Altay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “sansür yasası” olarak nitelendirdiği teklifin görüşmelerine Meclis Genel Kurulunda devam edileceğini belirterek, teklifi “ucube” olarak değerlendirdi.
Altay, 134 CHP milletvekilinin, “Asgari ücretin altında emekli maaşı alan kaç kişi var?” sorusunun cevabını bir türlü bulamadığını ileri sürerek, bu “basit” soruya Cumhurbaşkanı’nın, Hazine ve Maliye Bakanı’nın, hatta TÜİK’in cevap verebileceğini söyledi.
Vatandaşların içinde bulunduğu ekonomik koşulların kabul edilebilir sınırların çok üstüne çıktığını ileri süren Altay, yeni ekonomik modelin zengine yaradığını, fakiri ise daha çok fakirleştirdiğini savundu.
Kendi hesaplarına göre ailesinden uzakta yaşayan 4 milyon kişi bulunduğunu ancak 150 bin kişiye yol harçlığı verileceğinin söylendiğini iddia eden Altay, “4 milyon içinde 150 bini neye göre seçeceksin?” diye sordu. Altay, seçilmiş, AK Parti referansı alan gençlere yol harcırahı verileceğini ileri sürdü.
Cari açığın artması
Merkez Bankası ödemeler dengesinin açıklandığını, buna göre cari açığın geçen yılın ilk 9 ayında 12,8 milyar dolarken şimdi 39,8 milyar dolar olduğunu söyleyen Altay, şöyle konuştu:
- (Cari işlemler fazlası vereceğiz ve bu yolla önce dövizi, sonra enflasyonu düşüreceğiz) demelerinin üstünden de tam bir yıl geçti. Bunu dediklerinde Merkez Bankasının rezervi 37 milyar dolar eksiydi.
- Şimdi aradan bir yıl geçti. Merkez Bankasının eksi rezervi 37 milyar dolardan 59 milyar dolara çıktı. Erdoğan, Maliye Bakanı, Sanayi Bakanı, Ticaret Bakanı, hanginizse, hodri meydan. Çıkın deyin ki ‘Merkez Bankasının döviz rezervi eksi 59 milyar değil.’ Diyemezsiniz. Ama siz geçen sene eylülde ‘cari işlemler fazlasını vereceğiz’ diye millete taahhütte bulundunuz.
- Vermek şöyle dursun, o zaman 12,8 milyar dolarmış, şimdi 39,8 milyar dolar. Allah’tan korkun. Nasıl bir Türkiye ekonomi modeli politikası. Şimdi Sayın Nebati de bunu Amerika’da G20 ülkelerinin maliye bakanlarına anlatacak, ‘Türkiye ekonomik modeli’ diye. Herhalde bu resmi finansal ekonomik bir toplantıdan ziyade komedi stand up show olacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti
Altay, devletin tüm kurumlarının perişan edildiğini, bunlar ortaya çıkmasın diye de Sayıştay raporlarına bloke konulduğunu ileri sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2002’den önce de sonra da fırsat bulduğu zaman ABD’ye gittiğini öne süren Altay, şunları kaydetti:
- Gitsin. Bir şey demem. Amerika ile ilişkilerini en iyi düzeyde tutmak ister. Tutsun. Ona da bir şey demem. Şunu anlamıyorum, ‘adaylık, işaret ve icazet almaya gittin’ demiş Bahçeli. Bay Kemal adaylık icazetini ya altılı masadan alır ya milletten alır. Amerika’ya bizim ihtiyacımız yok. Ama adaylık, siyasete girme noktasında Amerika’ya kimlerin gittiğini en iyi de sen biliyorsun.
*Bir aralar, eskiden bu konularda çok esip gürlüyordu. ‘ABD gezisi densizlik’ demiş. Sana ne kardeşim? Bay Kemal nereye gideceğini sana mı soracak. Ama ben sana birkaç densizlik örneği vereyim Sayın Bahçeli.
