CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, “25 Kasım’da bir zulüm yaşadık hep beraber. Hani diyorsunuz ya ‘Cennet, annelerin ayaklarının altındadır.’25 Kasım’da annelerin ayaklarının altı cennete ulaşmadı; bırakın cenneti, Taksim'e, Harbiye'ye, Şişhane'ye o ayak altları değmedi. Niye biliyor musunuz? Sizin zalimliğiniz yüzünden, sizin mülki idare amirlerinizin keyfî kararları yüzünden. 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü'nde kadınlara şiddeti uygun gördünüz. İstanbul'da ve diğer kentlerle yüzlerce kadın dövüldü, yerlerde sürüklendi, kolu kırıldı, vücudunda ezikler, yaralar oluştu ve en utanılası ne biliyor musunuz? Bacağında kırık olan bir hanımefendi hekime muayene ettirilirken -artık hekimler de sizin şiddetinizin bir parçası hâline dönmüş- "Bu bacağı siz kırmış olabilirsiniz." dedi hekim. Bacağının kırıldığı yerde bir buçuk, iki saat boyunca o hanımefendi tutuldu; güvenlik görevlileri, o bacağın kırılmasında aktif rol alanlar terse dönmüş bacağı elleriyle düzelterek orada yatırdılar bir kadını. Sizin kadınlara uygun gördüğünüz muamele 25 Kasım’da bu oldu. Bırakın cenneti, cehennem yarattınız bu ülkede ama ben sizi eleştirmeyeceğim, neden eleştirmeyeceğimi de söyleyeyim: Siz aslında üç maymunu oynuyorsunuz böyle muamelelerin olduğu yerde" ifadesini kullandı.
'Bir alçaklığı sahaya süreni sustunuz, izlediniz'
AKP sıralarına seslenen Aydoğan, yeniden AKP Grup Başkanvekili olan Özlem Zengin hakkında ayrımcı bir yaklaşımla Twitter hesabından “AK Parti’de adam kalmadı mı da bu karı seçildi?” şeklinde ifadeler kullanan eski Akit yazarı Vehbi Kara’ya karşı AKP’lilerin sessiz kaldığını ifade ederek, “Akit yazarı, Özlem Hanım, Özlem Zengin Hanımefendi Grup Başkan Vekiliniz olduğunda "Ak Parti'de herkes bitti de bu karıya mı sıra geldi?" dedi, siz izlediniz. Yazıklar olsun! Üç maymunu oynuyorsunuz! Kendi Grup Başkan Vekiliniz atandığında bir kadına psikolojik şiddet uygulayan bir alçaklığı sahaya süreni sustunuz, izlediniz. Özlem Hanım'a kadın olduğu için bu muamele uygun görüldü; psikolojik şiddete, muameleye tabi tutuldu. Şimdi, aynı psikolojik şiddeti İstanbul'da kadınların saçlarını çeken Emniyet görevlileri de yaptı. Ceza Kanunu'nun 94'üncü ve 95'inci maddesi açık; kadına sahip çıkıyorsanız neden işletmiyorsunuz bu maddeleri? Neden işkenceyi cezalandırmıyorsunuz? Saçı çekilen kadınlara yapılan işkence değil mi?” dedi.
'İktidarınızın yarattığı iklime karşı kadınlar sokağa çıkıyor'
“İktidarınızın yarattığı iklime karşı kadınlar sokağa çıkıyor, kamusal hakları için çıkıyor; eşitlik açısından mağdur edildikleri noktada çıkıyorlar, erkek şiddetine karşı çıkıyorlar; her türlü haklarını, bedensel haklarını aramak için çıkıyorlar; sosyolojik haklarını aramak için çıkıyorlar çünkü iktidarınız kadını yoksullaştırdı, kadını istihdam alanından geri kıldı. Ben size söyleyeyim: Bir yıl içerisinde 385 kadın seks işçiliğine zorlandı sizin iktidarınızda; hiç yüzünüz kızarmıyor mu?” diyen Aydoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Kadınlara ve çocuklara zulüm iklimi yarattınız. Yoksul kadınlar, aç çocuklar, haklarından mahrum edilmiş bir halk, biz, halkımızla beraber sizin zulmünüzün bedelini ödemek zorunda mıyız?
