Devlet Bahçeli Gerilimi Tırmandırma Peşinde: Şehit Cenazeleri Üzerinden Politika!

Partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP lideri Özgür Özel'i hedef aldı. Şehit cenazeleriyle ilgili konuşan Bahçeli, kürsüden Özel'e tehditlerde bulunarak "Memleketi Manisa'da protesto edilen bu şahıs eğer aklını başını almazsa sokakta bile yürüyemeyecektir" dedi.

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli, CHP lideri Özgür Özel'i hedef alarak "Özgür Özel zıvanadan çıkmış bindiği dalı kesmeye başlamıştır. Bölücülük narkozuyla uyuşturulduğu ortadadır. Ortak bildiriye imza atmayan bugünkü CHP bir güvenlik tehdididir. CHP bu metnin neresini beğenmedi? Memleketi Manisa'da protesto edilen bu şahıs eğer aklını başını almazsa sokakta bile yürüyemeyecektir. CHP işgal edilmiş Türkiye düşmanlarının eline geçmiştir" dedi.

"DEM PARTİSİ'NİN HAZİNE YARDIMI KESİLMELİDİR"

Bahçeli, DEM Partisi'ni hedef alarak, hazine yardımının kesilmesi için çağrıda bulundu. "Biz TBMM'de terörist, düşman, katil, canilerin sırtını sıvazlayan namertleri asla istemiyoruz" diyen Bahçeli, şunları dedi:

"MHP'nin açık çağrısı şudur: Teröristlere hangi milletvekili hoşgörü ve muhabbetle yaklaşıyorsa suçludur ve tarih önünde hesap verecektir. Biz TBMM'de hain istemiyoruz, düşman istemiyoruz, katil istemiyoruz. TBMM teröristlerin barınma yeri değildir. Canilerin sırtının sıvazlayan hainleri hiç istemiyoruz.

İlk önerim 57 DEM milletvekilinin maaşının ve hazine yardımının derhal kesilmesidir. Bu paralar şehit ailelerine aktarılmalıdır. Hazine yardımı almaları rezalettir. İkinci önerim teröre yardım ve yataklık yapan sözde milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarının hemen karara bağlanmasıdır. Üçüncü önerim AYM ya yeniden yapılandırılmalı ya da kapatılmalıdır. AYM'nin statüsü ve üye yapısı radikal şekilde ele alınmalıdır. Bir diğer önerim kürsü dokunulmazlığının yeniden düzenlenmesidir. TBMM bölücülerin meydan okuma yeri değildir."

AYM BAŞKANINI HEDEF ALDI: SENİN İPİN KİMİN ELİNDE?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ı da hedef alan Bahçeli, "Yeni anayasa sürecinde AYM statüsünün üye yapısının, yargılama usullerinin, radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasını öneriyorum. (AYM Başkanı Arslan) Uzaktan kumandalı yargı da yargıç da olmaz diyen Bay Zühtü, senin kumandan kimin elindedir, senin ipin kimin elindedir?" ifadelerini kullandı.

YEREL SEÇİM AÇIKLAMASI

Yerel seçimlerle ilgili konuşan Bahçeli, Cumhur İttifakı ortağı AKP ile 30 büyükşehir ve 29 ilde işbirliği yapma kararı aldıklarını duyurdu: "Cumhur İttifakı başaracak, işbirlikçi ve ilkesiz siyaseti yerel yönetimlerden söküp atacaktır. İnanıyorum ki, 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın gösterdiği muvaffakiyetin aynısı 31 Mart 2024’te de sahnelenecektir. Gayret bizden tevfik Allah’tandır. Sefer bizden takdir ve teveccüh aziz milletimizdendir. 2024’ün kazananı gene Türkiye ve Türk milleti olacaktır. Büyük Türk milletinin, Türk-İslam aleminin; kökeni, yöresi ve anasının dili ne olursa olsun tüm vatandaşlarımızın, tüm insanlığın yeni yılını şimdiden kutluyor; barış, huzur, esenlik ve selamet dileklerimi ifade ediyorum. 2024 yılı Türk ve Türkiye Yüzyılının giriş kapısı, Lider Ülke Türkiye’nin ilk adımıdır. Sözlerime son verirken hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyor, yeni yılınızı tebrik ediyorum. Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun diyorum."

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Ne kadar geriye bakarsak o kadar uzağı görürüz. Mustafa Kemal Paşa'nın Erzurum'da bulunduğu sırada İngiliz işgal kuvvetleri komutanı da Erzurum'daydı. Eğer kongreyi toplarsanız kuvvet kullanarak dağıtırız demişti. Mustafa Kemal, kongrenin toplanması için sizden müsaade istemedik demiştir ve kendisine kapıyı göstermiştir. Ondan sonra ise Trabzon'da sabotajlar olmuştur.

Bugün tetiği çeken PKK, hedefi gösteren alçaklardır. Ne zaman Türkiye ayağa kalka adından bahsedilse çok geçmeden yumuşak karnımızdan darbe alıyoruz. Karanlık operasyonlarla durdurulmak istiyoruz. Türkiye'nin hızını yavaşlatmak için operasyon devrededir. Her yerden üzerimize geliyorlar. Dişimizi sıkıyor ve sabır diliyoruz.

"İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan, somut delillerle suçu sabit görülen sözde milletvekillerinin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır. Üçüncü önerim, yeni anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de, TBMM Genel Kurulu’nda anlam ve ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir.

