BTP'den tarikat yanıtı: Bu tanımı reddediyoruz

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfullah Önder, Halk TV programcısı Levent Gültekin'in partilerine yönelik 'tarikat' tanımına ilişkin, "Bizim kendimizi tanımlamadığımız ve yanlış bulduğumuz bir ifadeyle bizi tanımlaması başta genel başkanımız olmak üzere bütün parti kadrolarını rahatsız etti" diye konuştu. Önder, bu tanımı reddettiklerini vurguladı.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Lütfullah Önder, Halk TV'de İki Yorum programında Levent Gültekin'in partilerine yönelik kullandığı 'tarikat' tarifine halktv.com.tr'ye ilişkin açıklamalarda bulundu.

Önder, "Ne genel başkanımız ne merhum genel başkanımız Haydar Baş hoca hiçbir şekilde kendini böyle tanımladı. Hiçbir arkadaşımız kendini bir tarikat olarak tanımlamıyor. Dolayısıyla bizim kendimizi tanımlamadığımız ve yanlış bulduğumuz bir ifadeyle bizi tanımlaması başta genel başkanımız olmak üzere bütün parti kadrolarını rahatsız etti" dedi.

Önder konuya ilişkin şöyle konuştu:

Genel başkanımıza farklı platformlarda ‘Tarikatla bağlantınız var mı?’ diye soruldu. Çok net bir dille bunu reddetti ve tarikat yapılanmasını Türkiye için zararlı yapılanmalar olduğunu da ifade eden bir kadroyuz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın vazifesini dört dörtlük yapmasıyla din hizmetinin sürdürülebileceği, Atatürk’ün kurduğu yapının doğru olduğu, tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla zaten bu yapılara Atatürk son vermek istedi. Bu, insanların din ihtiyaçlarını ortada bırakarak değil Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurarak din hizmetini devlet görsün, doğru anlatılsın, insanların inançlarını istismar edildiği alanlar oluşturulmasın diye Mustafa Kemal Atatürk bunu yaptı. Biz bu uygulamanın sonuna kadar arkasındayız. Bu yapılanmaların zarar verdiğini düşünen bir kadroyuz. Bu tanımı reddediyoruz.

'Bizim bu konuda duruşumuz net'

Levent beyle de görüştüm. Düzelteceğini ifade etti. Böyle bilmediğini, 'Haydar hocanın kendini öyle tanımlıyor zannediyordum' dedi. Benim merhum Haydar hocanın avukatlığını yaptığımı dönemde en az 15-20 tane cumhuriyet başsavcılığına yaptığım suç duyurusu vardı bu konuda 'Tarikat denmesi hakarettir’ diye. Bize tarikat denmesi bizim için hakarettir. Çünkü bugün tarikat denince akla gelen yapılar ve onların uygulamalarını hepimiz biliyoruz. Cemaat denince akla ne geliyor, Türkiye’de nasıl felaketlere yol açtı hepimiz biliyoruz. Bizim bu konuda duruşumuz net. Böyle tanımlanmasını yanlış bulduğumuzu ilettim. Halk TV’de yayında düzelteceğini beyan etti.

'Diğer partilerin de gerekeni yapacağını düşünüyoruz'

Öte yandan İYİ Parti Lideri Meral Akşener ve BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın görüşmesine ilişkin de değerlendirmelere bulunan Önder şunları kaydetti:

Biz bu iktidarın değişmesi gerektiğini düşünen, artık Türkiye’nin tek adam rejimi diye tarif ettiğimiz dünyada örneği olmayan bu sisteminle devam etmemesi gerektiğini söyleyen partilerin güç birliği yapması gerektiğini düşünüyorduk. Kurulduğumuz günden bu güne muhalif biz pozisyonda kendimizi konumlandırdık. AK Parti iktidarını ilk günden beri ortaya attığı icraatlarının karşısında kendimizi konumlandırdık. FETÖ ile işbirliği yaptığı dönemde hem FETÖ’yü hem AK Parti’nin tam karşı cephesinde durarak mücadele verdik.

2018’de bu sistemi bir nevi meşrulaştıracak cumhurbaşkanlığı seçiminde 600 vekil adayımız hazır olmasına rağmen YSK’ya götürdük son gün, ‘Tekrar AK Parti’nin kazanacağı bir sistem oluşturuldu. Dolayısıyla AK Parti ve Tayyip Erdoğan Türk tipi başkanlık denilen sistemle cumhurbaşkanı seçilecek ve meşrulaştırmış olacağız. Biz böyle bir oyuna ortak olmayacağız bu nedenle seçimi protesto ediyoruz’ dedik. Bu açıklamayı yaptık. Bizim başkanlık sistemine duruşumuz, karşı çıkışımız ta 2017-2018’de netti. O gün bütün muhalefet partileri bizim yaptığımız gibi bunu yapabilirdi. Bugün yine her şeyi kaybetmiş değiliz. Bugünde bunun önüne geçebiliriz.

Türkiye’de parlamenter sistemi savunan ve geri dönülmesi gerektiğini düşünen yüzde 70’lik bir kitle var. Parlamenter sistemin yüzde 70’lik oy potansiyeli var. Dolayısıyla Millet İttifakı diye tarif ettiğimiz blokun yüzde 70’lik bir potansiyeli var. Anketlere baktığımız zaman yüzde 50’yi kimin geçeceğinin belli olmadığı bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla burada yeni bir heyecana ihtiyacımız var. Genel Başkanımız Hüseyin Baş da çok iyi bir performans ortaya koyuyor. Her gün yükselen bir trende sahip. Biz en baştan bu ittifakın içinde olmak isterdik, istediğimizi de beyan ettik ancak bugüne kadar bu gerçekleşmedi. ‘Onlar bizi almıyorsa muhalefete muhalefet edelim’ de demedik. Çünkü öncelikli olan bu sistemin sonlanması, bu iktidardan Türkiye’nin kurtarılması. Bu konuda da genel başkanımız açık çağrı yaptı. Meral hanımdan bir karşılık gelmişti hemen. Dün de bu konuda kendilerinin bunu arzu ettiklerini, kesinlikle ittifak blokuna ciddi güç ve enerji katacağını sayın genel başkanın düşündüğünü, diğer bileşenlere de bunu ileteceğini ve orda olmamızdan memnuniyet duyacağını, elinden geleni yapacağını ifade etti.

Diğer partilerin de üstüne düşen sorumluluğu bireysel kaygıları bir kenara bırakarak gerekeni yapacağını düşünüyoruz"

Siyaset Haberleri