İş kazalarına dikkat çeken Özgür Özel, TMMOB'un 48. Genel Kurulunda konuştu;
'NASIL ACI BİR TARİH TEKERRÜRÜDÜR Kİ...'
"Soma faciasından 6 ay önce buralarda bir şeyler oluyor, denetim yolları etkili değil, Meclis buna el koysun," diyen ve maalesef faciadan 20 gün önce bunu kürsüden söyleyen önergesi AKP'nin oylarıyla reddedilen ve 301 canını kendi memleketinde kaybetmiş neredeyse elleriyle teker teker çıkarmış o sahnenin tamamına tanık olmuş birisi olarak iş cinayetleri meselesinde hala aynı yaklaşımla devam ediliyor. Nasıl acı bir tarih tekerrürüdür ki, o 301 madencinin hayatını kaybettiği kentte geçen hafta 17 yaşında Alperen kardeşim bir inşaatta tesisat borusu döşerken hayatını kaybetti.
ÇOCUK İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ
O inşaatta 18 yaşından küçük o işçi (Alperen Enes Ural) MESEM kapsamında çalıştırılıyordu. Bu MESEM çalışmasının çocuk işçi istihdamına, çocuk işçi sömürüsüne, çocukların hayatına mal olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Hem emekçilerin örgütlenme haklarını, hem emekçilerin içinde bulundukları şartların düzeltilmesini, iş cinayetlerinin önlenmesini hem de 'iki şeyin rengi olmaz' diye ifade ettiğimiz; birincisi annelerin gözyaşları. Annenin göz yaşının rengi olmaz, tüm annelerin gözyaşlarını durdurmalıyız. İkincisi, emekçinin alın terinin rengi olmaz, o hakkı alana kadar hep birlikte mücadele etmeliyiz."
SOMA FACİASINDA NE OLMUŞTU?
13 Mayıs 2014 tarihinde Soma'daki Eynez Maden Ocağı'nda yerin 400 metre altında yangın çıktı. Yükselen karbonmonoksit gazı, o esnada kömür ocağında çalışan 787 madencinin hayatını tehlikeye attı. Çıkışa yakın noktalardaki madenciler kurtulmayı başardı, ancak ocağın dip tarafındaki işçilerin sığınabilecekleri bir yaşam ünitesi yoktu.
Üç gün süren arama kurtarma çalışmalarının sonucunda ocaktan 301 madencinin cansız bedeni çıkarıldı. Hayatını kaybeden madencilerin 217'sinin çocuğu vardı, toplamda 432 çocuk babasız kalmıştı.
Kazanın ardından madencilerin güvenliği için yeterince önlem alınmadığı ortaya çıktı. İşçilere verilen gaz maskeleri yetersiz ve eskiydi. "Dünyanın son 50 yıldaki en ölümcül ikinci maden kazası" olarak nitelendirilen Soma faciasına ilişkin dava 2015'te başladı. Ancak Yargıtay'ın tartışmalı bir kararı, davayı etkiledi. Yedi yıl süren yargılama sonucunda dosyanın bir numaralı sanığı Can Gürkan'a 20 yıl hapis cezası verildi. Ancak şirketin yöneticisi Gürkan, beş yıla yakın cezaevinde kaldığı için Covid-19 izninden faydalanarak hapse girmedi. Madencilerin aileleri, Can Gürkan'a verilen hükmü, "Ceza değil, ödül" ifadesiyle eleştirirken işçilerin yakınlarının avukatlığını üstlenen Selçuk Kozağaçlı ile Can Atalay şu an cezaevinde bulunuyor.
ALPEREN ENES URAL NEDEN ÖLDÜ?
Alperen Enes Ural, çalıştığı inşaatta yüksekten düşerek ağır yaralandı. Bu kaza sonrası hemen hastaneye kaldırılan Ural, beş gün boyunca yoğun bakımda tedavi gördü. Ancak Alperen Enes Ural'dan acı haber geldi. Alperen Enes Ural tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.