"İktidar partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum, aylardan beri profesyonel bir ekiple hazırladığı projelerini dün açıkladı. Seçmeni cezbedecek ‘proje ve vaatler’ konusunda aday gösterilmeden önce başlayan seri toplantılar yapıldı. İstanbul beyannamesindeki başlıkların bir kısmının, mevcut belediye yönetiminin düşündüğü, ancak bakanlıkların ve merkezi hükümetin veto ettiği projeler olduğu görüldü. “Sistem İstanbul” gibi marka isim ve sloganlarla sunulan projelerle, 'Belediye başkanı, iktidardan olursa daha fazla hizmet alırsınız…' demeye getirildi" diyen Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, "Kurum’un adaylığı ‘kalbi kırık’ bir bakan yarattı AKP’nin İstanbul dosyasında neler var?" başlıklı yazısında çok konuşulacak kulis bilgilerine yer verdi.
Babacan, yazısında şu ifadeleri kullandı:
KALBİ KIRIK BAKAN
"İstanbul beyannamesinin perde arkasına geçmeden önce, adı İstanbul adayı olarak yazılan Ali Yerlikaya’nın ruh halinden bahsedelim. Önce adaylığı istemeyen sonra potaya giren Yerlikaya’dan vazgeçilme gerekçelerinin en önemlisinin, “Bağımsız hareket etme potansiyeli” olduğunu yazmıştık. Yerlikaya’nın Atatürkçü söylemi, aşırı muhafazakar taban tarafından da pek benimsenmedi. Yerlikaya’nın kendisi aleyhine oluşturulan bu havadan AKP’li trolleri sorumlu tuttuğunu ve bunların Süleyman Soylu ekibi olduğunu iddia ettiğini aktaralım.
ÇOK PROJE TARTIŞILDI
AKP’nin İstanbul beyannamesine dönerken, açıklanan projelerin gerçekleşme olasılığını uzmanlara bırakmak gerekir. Hem bütçe hem de fiziksel uygunluk tartışması ayrı bir konu. Ancak bugüne gelene kadar yapılan tartışmaları ve çalışmaların perde arkasını aktarabiliriz. Ulaşım sorunlarına çözüm önerileri için ilk metro projesini yapan tecrübeli isimlerden ekip kuruldu. Yüksek hızlı trenden sonra “yüksek hızlı metro” ifadesi düşünüldü ancak içi doldurulamadı. Hazırlıkları yapılan başka bir vaat ise metrobüs ve tramvay hatlarına daha fazla vagon takılan bir sistem kurulmasıydı ki, bu da teknik zorluklara takıldı.
ESKİ VAATLER
İstanbul’un merkez yoğunluğunu dışına taşımak için 700 bin konutluk bir yeni banliyö fikrini öne sürenler oldu. Ancak uygun bir alan yaratılamadı. Her seçimde AKP’nin gündeme getirdiği ama hayata geçirmediği bu başlıktan vazgeçildi. Ama vatandaşın, “evlerimizi alıp, başkalarına rant yaratacaklar” duygusu ve güvensizlik, en büyük sorun olarak karşılarına çıktı. İktidarın kentsel dönüşüm başarısızlıklarını anımsatmamak, Murat Kurum’un Çevre Bakanlığı döneminde çözemediği sorunları dikkatlerden uzaklaştırmak için makul bir yaklaşım sergilendi.
TAKSİ SORUNUNDA GERİ ADIM
Trafik ise CHP’lisi AKP’lisi, tüm adayları kara kara düşündüren önemli bir sorun. Partide çalışmalar sırasında, ‘taksi mafyası’ diye adlandırılan bu sorunun çözümü için ‘bir kişinin tek taksisi olması’ önerisi getirenler oldu. Amaç tekelleşmenin ve taşeronlaşmanın önüne geçmek olarak anlatıldı. Ancak, AKP yönetimi, taksicileri karşısına almamak için bu formülü savunamadı. Ayrıca Ekrem İmamoğlu’nun Uber başta olmak üzere taksi sorununun çözümü için getirdiği her öneriyi, Belediye Meclis’inde reddedenlerin Cumhur İttifak’ı olduğunu da kimse unutmuyor."