Seçim yenilgisinden bu yana üzerinde en çok tartışılan parti CHP oldu.
Tartışmalar daha çok genel başkan ve kadro değişimine yoğunlaşmış durumda.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı bırakması talebi gündemde tutuluyor.
“Değişim şart” diyenlerin asıl talepleri Kılıçdaroğlu’nun bırakması.
Yerine ise en yakın aday olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu görünüyor.
Değişim isteyenlerin başında da İmamoğlu geliyor.
Ancak bugüne kadar yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlıktan istifa etmek veya yeniden aday olmayacağını açıklamak, yerine de İmamoğlu’nu işaret etmek gibi bir niyeti yok.
Kitaba uygun konuşmaya özen gösteriyor.
“CHP genel başkanını kurultay seçer, değişim ama hangi değişim, bazı değişimler geriye götürür, değişimin ileriye doğru olması gerekir” gibi.
Bu da gösteriyor ki Kılıçdaroğlu kurultayda genel başkanlığa yeniden aday olacak.
Kılıçdaroğlu’ndan kurultay da yeniden aday olmayacağı şeklinde bir açıklama bekleyen İmamoğlu’na verilen mesaj ise “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden aday olması, belediye meclisinde çoğunluğu alacak şekilde büyük bir seçim zaferi kazanması, genel başkanlık konusuna sonra bakılması” şeklinde özetlenebilir.
İmamoğlu cephesinde de karar vermek kolay değil.
İmamoğlu’nun önünde üç seçenek var:
Kılıçdaroğlu ve genel merkezin önerisini kabul ederek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden aday olmak.
İmamoğlu aday olur ve yeniden İstanbul Belediye Başkanı seçilirse Erdoğan’ı üçüncü kez yenmiş bir siyasetçi olarak güçlenir. CHP’ye genel başkan seçilmesi olasılığı çok güçlenir.
Ancak seçimi kaybederse bu durum İmamoğlu’nun genel başkanlık iddiasını da çok zayıflatır. İstanbul’da seçimi kaybetmiş bir isim olarak liderlik iddiası büyük ölçüde düşer.
İmamoğlu’nun önündeki ikinci seçenek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olmayıp genel başkanlığa aday olduğunu açıklamak ve kurultay da aday olmaktır.
Böyle bir karar Kılıçdaroğlu’na şimdiden rakip olarak ortaya çıkmak anlamına gelir.
İmamoğlu böyle bir karar alır ve kurultayda kaybederse hem İstanbul belediye başkanlığından hem CHP genel başkanlığından olur ve siyasi hayatı büyük sıkıntıya girer.
Türkiye’de partilerin yapısı, delege belirleme süreçleri nedeniyle genel başkanlara karşı kurultay kazanmak çok zordur.
Üçüncü seçenek ise “emanetçi” bir genel başkan seçtirmek için çaba göstermektir. Partisi Meclis dışında kalınca Deniz Baykal’ın CHP genel başkanlığından çekilmesi ve yerine “emanetçi” başkanlar seçtirmesi gibi.
Ancak İmamoğlu’nun bu seçeneği hayata geçirmesi pek olanaklı değil. Bunun için Kılıçdaroğlu’yla böyle bir uzlaşmaya varması gerekir. Bugüne kadar yaptığı açıklamalardan Kılıçdaroğlu’nun böyle bir niyet taşımadığı da anlaşılıyor. Kılıçdaroğlu’nun sözleri kurultayda yeniden genel başkanlığa aday olmaya
hazırlandığını gösteriyor.
Kılıçdaroğlu’nun da İmamoğlu’nun da başka isimlerin de CHP genel başkanlığına aday olmaları elbette doğal, demokratik bir haktır.
Önemli olan yeni bir seçim yenilgisi alan CHP’nin bu süreçten nasıl çıkacağıdır.
CHP bu kurultaydan parçalanarak çıkar ve bu durum yeni bir parti oluşumuyla sonuçlanırsa bu durum iktidarın işini kolaylaştırır.
Bu nedenle CHP’nin bu kurultaydan bölünmeden çıkması gerekir.
Kaybeden aday veya adayların da partide kalması ve partinin başarısı için çalışması, iddialarını CHP içinde sürdürmeleri gerekir.
Aksi bir durum sadece CHP’de değil Türkiye’de değişim umudunu da bitirir.