CHP İzmir İl Başkanlığı, TBMM’de kabul edilen "Sansür Yasası”na tepki gösterdi. Açıklamada, "2023 seçimleri yaklaşırken; demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir girişimle daha karşı karşıyayız. İktidarın, 40 maddelik bu yasayla, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istediği açıktır. Yasanın yürürlüğe girmesiyle yerel yayın organları büyük bir darbe alacaktır" denildi.
CHP İzmir İl Başkanlığı'nda bugün düzenlenen basın açıklamasına CHP İzmir il ve ilçe yöneticileri katıldı. TBMM Genel Kurulu'nda dün gece kabul edilen, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngören, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu düzenleyen maddenin de yer aldığı yasayı oy çokluğu ile geçiren AKP ve MHP'ye tepki gösterildi.
'Muğlak bir suç tanımı yapılıyor'
CHP İzmir İl Sekreteri Ahmet Yıldız’ın okuduğu basın açıklaması şöyle:
"Ülkemizde demokrasinin, hukukun, eşitliğin ve özgürlüğün yeniden tesis edileceği 2023 seçimleri yaklaşırken; demokratik muhalefeti, basını, sivil toplumu ve halkı susturmaya yönelik yeni bir girişimle daha karşı karşıyayız. Bu sansür yasasının, seçimlere en fazla 8 ay kaldığı bir dönemde mecliste kabul edilmesi, seçimler yaklaştıkça iktidarını kaybedeceğini anlayan sarayın içinde bulunduğu korku ve acizliğin boyutunu göstermektedir. İktidarın, 40 maddelik bu yasayla, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin, gazeteciliğin ve basın özgürlüğünün altına son bir dinamit daha koymak istediği açıktır. Öyle ki, yasanın 29. maddesiyle, 'Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu' diyerek sınırlarının ve içeriğinin ne olduğu belirsiz yeni bir suç tanımı yapılmaktadır. Muğlak ve ucu açık ifadelerle, saray yargısına ve iktidar partisinin bürokratlarına hangi bilginin halkı aldatmaya, korku ve endişe yaymaya yönelik olduğunu belirleme yetkisi verilmiştir. Aynı zamanda sosyal medyada yapılan eleştiriler, 'Dezenformasyon' olarak yaftalanabilecektir. 'Hangi haber halkta korku ve endişe yaratır, hangi paylaşım kamu düzenini tehdit eder' sorusunun yanıtı ise yasa metninde yoktur. 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası getirilen bu muğlak suç tanımının kapsamı, saray talimatıyla hareket eden yargı mensuplarının ve iktidar partisi bürokratlarının inisiyatifine bırakılmıştır.
'Susturmayı başaramayacaksınız'
Kendi yandaşlarına bol bol ilan verirken, muhalif yayın organlarını ise yok sayan ve adeta Basın İnfaz Kurumu’na çevrilen Basın İlan Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine ceza verme yetkisiyle donatılmaktadır. Basın İlan Kurumu, tıpkı televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi, yazılı ve dijital medyanın celladı haline gelmektedir. Yasa, sosyal medya platformlarına ilişkin düzenlemeyle, halkın temel haberleşme ve haber alma kaynaklarını kullanılamaz hale getirmeye kadar gidebilecek geniş sınırlama yetkileri içermektedir. Yasanın yürürlüğe girmesiyle, sınırlı kaynaklarıyla gazeteciliği dinamik bir şekilde yaşatma mücadelesi veren yerel yayın organları büyük bir darbe alacaktır. Bir kez daha söylüyoruz: Bu yasa baştan aşağı sansür ve otosansür yasasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, otoriter saray rejiminin baskı politikalarına, korku iklimini ülkede hakim kılmaya yönelik çırpınışlarına asla boyun eğmeyeceğiz. Ülkemizin gerçeklerini, halkımızın sorunlarını ve hakikati her yerde haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Saraya buradan sesleniyoruz: Halkı, basını ve basın emekçilerini susturmayı başaramayacaksınız.
'Gerekeni sandıkta halkla birlikte yapacağız'
Çok az kaldı. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, baskıcı ve otoriter politikalarınızla yok ettiğiniz demokrasiyi ve hukuku ülkemizde mutlaka yeniden kuracağız. Başta düşünce, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere, tüm temel hak ve özgürlükleri yaşatan bir düzeni inşa edeceğiz. Sansür yasalarınızla gizlemeye çalıştığınız ekonomik buhrana, pahalılığa, yolsuzluklara, vurgunlara, servet transferine son vereceğiz. AKP Genel Başkanı, 'Bu yasanın çıkışıyla beraber bunları frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da yapacağız' diyor. Biz de diyoruz ki, gerekeni sandıkta halkla hep birlikte yapacağız."