Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 sanıklı Gezi Parkı davasında, Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku'ya verilen 18'er yıl hapis cezalarını onadı. Verilen kararlar hukuki boyutuyla vicdanları yaraladı.
Halk TV ekranlarında yayımlanan 'İki' isimli programda Şule Aydın ve Kürşat Oğuz 'Gezi Davası' kararını yorumladılar.
Sunucu Şule Aydın karara şu sözlerle tepki gösterdi:
"İyi akşamlar demek ne kadar mümkün olabilirse öyle bir iyi akşamlar diliyoruz. Bu memlekette tebessüm ederek ekranı, yayını açabilmek çok mümkün olmuyor. Öyle bir dava vardı ki o davada savcılar yönlendirici ajanların, etki ajanlarının milyonlarca insanı bir araya getirdiğine inanmıştı. O etki ajanları binlerce insana aynı anda pencerelerden tencere, tava çaldırdıklarına inandı. O savcıların hazırladığı kararlarla Yargıtay bir karar verdi. Ve 'Gezi Tutsaklarının' ceza kararlarını onadı. 5 kişinin Tayfun Kahraman, Can Atalay, Osman Kavala, Çiğdem Mater ve Mine Özerden. Mücella Yapıcı, Hakan Altınay, Ali Ekmekçi'nin ise cezaları bozuldu. Bu akşam saatlerinde umarız öyle olur bu isimler cezaevinden çıkacak. Ancak öyle bir hukuksuzluk var ki Vera babası Tayfun Kahraman ile buluşamayacak. Böyle bir ağır hukuksuzluğun yaşandığı bir akşamdan size iyi akşamlar demek durumda kaldık."
'Hukukun olmadığı bir ülkede hukukçulara hukuku soracağız' diyen Şule Aydın sözü hukukçu Turgut Kazan'a verdi.
'KURBAN EDİLDİLER'
Halk TV yayınına bağlanarak konuya dair açıklamalarda bulunan hukukçu Turgut Kazan şunları söyledi:
"Ben bu zamana kadar inanılmaz vicdansızca kararlar gördüm ama bu 60 yıl içerisinde bu kadar yasa tanımazını bu kadar vicdansız olanını görmedim. Çünkü sizin söylediğiniz o FETÖ'cü savcılar daha doğrusu başlatan adam, kaçtı! Şu an yurtdışında firarda... Onun aracılığıyla dinleme ve izleme kararı alanlar ve dosyadaki her şey düzmeceydi. Bunların tartışılması gerekecek. O kararların düzmece olduğu, o kararları alan hakimlerin nasıl o kararları aldığını ve yargıcın sadece imza attığını, kalemin de sadece sadece numara koyduğunu tartışmak gerekecek... Gezi Davası beraatle sonuçlandı mı? Beraat kararı verildi mi? Verildi. Sonuçta 3 hakim beraat kararı vermişti ama cumhurbaşkanı karar verilir verilmez konuşunca istinaf tek bir cümleyle onadı. Ayrıntılara girmiyorum bile. Zaten beraat kararı verilenler sürüldü gitti. Bütün bu tartışmalara rağmen ikiye bir çoğunlukla bu hüküm kuruldu mu? Bunlardan biri AKP'li mi? Bu yasaya aykırı değil mi? Bu nasıl kabul edilebilir! Gezi girişimi yeşil bir alanın korunması girişimiydi gezi parkı kurtarıladı ama bakın sonrasında ne oldu. Bunlar asla kabul edilemez. Türkiye'de yargıyı dinleyen yok. Bu koşullarda biz her şeye rağmen direndik ve Gezi Parkı ayakta kaldı. Her türlü tepkiyi önlemek için Gezi Parkı'ndaki arkadaşlar kurban edildi."