Merak ediyorum ki, Anayasa Mahkemesi’nin malum başkanı ve mahut üyeleri yüreklerimizi kavuran şehit haberleri karşısında acaba ne hissetmişlerdir? Nasır tutmuş vicdanları biraz olsun sızlamış mıdır? Anayasa Mahkemesi’nin önünde görüşülmeyi bekleyen 129 bin 140 bireysel başvuru dosyası varken, hatta bazılarına yıllardır sıra gelmemişken, mahkûm Can Atalay dosyasını acilen inceleyip hak ihlali kararı verilmesinin izahını kara cübbeli işbirlikçiler nasıl yapacaktır?

Aynı özen, aynı hassasiyet, aynı dikkat neden ve niçin HDP’nin ve devamı partilerin kapatılma davasının ikmalinde gösterilmemektedir? Bu anormal çelişkiyi, adeta çuvala sığmayan bu mızrağı nasıl yorumlayalım? Neye yoralım? Anayasa Mahkemesi’nin başkan ve üyeleri, kulak veriniz bana, şehitlerimiz omuzlarda vatan topraklarına emanet edildi, onların kanlıları ve destekçileri de aramızda dolaşıyor, hala adaletin ve hukukun onurunu sahiplenmeyecek misiniz? Uzaktan kumandalı yargı da, yargıç da olmaz diyen Bay Zühtü, senin kumandan, senin ipin kimin elindedir?

Hakkımızı savunmazsak şerefimizden mahrum olacağımızı size hiç kimse öğretmedi mi? Irak’ın kuzeyinin sıfır noktasında tesis edilen; karın, buzun, donun tam ortasında çadırdan ve teneke barakalardan kurulan geçici üslerde görev alan kahramanlarımıza saldırılıyor, vatanımız kundaklanıyor, ülkemiz dinamitleniyor. Analarının bakmaya kıyamadığı, geceleri üşümesin diye üzerlerini örttüğü gencecik fidanlarımız şehit ediliyor, düşman ülkeler itleri yallamış üzerimize kışkırtıyor, ey mahkeme üyeleri siz daha ne yapıyorsunuz? Daha neyle avunuyorsunuz?

Şayet buna adalet diyorsanız, batsın sizin adaletiniz. Şayet buna hukuk diyorsanız, olmaz olsun böyle hukukunuz. DEM’in hukuken defni yapılmadıktan sonra Türkiye’ye huzur gelmeyecektir. DEM’in soysuz bir eşbaşkanı demiş ki: 'Kürt sorunu ve Öcalan’a yönelik tecrit devam ettikçe Tekirdağ’lı da, Trabzonlu’da huzur bulamayacak.'

DEM’in onursuz ve şerefsiz bir milletvekili de, onurlu çözümün bebek katiliyle diyaloğun başlatılması ve tecridin kaldırılması olarak açıklamış. Bize göre çözüm bellidir ve bilinmektedir.

O da terörü ve teröristleri topluca imha etmek, bölücü destekçilerinin acımasızca kökünü kazımaktır. Adalet bu sayede yerini bulacaktır. HDP’nin devamı, PKK’nın gece görüş dürbünü olan DEM’in TBMM’de daha fazla yer alması toplumsal ve siyasi tansiyonu kontrol edilemez aşamalara taşıyabilecektir.

Ne sahada, ne ovada, ne şehirde, ne belediyede, ne dağda, ne mağarada, ne de Türkiye Büyük Millet Meclis’inde terörist görmeye dayanma gücümüz artık kalmamıştır. Ya bu hesabı sorup burunlarından fitil fitil getireceğiz, ya da ihanetin şımarmasına, gittikçe meydan okumasına sessiz kalıp yıkımın altında kalacağız. Ya adalet diyeceğiz, ya da dış destekli, istihbarat örgütlerinin arka bahçesi olan bölücü terör örgütünün kanlı akıntısında kaybolup gideceğiz. Ya devlet başa, ya da kuzgun leşe diyerek duruş göstereceğiz.

CHP Genel Başkanı’nın Tuzla Piyade Okulu’nda yaşananlardan sonra başarılı, dirayetli ve cesur yürekli Milli Savunma Bakanımıza saldırması alçaklıktır, korkaklıktır, hunhar terör örgütüne vekâlet etmektir. Görevini onurla yapan Milli Savunma Bakanımıza, 'Ya aklını başına alacak ya da biz onun aklını başına getireceğiz' diyerek üst perdeden ve tehditvari şekilde konuşan özelleşmiş esir zihniyet, bugüne kadar kaç kişinin aklını başına getirmiş de, böylesi bir özgüvenle atıp tutmaktadır. Emperyalizmin özelleştirdiği bu şahısta akıl olsa zaten böyle konuşmaz, konuşamazdı.

Terörle mücadele eden bakanlarımızdan komutanlarımıza, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve polis teşkilatımızın her kademesinde görev yapan kahramanlarımıza dil uzatanların dilinin, el uzatanların elinin, göz koyanların gözünün, parmak sallayanlarını da parmağının hesabını sorar, bedelini misliyle ödetiriz. Daha önce söylemiştim, yine söylüyorum, bunların alayının aklını alırım. Milli Savunma Bakanımızın, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta heyetinin, kahraman asker ve polislerimizin sonuna kadar arkasındayız. Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım günü yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan şahısla ilgili gereği yapılmış, gösterilen tepkiler de bizim nezdimizde haklı bulunmuştur.

Milli Savunma Bakanımız konunun takip edildiğini ve gereğinin yapılacağını açıklamıştır. Terör örgütüne gıkını çıkarmayan Özgür Özel’in asker düşmanlığı, düşmanlara askerlik özentisinden başka bir şey değildir. Üç kuruşluk aklıyla beş kuruşluk konuşmalar yapan Özel’in gittiği yol yol değildir, siyaseti siyaset değildir, CHP’yi hızara verdiği açıktır, yediği herzelerin boğazına duracağı günler ise çok yakındır."

Siyaset Haberleri