Milleti hedef almak demek
"BU ZİHNİYETİN BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE EVLERİNE GİTMESİNE SEBEP OLACAĞIZ"
Onun için 65 yaşındaki profesör hocamız Ahmet Özer'i kayyum atayıp oraya Ak Partili yöneticileri tıkış tıkış doldurup, Ahmet hocamızı hapse atıp oraya kayyum atıyorlar. Onun için bu haksız hukuksuz uygulamaları yapıyorlar. Ama biz icraatlarımızla, hizmetlerimizle, yatırımlarımızla milletimizin ihtiyaçlarını, beklentilerini karşılayarak, milletimizin sizi daha fazla silkelemesine, bir daha bu zihniyetin gelmemek üzere evlerine gitmesine sebep olacağız. And içtik buna.
O bakımdan meseleyi böyle ele almak zorundayız. Meselenin ağır travmalarını anlamak zorundayız. Bakın o 31 Mart'tan bugüne, yerel seçimden bugüne her hafta açılışımız var, temel atma törenlerimiz var. Her hafta şantiyeleri geziyorum. O kadar zor durumda ki ülkemiz. Ona rağmen yatırım yapıyoruz. Kısıtlanıyoruz, engelleniyoruz. Bizim 13 tane şirketimizi devraldığımızda devraldığımızda belediyenin dahi ihalesine giremeyecek SGK, vergi borçları vardı. 5 sene önce, 2019'da kasası boşaltılmıştı.
Kasası. 1 LİRA bırakmadılar kasada. Maaş ödeyecek parayı bile bırakmadılar. Hayatta olmamış 3 aylık BOTAS'ın olan faturasını bile, başı ödettirmemişler ki oradaki parayı da hortumlayalım diye. Milyarlarca lira, bugünün parası 250-300 milyon. Bunları kaşla göz arasında, 23 Haziran'da ben 2. tur seçime gireceğim. Bunları hatırlatıyorum, unutmayın. Yani seçimi, milletin kazandığı seçimi milletten çaldılar. Öyle değil mi? Bir de utanmadan utanmadan bize dediler, hırsız dediler bize. Hırsız. Suçladılar. Yüzlerce, binlerce, on binlerce insanı suçladılar. Bir kişi dahi bırakın ceza almayı yargılanmadı bile. Bunun hesabını bu millet soracak mı? Soracak! . O unutulmaz. 20 milyonluk şehirde milletin iradesini çaldılar. Bir de ne yaptılar? 2. seçim, 23 Haziran. Buradaki belediye başkanları, belediye yöneticileri bilir. Ay sonu yatar, belediyenin parası, ay sonu. Ayın 30'unda. Ayın 30'unda yatar, hazineden gelen payımız. 23 Haziran'da sizi gidi sizi. Seçimi kaybedeceğini anlamış. Ay sonu gelecek olan parayı, bugünün en az 10-15 milyarı hesaba yatırılıyor ayın 15'inde. Niye? İstediği yerlere hızlı hızlı dağıtıyorlar. 23'ünde biz seçimi kazanıyoruz. Göreve geliyoruz, kasada 1 lira yok. Halbuki 30'unda biz göreve gelecektik. O parayı orada bulacaktık. Biz o parayı doğru kullanmak için uğraşacaktık. Bu kadar bu kadar sistemi kayyumcu yönetiyorlar işte, kayyum. Niye biliyor musunuz? Bizim milletten korkumuz var, Allah'tan korkumuz var. Onlar bir kişiden korkuyor. Aradaki fark bu.
"ONLAR BİR KİŞİDEN KORKUYOR"
Onlar bir kişiden korkuyor. Ondan da talimat gelirse yapıyor. Biz milletten korkuyoruz, yaradandan korkuyoruz. Aradaki fark bu. Onun için onun için biz silkeleyin diyor ama bizi kimse silkeleyemez. Bizi bir tek millet silkele. Ama biz hizmet yolculuğunda titriyoruz. Nasıl titriyoruz biliyor musunuz? Vatandaşımıza yanlış yapmamak için titriyoruz. Vatandaşımıza daha çok hizmet etmek için titriyoruz. Bu zor günlerde vatandaşımızın daha çok yanında olmak için titriyoruz. Vatandaşımızın kendini güvende, huzurlu hissetmesi için titriyoruz. Başarılı olmalıyız. Çünkü bu akılsız süreçten, bu akıldan, bilimden, teknikten uzak süreçten bir an önce milletimizi kurtarmak için titreyerek güçlü bir şekilde işimize odaklı çalışıyoruz. Ondan sonra da dua ediyoruz. Allah'ım bizi bu millete mahcup etme. "