Anayasa Mahkemesi (AYM) Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın yaptığı “hak ihlali” başvurusunu, yüksek mahkemenin Genel Kurulu’na havale etti.
Nihai kararı AYM Genel Kurulu verecek.
Yargıtay ise Atalay’ın başvurusunun 5 Ekim’de karara bağlanacağını açıklamasından sonra ilgili daire aceleyle toplandı. Atalay hakkında verilen cezayı onadı.
Böylece AYM kararını vermeden cezayı onayarak Atalay’ın cezaevinden çıkmasını önlemeye çalıştı. Tutuklu olan Atalay’ı hükümlü duruma getirdi.
Yargıtay’ın bu acelesinin, siyasi otoritenin Can Atalay’ı cezaevinden çıkarmamak, Meclis’e göndermemek kararıyla uyumlu olması gözden kaçmadı.
Bu nedenle Yargıtay kararı uzman hukukçular tarafından hukuki değil siyasi karar olarak yorumlardı.
Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi’nin mevcut koşullarda milletvekili dokunulmazlığının sınırlandırılamayacağı yönündeki içtihat kararına karşın Atalay hakkındaki kararı onaması ayrı bir sorun. Yargıtay, AYM’nin kararına uymadı. AYM’den ayrı bir yorum yaparak dolaylı yoldan kendini yasama organı yerine koydu.
Bakalım AYM Genel Kurulu artık içtihat haline gelmiş kendi kararlarına uyacak mı?
Normal koşullarda uyması beklenir.
Bu olayda dikkati çeken bir yön daha var.
MİT TIR'ları davasında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı beklenmeden cezanın onanması nedeniyle CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun vekilliği düşürülmüştü ve cezaevinde kalmasına neden olmuştu.
Ancak AYM, ihlal kararıyla Berberoğlu hakkındaki yargılamanın durdurulmasına vekilliğinin geri kazandırılmasına karar vermişti. Berberoğlu da cezaevinden çıkmıştı.
Şimdi benzer bir süreç yaşanacak gibi duruyor.
Meclis’te çoğunluğu bulunan iktidar AYM Genel Kurul kararını beklemeden Atalay’ın milletvekilliğini düşürebilir.
Böyle bir gelişme olursa AYM Genel Kurulu’nun daha önce Berberoğlu hakkında verdiği karar gibi Atalay hakkında da yargılamanın durdurulması ve milletvekili olarak cezaevinden çıkması yönde karar vermesi beklenir.
Ancak son dönemlerde yüksek yargı organlarının nasıl karar vereceklerini tahmin etmek çok zorlaştı.
Bir diğer konu Atalay hakkında muhalefetin yeterince ağırlık koymaması, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, diğer TİP milletvekilleri ve partililer Atalay için Hatay’dan Ankara’ya başlattıkları yürüyüşü sürdürüyorlar.
Berberoğlu cezaevindeyken CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a gerçekleştirdiği, vatandaşların da kalabalık şekilde yürüyüşe katılarak destekledikleri Adalet Yürüyüşü tarihi geçmiş ve etkili olmuştu. Bu yürüyüşten sonra AYM’nin verdiği kararla Berberoğlu serbest kalmıştı.
Şimdi aynı amaçla TİP lideri Baş ve arkadaşları yürüyorlar.
Ancak bu yürüyüş medyada yeteri kadar yer almadığı gibi diğer muhalefet partileri tarafından yeteri kadar desteklenmiyor.
Bazı CHP milletvekilleri bu yürüyüşü desteklediklerini açıkladılar. Birlikte fotoğraf verenler de oldu.
Ancak bu destek yeterli değil.
Başta CHP Lideri Kılıçdaroğlu olmak üzere diğer muhalefet liderlerinin de daha güçlü destek vermeleri, daha kalabalık milletvekili gruplarının ve vatandaşların da yürüyüşe katılmaları gerekir ki hukuksuzlukların önüne geçilebilsin.
Yargının siyasallaşması doğallaşmasın.