CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İstanbul’da 2017 Referandumu’ndan bu yana bir ‘taban ittifakı’ oluştuğunu vurguladı. Bunun yaklaşan İBB seçimlerine de yansıyacağını söyleyen Çelik, “Diyalog kanalları da tam olarak kapanmadı” dedi.
CHP İstanbul İl Örgütü’nün son kongresinde il başkanı seçilen Özgür Çelik 31 Mart seçimlerine ilişkin BirGün'e şu açıklamaları yaptı:
İstanbul’u yöneten partinin il başkanısınız. Önümüzde kritik bir yerel seçim var. Ne tür hazırlıklar içerisindesiniz?
"Öncelikle sandık güvenliği konusunda çalışmalarımızı iki hafta önce başlattığımızı belirtmek isterim. İstanbul’da 31 bin sandıkta asil, yedek sandık görevlilerimizi, müşahitlerimizi, okul, kat, bilişim sorumlularımızı, avukatlarımızı belirliyoruz ve sandık eğitimlerimizi başlatıyoruz.
Çalışmalarımızın en önemli odak noktası 4,5 yıldır İstanbul’u yöneten Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun sosyal demokrat belediyecilik uygulamalarının topluma anlatılması olacak. 16 milyon İstanbullunun başkanı Ekrem İmamoğlu’nun alt yapı, üst yapı projeleriyle İstanbul’a kazandırdığı eserleri anlatacağız. Çocuklarımızın geleceği için açtığı kreşleri, öğrencilerimizin barınma sorununa çözüm niteliğindeki yurtları anlatacağız. İstanbul’un yeşil alanlarının imara, ranta açılmak yerine kent ormanlarına, yaşam vadilerine dönüştüğünü anlatacağız. 4,5 yıllık çalışmaları bir röportaja sığdırmak zor, kısacası İstanbulluya, gençlere, kadınlara dokunan projelerini kapı kapı anlatacağız. Bu bizim için en önemli başlığımız olacak. Bu süreci Sayın İmamoğlu ile birlikte koordineli bir şekilde yürüteceğiz. Ekrem Başkanımız ile İl Örgütümüz arasında bir eşgüdüm mutlaka olacak.
Bunun dışında İstanbul’un merkezi yönetimden kaynaklı çok ağır sorunları var. Ekonomik kriz nedeniyle yaşanan yoksulluğu, kent yoksullarını anlatacağız. Göç, göçmenler, kentimizin önemli bir sorunu olmaya devam ediyor. Bunun nedenleri ve çözümleri, ayrıca deprem, kentsel dönüşüm gibi konular da gündemimizde olacak. Ayrıca ilçe belediyelerinde, ilçe belediye başkan adaylarımızın projeleri olacak, onlar projelerini halka anlatacaklar.
İstanbul’da adayların önemli bir bölümünü yeni yıl öncesinde belirlemek istiyoruz. Özellikle nüfus ve seçmen sayısı yüksek olan ilçelerimizde belediye başkan adaylarımızın daha fazla seçmene dokunabilmesi ve projelerini anlatabilmesi için bunun oldukça önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Ayrıca İstanbul’da mutlaka kadın ve genç adayların da olacağını belirtmek isterim.
İstanbul’un 39 ilçesinde ayrı ayrı sorunları tespit ediyor, çözümlerimizi belirliyoruz. Adaylarımızı belirledikten sonra parti örgütümüz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, ilçe belediye başkan adaylarımızla da entegre bir süreci organize edeceğiz. Tüm örgütümüz ve adaylarımızla her ilçeye özel bir stratejiyle sahada olacağız."
İktidar mülkiyet gaspını yasalaştırdı. İstanbul’un rantı kentsel dönüşüm adı altında iktidarın iştahını kabartıyor. CHP İstanbul’da nasıl bir mücadele ortaya koyacak?