- Mal varlığıyla tehdit edilen bir Cumhurbaşkanı’na, bir siyasi parti genel başkanına arka çıkmak densizliktir. Süleyman Şah Türbesi’ni ve o şanlı al bayrağımızın direğini ters yüz edip baş aşağı çevirip vatan topraklarından kaçıranlara destek vermek densizliktir.
*Terör örgütü sözde lideri Abdullah Öcalan’ın mektubundan medet ummak ve Kürt halkına ‘HDP’yi dinlemeyin. Abdullah Öcalan’ı dinleyin’ demek densizliğin dik alasıdır.
*Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına hakaret dolu mektup yazıldığında ve o cumhurbaşkanı ‘o mektubu katlayıp cebine koyup mektubu yazana götürüp takdim ettim’ dediğinde buna ses çıkarmamak Cumhurbaşkanı üzerinden milletimize, devletimize yapılmış hakarete sus pus kalmak, milliyetçilik hamasetini çok yapan bir lider için densizliktir.
Bahçeli’ye Cemevi çağrısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Cemevlerini ibadethane olarak kabul ediyoruz. Bugün de cemevleri ibadethane olmalıdır” diye bir değerlendirme yaptığını belirten Altay, sözlerine şöyle devam etti:
“Ne güzel. Biz de söylüyoruz. Cemevleri ibadethanedir. Erdoğan kabul etse de etmese de. Karar ver Sayın Bahçeli. Cemevleri ibadethane midir değil midir? Sen nasıl karar verirsen ver. Bunun da bir önemi yok. Cemevleri ibadethane statüsüne er geç kavuşacaktır. Şimdi kavuşmazsa en geç 8 ay sonra kavuşacaktır. Dedelerin para istediği, cemevi başkanlarının elektrik, su faturasını devlet ödesin dediği falan yok. Bir tek şey istiyorlar. Eşit yurttaşlık ve cemevlerinin ibadethane sayılması.”
Ankara’daki su fiyatları
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin su parasında ciddi bir indirim yaptığını belirten Altay, Ankara için 1 metreküp suyun maliyetinin 24 lira 12 kuruş olduğunu, ASKİ’nin 1 metreküp suyu 12 lira 47 kuruşa sattığını, yüzde 50 sübvansiyon yapıldığını, AK Parti’nin ise Ankara’ya suyu 6 liradan sattırılmasını istediğini savundu.
ASKİ’nin elektrik faturasını bile ödemekte zorlanacağını, Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a, “millete sosyal yardım verme, yol-köprü yapma, metroya başlama, kırsal desteklemelerini kes” dendiğini ileri süren Altay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na olduğu gibi engellemeler yapılmaya çalışıldığını iddia etti.
Altay, Ankara Büyükşehir Belediyesinin mali çıkmaza sokulmaya çalışıldığını ileri sürerek, “Ne yaparlarsa yapsınlar belediyelerimiz, bütün baskılara rağmen İstanbul’u, Ankara’sı, İzmir’i ve tamamı sosyal demokrat belediyeciliğin, sosyal belediyeciliğin, katılımcı, halkçı belediyeciliğin, kente özen, insana saygı belediyeciliğinin tüm örneklerini şıkır şıkır yaşayacak ve yaşatacaklar Erdoğan” diye konuştu.
'Bir yıl içinde 3 parti değiştirmiş bir arkadaşımız'
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti’ye katılmasını nasıl değerlendirdiği sorulan Altay, RTÜK üyeliğinin siyasi partilere dağılım hesabı olduğunu söyledi.
RTÜK’teki bir üyelik kontenjanı İYİ Parti’ye düşerken, AKP’nin, yaptığı transferle RTÜK’te bir koltuk kazanmış gibi gözüktüğünü ifade eden Altay, “RTÜK’te bir koltuk kazanmak için Erdoğan böyle siyasi etik dışı bir iş yaptı. Sayın Çelebi için söyleyeceğim şudur; tamamen duygusaldır. Bir yıl içinde 3 parti değiştirmiş bir arkadaşımızdan bahsediyoruz. Herhalde çok duygusal ilişkiler nedeniyledir diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.