TBMM Amasra Maden Kazasını Araştırma Komisyonu 14 Ekim 2022’de meydana gelen faciayı araştırmak üzere Bartın’a gitti. CHP’li komisyon üyeleri, Bartın’da Komisyon çalışmalarına ilişkin parti binasında basın toplantısı düzenledi.
Açıklamaya; CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, CHP Zonguldak Milletvekilleri Deniz Yavuzyılmaz ve Ünal Demirtaş, Antalya Milletvekili Aydın Özer ve İzmir Milletvekili Kani Beko katıldı.
CHP'li Bankoğlu kaza sonrasındaki sürecin yanlışlarla başladığını belirtirken şüpheli konumunda değerlendirilmesi gerekenlerin görevlerine devam ettiğini, haklarında soruşturma dahi yapılmadığını söyledi. CHP Bartın Milletvekili Bankoğlu, Sayıştay raporlarına göre asgari 1125 çalışanın istihdam edilmesi gereken Amasra Müessesesinde, yıllardır bu sayının yarısından bile az işçiyle üretim baskısı altında çalışma yapıldığını, havalandırma probleminin 4 senedir çözülmediğini belirtti. Ayrıca patlamanın olduğu gün en az iki kişinin çalışması gereken Gaz İzleme Merkezi’nde sadece bir kişinin çalıştırıldığını ve bunun nedeninin de yetkililerce açıklanamadığını söyledi.
Bankoğlu, şöyle konuştu:
Patlamanın ardından maden şehitlerimizin yakınlarına 80 yıl gibi gelen, 80 gün geçti. Hâlâ aydınlatılmayı bekleyen sorular var. Örneğin, A sınıfı iş güvenliği uzmanlarının, neden ve nasıl hala ATİM’de görevlerine devam edebildikleri meselesi. Bu kişilerin ortadaki ciddi şüphelere rağmen şüpheli değil de yetkili sıfatıyla mahkemeye bilgi vermesi doğru değildir.
'Asıl sorumlularının üstüne gidilmemekte'
Bu facianın Ankara’daki asıl sorumlularının üstüne gidilmemektedir. Bilirkişi öninceleme raporunda sorumluluğu açıkça belirtilerek kusur atfedilen kurum ve kişiler korunmaya devam ediliyor. Müessesedeki havalandırma, metan drenajı, norm kadrolardaki liyakatsizlik ve yetersiz personel istihdamı gibi sorunların, patlamanın yaşandığı tarihten çok daha öncesinden beri TTK Genel Müdürlüğü’nce bilindiği ancak alınması gereken önlemlerin alınmadığı ön inceleme raporunda da emniyet fezlekesinde de basında da yer aldı madenci vekillerince belgeleriyle ortaya kondu. CHP vekilleri olarak bizler de TTK Genel Müdürlüğü’yle adeta ödüllendirilen Kozlu baş sorumlusunun, hala görevinde oturmasını asla kabul etmiyoruz. Tüm bunların aslında sorumlusu ve seyircisi olan hükümet dünden ve aslında olayın başından beri ‘Olayın takipçisiyiz’ diyor ama aslında hiç kusura bakmasınlar Bartın halkının aklıyla da alay etmesinler. Amasra’da yaşanan faciadan sonra bir kez daha cezasızlıkla ödüllendirilmemesi gerektiğini defalarca söyledik. Bunlara rağmen, hala TTK Genel Müdürlüğü’nden hiçbir yetkili tutuklanmadı, sorgulanmadı, ifadeye çağırılmadı, savcılık bakanlığa bu kişiler için soruşturma talebinde bile bulunmadı. Hükümet bunlara seyircidir.
'İşçilere adeta bedel ödetiliyor'
Dava sürecindeki sıkıntıların yanı sıra maden işçilerine yaşatılan sorunlar da hâlâ çözüm bekliyor. Madende 42 yol arkadaşını kaybetmiş işçilere adeta bedel ödetiliyor. Bu işçilere, patlamadan sonra gelecek yıllık izinlerinden mahsup edilmek üzere mecburi izin kullandırıldı. İşine gelince her türlü istisnayı kaide yapabilen hükümet, hala bu işçilerin idari izinli sayılmasını sağlayamadı. İşlerine gelince, yandaşları için, kendileri için bir gecede düzen değiştirebilenler, işçilerimizin idari izin meselesini aylardır çözemedi. Hükümet vekilleri, burada sahada işçilerimize bu konuda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi beklediklerini söylediler. Bekliyoruz. Sözlerini tutacaklar mı bekliyoruz.
'Hükümet olayı pek umursamıyor gibi davranıyor'
Suudi kralı ölünce ulusal yas ilân edilen ülkede, 42 madenci şehit olduğunda bırakın yası, ihale bile ertelenmedi. Patlamadan 3 gün sonrasına tarihli ATİM torbalama ihalesi TTK idaresi tarafından hiçbir şey olmamış gibi gerçekleştirildi, imzaya bağlandı. Sürekli takipçisiyiz diyorlar, ama patlama öncesi gerekli önlemleri almayan hükümet, patlama sonrasında da olayı pek de umursamıyor gibi davranıyor. İnsan hayatıyla, Bartınlıların aklıyla adeta alay ediyorlar.
'ATİM ve işçileri neredeyse kendi kaderine bırakılmışlar'
Enerji krizlerinin yaşandığı bu dönemde, TTK’nın ve kömür işletiminin önemi bir kere daha anlaşıldı. TTK hem ulusal enerji üretimi bakımından hem de bölgenin en büyük istihdam sağlayıcısı olması bakımından çok önemli bir devlet kurumu. İşçilerimiz havza madenciliği gerektiren bu havzanın kamu eliyle ama liyakat ilkeleriyle işletilmesini istiyor. Ancak, kurumun önemine ve maden işçilerimizin taleplerine rağmen, kurum yıllardır siyasi rantlara feda edilerek liyakat ilkelerine aykırı bir şekilde idare ediliyor Amasra havzasının yüzde 97’si, yıllardır tek bir kilo bile kömür üretmemiş olan Hattat Holding’e rödavans edilmiş. TTK’nın havzadaki payı, yer üstünde ve altında yüzde 3 ile sınırlandırılmış. Saha çalışmalarından anladığımız kadarıyla, havzanın bu şekilde bölünmesinden dolayı, kısa vadede kapanma riskiyle karşı karşıya olan ATİM ve işçileri neredeyse kendi kaderine bırakılmışlar. Alınmayan ve ihmal edilen önlemlerin arkasında, bu terk edilmişlik ve liyakatsizlik yatıyor. Amasra faciasını ve maden şehitlerimizi unutturmamak için meclis kürsüsünden ant içtim. Biz 42 maden şehidimizin, onların ardında evlatsız kalan anne babalarını, acılı eşlerinin ve yetim çocuklarının unutturulmasına asla izin vermeyeceğiz.