Bülent Arınç'tan Bahçeli'ye açık çağrı! "Fiiliyata geçmesini bekliyorum"

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, MHP'li Feti Yıldız'ın tutuksuz yargılama ve gizli tanık eleştirilerinin fiiliyata dökülmesi için MHP Lideri Bahçeli'ye çağrıda bulundu.

İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, kanıtlanmış bir suçu olmamasına rağmen tutuklandı. Hâlâ hapiste olan İmamoğlu, tutukluluğunun 237 gününü iddianamesiz geçirdi.

CHP, hukukun temel ilkeleri gereği tutuklu yargılamalara sık sık itiraz ediyor. MHP’den de, CHP’nin bu itirazlarına açıkça değinilmese de, tutuksuz yargılama yönünde mesajlar geldi.

Son olarak TBMM Genel Kurulu’nda MHP’nin önde gelen isimlerinden Feti Yıldız, gizli tanık beyanlarının delil olarak esas alınmaması ve tutuksuz yargılamanın bir hukuk ilkesi olduğunu hatırlatan bir konuşma yaptı.

AKP’nin kurucuları arasında yer alan eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, Yıldız’ın konuşmasına destek verirken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de seslendi.

Arınç, Yıldızın söylemlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Arınç, şunları söyledi:

"İstanbul Milletvekili Sayın Fethi Yıldız’ın TBMM’deki son konuşmasını takdirle dinledim. Kendisi iyi ve vicdanlı bir hukukçudur.

Geçmiş konuşmalarında da hukukun genel prensiplerine tam manada uyduğuna şahitlik etmiştik.

Kendisinin Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi ve MHP içerisinde önemli bir pozisyonda olması da konuşmalarının ehemmiyeti açısından ayrıca önemlidir.

Ankara Milletvekili dostum Yaşar Yıldırım’ın da bir konuşmasını dinledim. O da Sayın Bahçeli’yi “TBMM’de özgül ağırlığı olan tek kişi” olarak tanımlamıştır. Bu tanım doğrudur. Bu takdirde Türk siyasî literatürüne “özgül ağırlık” kavramını kazandırmış biri olarak ben,

Sayın Bahçeli ve Yıldız’dan bir şey rica ediyorum. Bu sözlerinizin arkasında durmakla birlikte özgül ağırlığın karakteri gereği söylemlerinizin fiiliyata geçirilmesinde ısrarcı olmanızı sizden bekliyorum. Hukuk sistemini yeniden inşa ve ihya etmeliyiz. Bu çabalarınızda sizi her daim takdir edeceğim."

YILDIZ NE DEMİŞTİ?

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, dün (9 Aralık) TBMM Genel Kurulu'ndaki yüksek yargı makamlarının bütçe görüşmelerinde şunları ifade etmişti:

"Sayın Milletvekilleri, toplumsal hayatın vazgeçilmez şartı hukuk düzenidir. Bize düşen görev hukukun evrensel ilke ve esaslarına bağlı kalarak onu hayata yansımasını sağlamaktır.

Hukukun evrensel kurallarına uygun olması önemlidir ancak bu kuralların bozulmadan uygulanması daha da önemlidir.

Mutlak hakikati bulmak bir hayaldir belki ama hukukun hedefi hatasız adalet olmalıdır. Bu elbette bulunabilir. Biraz gayret edildiği zaman bulunmaktadır zaten. Değerli Milletvekilleri, amacımız devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumak vekiller olarak Türk milletinin maddi ve manevi gelişmesi önündeki engelleri kaldırmak, hürriyet, adalet, hakkaniyet ve fırsat eşitliğini esas alan toplumsal barışı ve huzuru hakim kılmak, temel hak ve hürriyetleri, kardeşlik hukukunu ve dayanışma kültürünü geliştirmek ve terörü tarihin çöplüğüne göndermektir.

Değerli arkadaşlar, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında temel hak ve özgürlüklerden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılabilir.

