Davutoğlu ve Karamollaoğlu'ndan Açıklama: AYM Üyelerinin Yanındayız

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına ilişkin TBMM’de açıklama yaptı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, tutuklu Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlâli kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına uyulmamasına hükmetti ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Yargıtay kararına tepkiler sürüyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin dün Anayasa Mahkemesi Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararının uygulanmamasına hükmetmesi ve kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine bugün TBMM’de açıklama yaptı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu şunları söyledi:

"Hem dünyadaki hem de ülkemizdeki son gelişmeler hepimizi derinden yaralıyor. Üzmekten daha çok, sistemin kendisiyle bizatihi adeta oynanıyor. Taşlar yerinden koparılıyor. Eğer hukukta bir gayri hukukilik hüküm sürmeye başlarsa bu işin sonunun nereye gideceği belli olmaz. Çünkü hukuk devletin temelidir. Hukuk, olmadan devlet olmaz, usuller bellidir. Bu konularda maalesef son zamanlarda atılan adımların hukukun temelini ilk defa sarstığına şahit oluyoruz. Anayasa Mahkemesi hakkında verdiği kararlara uymanın ötesinde Anayasa Mahkemesi üyelerinin itham edilmesi kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Hele de bunun müesses nizam tarafından gündeme getirilmesi kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Bu konuda atılması gereken adımların da mutlaka ciddi bir şekilde atılması gerektiğine inanıyoruz. Hem elbette Cumhurbaşkanlığının hem de Meclis'in bu konuya müdahale etmesine ve bu yanlışlıkları düzeltmesine ihtiyaç var. Biz grubumuz olarak bu konuda bir takım adımları atmayı gerekli görüyoruz. Bu iş çok ileri noktalara kadar götürebilir ama ne olursa olsun çözüm hukuk sistemi içinde devlet yapısının içinde aranmak mecburiyetindedir."

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu ise şöyle konuştu:

"Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ve son 200 yıllık tarihimizde ilk kez yüksek mahkeme düzeyinde bir karşı karşıya geliş var. Devlet düzenimize yapılan bir darbe var. Hukuk düzenimize yapılan bir darbe var. Anayasa'nın 153. maddesi çok açık bir şekilde Anayasa Mahkemesi kararlarının bütün ilgili organlarca bağlayıcı olduğuna dair kesin hükmü vardır. Bunun da sorumlu mahkemesi Anayasa Mahkemesi’dir. Devlet düzeninin teamülleri var. Şu ana kadar Cumhuriyet tarihi boyunca Yargıtay'ın herhangi bir konuda Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararı tartışan bir tutumu olduğunu görüyor musunuz?

“HUKUK DÜZENİMİZ İÇİN BİR DARBEDİR”

Bu ülkede partiler kapatıldı Anayasa Mahkemesi tarafından Yargıtay'dan bir ses mi çıktı? Tek bir örneği yok. Peki bu niçin yapılıyor? Bunun yapılma sebebi çok açıktır yargı bağımsızlığını tümüyle ortadan kaldırmak vatandaşlarımız için bir teminat niteliğinde olan bireysel başvuru hakkını anlamsız hale getirmek. Siz Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaparsınız, karar da alırsınız, ama Yargıtay’da bir daire bütün hukuk sistemini bypass ederek o kararı yok sayar. Bu vatandaşlarımızın temel haklarına yönelik bir müdahaledir. Hukuk düzenimiz açısından bir darbedir. Hukuk düzeninde bütün mahkemelerin çalışma alanları belli. Herhangi bir mahkeme başka bir mahkemenin çalışma alanına girmenin dışında o mahkemenin üyeleri hakkında bir de suç duyurunda bulunursa bir müddet sonra ülke sadece siyasi partiler arasında kutuplaşma gerilim değil hukuki merciler arasında da kutuplaşma ve gerilime yol yaşar. Bizim Saadet ve Gelecek Grubu olarak tutumumuz çok açıktır. Bu hukuk düzenine yapılan müdahale karşısında açık bir şekilde gerekli her türlü yolları deneyerek Türkiye'de demokratik hukuk devleti kurallarını korumaya kararlıyız. Meclis’teki mevcudiyetimizle, alandaki mevcudiyetimizle bu konuda kararlı bir tutum sergileyeceğiz, çünkü demokrasimizin geleceği buna bağlı. Aksi takdirde her mahkeme kendi alanı dışında hükümler verir ve bu ülke yaşanamaz, mahkemelere güvenemez bir duruma düşer.