Yazıklar size olsun, yazıklar sizin yarattığınız iklime olsun.. Kadının üzerinde şiddeti uygulayan iktidarınıza olsun, zulmünüze olsun. Allah zulmünüzü kahretsin! "Yazıklar olsun!" diyeceksek böyle diyelim.
Her 3 çocuğun 1'i aç. Kadın istihdamı yüzde 18'e düştü iktidarınızda. Her türlü geriliğin, her türlü gericiliğin odak noktası oldunuz. O, İstanbul'da zulmettiğiniz yüzlerce kadına neden zulmediyorsunuz, biliyor musunuz? Korkuyorsunuz! Bacaklarınız titriyor...
Dominik Cumhuriyeti'ndeki faşist diktatörü, Trujillo'yu kimse hatırlamıyor; nefretle anılıyor ama Mirabal kardeşler kadın mücadelesinin bayrağı oldu! Unutmayın, Türkiye Cumhuriyeti'nde sizin grup başkan vekilinizin de hakkını arayacak kadar yürekli kadınlar vardır. O kadınlar Mirabal kardeşler gibi bayrak olacak, iktidarınızdan bu hesabı alacak! Zulmünüzde yanacaksınız, zulmünüzde boğulacaksınız!
Hukuksuzluğunuzda boğulacaksınız! Hiçbir hesabı veremeyeceksiniz! Her kadın sizin karşınızda hak kaynağı, hak arayıcısı, her türlü haksızlığın duruş abidesi olacak, bunu sakın unutmayın! Kadınlara hesap vereceksiniz, çocuklara hesap vereceksiniz, yoksullara hesap vereceksiniz! Zulmün hesabını vereceksiniz!”
'En zalim yalanlar sessizlikle söylenir'
AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun ifadeleri üzerine söz isteyen Aydoğan yeniden kürsüye çıktı ve şu ifadeleri kullandı:
“En zalim yalanlar sessizlikle söylenir Sayın Grup Başkan Vekili. Ben İstanbul Milletvekiliyim, İstanbul sokaklarını kadınlara yasaklarsanız hiç bakmam, bu kürsüde bunu anlatırım. İstanbul'da gece saat ikide Emniyete alınmış, çoluğundan çocuğundan ayrı tutulmuş, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın basit ihlalini bile bir teröriste muameleye çevirecek bir yapıya çevirseniz bu ülkeyi gece saat ikide o Emniyete giderim, o konuyu da burada gelir, gündeme getiririm.
Siz, 25 Kasım günü kadınları dövmediniz mi? Siz, bu ülkenin çocuklarının üçte 1'ini yoksul yaşatmıyor musunuz? Siz, bu ülkede kadın istihdamını yüzde 18'e düşürmediniz mi? Siz bu ülkenin çocuklarını beşikten mezara kadar rehin hâle getirmediniz mi? Her çocuk doğduğunda 5 bin dolar borçla doğmuyor mu?
Siz, bu ülkenin kadınlarını evinde tencere kaynatamaz hâle getirmediniz mi? Siz, Anayasa'nın 12'nci maddesine göre, Anayasa'nın 34'üncü maddesine göre bir hakkını sahada aramaya çıkan kadınları sokaklara sokmayarak, engelleyerek bir Anayasa ihlali yapmıyor musunuz?
Siz, Anayasa'nın 81'inci maddesine göre bu Anayasa'daki temel hak ve özgürlükleri kullandırmak üzere yemin etmediniz mi? Siz, bu Parlamentonun parçası değil misiniz? Siz, bu ülkenin milletvekili değil misiniz? Hangi hakla çıkıp buraya, daha üç gün önce yaşattığınız zulmü yokmuş gibi konuşuyorsunuz?”