Bunun için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Yine anayasamızın 153. maddesinde Anayasa Mahkemesi kararlarının niteliğine ilişkin hükümler bulunur. Anayasa Mahkemesi'nin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanmaz değerli arkadaşlar. Kanun koyucu gibi yalnız Anayasa Mahkemesi bu kararları verirken kanun koyucu gibi hareketle yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde de hüküm kuramaz. İptal kararları resmi gazetede yayınlanır. yürürlüğe girer. Ancak bazen de tehir edilir. Ancak bu bir yılı fazla geçemez. Değerli arkadaşlar, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yerleşik içtihatlarında hukuki belirliliğin sadece kanunla değil mahkeme kararlarıyla da sağlanabildiği yönündedir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi ihlalin sonlandırılması amacıyla yeniden yargılama yapılması, yargılamanın da durma kararı verilmesi ve eğer kişi tutukluysa salıverilmesine hükmedilmesi de kararlar içinde olabilir. Yalnız şu hususu hiç unutmayalım değerli arkadaşlar. Bireysel başvuru kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda yani delil ve maddi vakalar hakkında derece mahkemeleri ve temiz mahkemeleri tarafından yapılan değerlendirmelere ilişkin inceleme yapılamaz. Vatandaşımız uğradığı her haksızlıkta Anayasa Mahkemesi'ne sonuç olarak bir daha oraya gitmektedir. Biz bu meseleyi doğru dürüst anlatamadık. Vatandaşın suçu yok. Haksızlığa uğradığı, haksızlığa uğradığı kanaatinde ise son olarak bir daha Anayasa Mahkemesi'ne gideyim diyor. Ama oradan çıkan kararlar daha hayal kırıklığına varıyor. Çünkü başvurunun şartları dahi yok. Yani süreyi kaçırıyor bilmiyor. Onun için biz bireysel başvuruyu yeni baştan düzenlemeliyiz. Ve vatandaşımıza tek tek anlatmalıyız. Hangi şartlarda müracaat edilir? Ne kadar sürede cevap verilir? Bunları anlatmamız lazım.

Yine Anayasa Mahkemesi'nin yükü ağır değerli arkadaşlar. Bunun için de bir yeniden bir değerlendirme yapılması, bir iş yükünün de hafifletilmesi gerekir. Arkadaşlar bu Anayasa Mahkemesi bütçesi olduğu için her konuşmamda bir değiniyorum. Ancak daha sıcak güncel meseleleri de bu kadar süre içerisinde anlatabilir miyim bilmiyorum.

Bütün yargılama önlemleri gibi tutuklamada geçici niteliktedir. Tutuklama bir ceza değil maddi gerçeğe ulaşmada ceza davasının yürütülmesinde ya da ileride verilecek bir olası cezanın infazını sağlayan geçici bir araçtır.

Kişi özgürlüğü ve güvenliğinin sınırladığı için çok dikkatli hareket edilmeli, bin düşünerek bir kere karar verilmelidir.

Suçsuzluk karinesinin esas alındığı, şüpheden sanığın faydalandığı, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde doğal hakimlerin görev yaptığı, duruşmaların haleli, davaların makul sürede sonuçlandığı, delillerin vasıtasız olduğu, insana saygının duyulduğu, kurucu adaleti kuran yargı denetimine bağlı olan özel aktüel geçici bir durum gözetmeyen, önceden saptanmış, soyut şekilde uygulayan, insan onurunu koruyan ceza hukukunun bir cezalandırma hukuku değil koruma hukukunu benimseyen devletler hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir.

Değerli arkadaşlar, ceza yargılamalarında yanlış delille doğru sonuca varılmasının mümkün olmadığını defalarca söyledim.

Yani delilsiz ispatla bir vakada anca zan ve tahminden ibaret kalır diye kürsüden altını bir defa çizmek istiyorum.

Gizli tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınmaması hukukumuz için büyük bir kazanımdır.

Eğer bu yola mecbur kalınırsa mecbur kalınmadan başvurulmamalıdır.

Başvurulduğu takdirde savunma hakkına saygı gösterilmeli, sanığın gizli tanığa soru sorma hakkını mutlaka gözetmeliyiz.

Türkiye'nin toplumsal dinamizmi, devlet kapasitesi, bölgesel etkisi, tarihsel birikimi büyük ve kutlu
bir kaynaktır. Devlet aklının sorulara, sorunlara çözüm üretme, milletimizin hayrına dönüştürme, tehditleri bertaraf etme gücünü
neoemperyalist odaklar engelleyemeyecektir, Terörsüz Türkiye hedefine mutlaka ulaşılacaktır.Bu
mesele, üzerinde boşboğazlık yapılacak, polemiğe girilecek meselelerden değildir diyorum; bu, bir devlet meselesidir, millet
meselesidir.""

Siyaset Haberleri