"Yeni kentsel dönüşüm yasasının İstanbul ve Türkiye’de vatandaşlarımızda endişe ve kaygı oluşturduğunu görüyoruz. Mevcut iktidarın önceki uygulamaları bu kaygı ve endişeleri güçlendiriyor. Geçmişte yapılan kentsel dönüşüm uygulamaları kent sürgünlerine sebep oldu. Yeşil alanlar, askeri alanlar imara açılarak, belirli kişi ve gruplara rant aktarma aracı olarak kullanıldı. Bu nedenle vatandaşlarda yeni yasayla ilgili büyük bir güvensizlik söz konusu. Vatandaş, iktidarın evine el koyarak, kendisini kentin çeperlerine sürgün edeceği konusunda endişeli.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tüm kentsel dönüşüm süreçlerinde İstanbulluların yanında olacağız. Hem TBMM’de hem de İstanbul’da vatandaşların karar alma süreçlerinde bulunması için mücadele edeceğiz. Kentsel dönüşümün en sağlıklı biçimde ilerlemesi için vatandaşın ikna ve teşvik edilmesi gerekliliğini sürekli olarak vurgulayacağız. Katılımcı, şeffaf, kent ve insan odaklı bir kentsel dönüşümü İstanbul halkıyla birlikte savunacağız. Kentsel dönüşümde merkezi yönetimle yerel yönetim arasındaki işbirliğinin zorunluluğunu, meslek odalarının, sivil toplum kuruluşlarının ve bilim insanlarının süreçlere dahil edilmesi gerektiğini halkımıza anlatacağız. Mülkiyet hakkının ihlal edilmemesi gerektiğini tüm süreçlerin uzlaşıyla gerçekleşmesi gerektiğini anlatacağız."
"UMUDA İHTİYAÇ VAR"
CHP’de büyük kongre sona erdi yeni bir dönem başladı. Değişim yerelde, tabanda heyecan uyandırdı mı?
"İstanbul kongresinde ‘‘2023 seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı umutsuzluğu ifade etmiş, toplumun yeni bir umuda ihtiyacı olduğunu’’ vurgulamıştım. İstanbul Kongresi ve ardından gerçekleşen Kurultayımız, CHP tabanında ve hatta CHP dışındaki seçmen gruplarında yeni bir heyecan, umut ve merak uyandırdı. Bunu yapılan kamuoyu araştırmalarında görebiliyoruz. Ayrıca partimize ilginin artması, gençler başta olmak üzere partimize üyelik başvurusu yapanların çoğalması bu yeni umut dalgasının önemli bir göstergesidir. İstanbul Kongresi ve Kurultayımızda yaktığımız meşalenin tüm Türkiye’yi aydınlatması için, Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel ve partimizin tüm kademeleriyle var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Partimizdeki değişim süreci yerel seçimlere olumlu yansıyacaktır. İstanbul’da 39 ilçede güçlü bir iddia ortaya koyacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yeniden alacağız. İstanbul’da 39 ilçede hedef koyup, 25-30 arası ilçe kazanarak ve meclis çoğunluğunu sağlayarak, İBB Meclisi’nde iktidar partisinin çoğunluğunu kullanarak yaptığı tüm engellemeleri ortadan kaldıracağız."
"DUYARSIZ KALINAMAZ"
İYİ Parti’nin ittifak karşıtı çıkışının ardından CHP’de ‘taban ittifakı’ndan bahsediliyor. İBB seçimine nasıl yansır?
"2017 Referandumu’ndan beri Türkiye’de ve özellikle 2019 seçimlerinden bu yana İstanbul’da bir taban ittifakı sağlanmış durumda. 2019 seçimlerinde kurulan İstanbul İttifakı ruhu halen yaşıyor ve biz sokağa çıktığımızda hangi partiden olursa olsun tabanda bunun yansımalarını görebiliyoruz. Yapılan tüm açıklamalara rağmen yerel işbirliği konusunda diyalog kanallarının tam olarak kapandığını düşünmüyorum. Çünkü toplumda bir işbirliği talebini, seçmende birlikte davranma refleksini İstanbul sokaklarında görüyorum. Bu anlamıyla hiçbir siyasi partinin toplumun bu talebine duyarsız kalmayacağını düşünüyorum."