“YAPILMAK İSTENİLEN ANAYASA MAHKEMESİ ÜZERİNDE TERÖR ESTİRMEKTİR”

Buradan birkaç mesaj iletmek istiyoruz. Anayasa Mahkemesi üyeleri asla kendilerini yalnız hissetmemeliler. Tam yetki onlara aittir. Bu yetkiyi uygulamak konusunda Yargıtay’dan gelen suç duyurusu sebebiyle herhangi bir tereddüt göstermesinler. Yapılmak istenilen Anayasa Mahkemesi üzerinde bir terör estirmektir. Toplumsal muhalefet üzerinde bir terör estirmektir. ‘Siz ne yaparsanız yapın biz istediğimiz kararı başka bir yerden aldırır ve bütün kuralları bypass ederiz’ demek ve demokratik hukuk devletine meydan okumaktır. Anayasa Mahkemesi üyelerinin yanındayız. Anayasa Mahkemesi kararlarına herkes saygı göstermek zorundadır.

Ak Parti yöneticilerine ve kitlesine seslenmek istiyorum, demokratik bir mücadele için yola çıkma iddiası taşıyan ve milli iradeden alınan oylarla bugün iktidarda bulunanlar maalesef temel insan hakları konusunda çok vahim bir hataya yöneliyorlar. Bir Parlamentoda AK Parti Grubu'ndan, genel merkezinden gelen sesler var. Ama bir de üçüncü ayak olan Külliye'den devlet memuriyeti vasfı taşıyan kişilerden gelen sesler var. Açık ve net ifade ediyorum. AK Parti kitlelerinin getirdiği iktidar üzerinden birileri devlete sızarak, otoriter bir yönetimi kalıcı kılmaya çalışıyor. Şimdi bütün AK Partililere sesleniyorum, eğer Anayasa Mahkemesi’ne bugün uygulanan baskı 2008 yılında AK Parti kapatma davasında uygulansaydı, yani Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ak Parti’yi kapatma kararı aldığında Anayasa Mahkemesi karşı bir karar almamış olsaydı, ya da Anayasa Mahkemesi olmasaydı, ne olurdu AK Parti kapatılırdı. Ya da Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararı Yargıtay’ın o zamanki dairelerinden birisi ‘Bu kararı Anayasa Mahkemesi yanlış aldı, aslında bu partinin kapatılması lazımdı’ deyip bir Yargıtay dairesi buna karar verseydi milli irade ayakta kalabilir miydi? Durum göründüğünden çok daha vahimdir. Açık şekilde yapılmak istenilen, devletin kurumlarına sızmış bir grup tarafından Türkiye’nin gittikçe otoriterleşmesi çabasıdır. Bu otoriterleşme meselesinde bütün partilere görev düşüyor ama en çok da AK Parti içindeki sağduyulu hukukçulara, AK Parti tabanında kendi geleceğiyle ilgili kaygı duyan vatandaşlara düşüyor."

"SOKAK EYLEMİ AJANDAMIZIN BAŞINDA DEĞİL"

Davutoğlu ve Karamollaoğlu basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı:

"CHP'nin AYM kararı ile ilgili sokakta eylem yapma fikrine nasıl yaklaşıyorsunuz" sorusu üzerine Temel Karamollaoğlu, "Sokakta eylem demek, toplum olarak iktidara bir ihtarda bulunmak demektir. Bunu daha ileriye götürmek, ortalığı karıştırmak gibi bir maksat olmaması icap eder, yeri geldiği zaman o da yapılabilir. Ben bunu garipsemem ama illaki de ajandamızın başında bu vardır demek de isabetli olmaz" cevabını verdi.

Davutoğlu, da şunları söyledi:

"Şu anda önemli olan devlet düzenini ve hukuk düzenini doğru raya oturtmak. Burada onun için AK Partili milletvekillerine seslendim, AK Partili sağduyulu hukukçulara, sokağa ve herhangi bir yöneteme başvurmadan önce bu konuyu Meclis'te çözebiliriz. Eğer AK Parti Meclis Grubu dünkü ilk tepkilerde tutarlı tavır sergilerse Külliye'ye sızmış birtakım isimlerin Türkiye'yi götürmek istediği bu felaketin önüne geçecek şekilde davranırlarsa süreç çok kolay açılabilir. Bizim meselemiz her ne olursa olsun iktidarı zor duruma düşürmek değil."

"AK Parti içerisine sızmış bazı grupların ne olduğu" üzerine Davutoğlu, "Bir kişiyi kastetmiyorum, çöreklenip Külliye'de halka herhangi bir hesap verme sorumluluğuna sahip olmadan hatta burada AK Parti Genel Merkezi'ne de sesleniyorum AK Parti Meclis Grubu'ndan bazı sağduyulu insanlar açıklama yapacak bu arada hiçbir siyasi yetkiisi olmayan halktan görev alarak bir yere gelmiş olmayan ama bulunduğu makam sanki devletin bütünüyle yapısı hakkında yorum yapma yetkisi kendisine vermiş olan birtakım çevreler var kastettiğim bunlar."

Siyaset Haberleri