Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bağımsız yargı kararları üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik iftiralarını ve hakaretlerini reddettiklerini” belirtti.
Açıklamasında, “Kemal Kılıçdaroğlu, iddiasına konu ettiği hükümlünün aldığı cezadan mı rahatsız olmuştur? Yoksa yargılama sürecinin itiraz aşamasındaki iki karar arasında ‘1-2 saat’ geçmiş olmasına karşın yasa dışı bahis ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçlarından hükümlü şahsın serbest bırakılmamasından mı rahatsız olmuştur?” sorularını yönelten Tunç, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu ifade etti.
Yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu belirten Tunç, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yargıyı hedef alan sorumsuz açıklamalar ana muhalefet partisinin genel başkanına yakışmamaktadır. Bu seviyesiz ve sorumsuz tutumdan bir an önce vazgeçilmelidir. Yargı mensupları her suçla ve suçluyla hukuk içerisinde Anayasa ve kanunlardan aldığı güçle mücadele etmeye devam edecektir. Bağımsız ve tarafsız yargıyı yıpratmak, adalete güveni sarsmak isteyen kötü niyetlilere asla geçit vermeyeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”
GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR
Konuya ilişkin Adalet Bakanlığından yapılan açıklamada ise “Kılıçdaroğlu’nun bağımsız ve tarafsız Türk yargısını hedef alarak ortaya attığı iddiaların gerçeği yansıtmadığı” bildirildi.
Şahin hakkında çeşitli suçlardan 13 yıl 10 ay hapis cezası verildiği ve Marmara 1 Nolu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda infazı devam ederken avukatının itirazda bulunduğu belirtilen açıklamada, bunun üzerine Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesince verilen değişik iş kararına karşı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edildiği bilgisi yer aldı.
İtirazın değerlendirilmesi sonucu aynı mahkemece ilk kararın iptalinin kararlaştırıldığı aktarıldığı kaydedilen açıklamada, “İddiaya konu olan hükümlünün 13 yıl 10 ay kesinleşmiş hapis cezasının infazına devam edilmiştir.” ifadesine yer verildi.
Bu safhada mahkemenin verdiği kararların yargı süreçlerinin bir parçası olduğu anımsatılan kararda, “yargı mensuplarına yönelik açıklamaların yargıya güveni sarsmaya yönelik olduğu” belirtildi.
KİMSE EMİR VE TALİMAT VEREMEZ
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Yargıya müdahale edildiği şeklindeki beyanlar bağımsız ve tarafsız Türk yargısını yıpratmaya matuftur. Anayasa’nın 9’uncu maddesinde yer aldığı üzere; ‘Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.’ Yine 138’inci maddeye göre; ‘Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.’ Bu hakikati görmezden gelen ve millet adına karar veren yargı mensuplarına yönelik açıklamalarla adalete güveni sarsmaya çalışanlar asla amacına ulaşamayacaktır.”
KILIÇDAROĞLU: BELGESİZ KONUŞMAM
Adalet Bakanı Tunç’un sözlerinin ardından sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
* Adalet Bakanı sorduğum ve soracağım soruları idrak edemeden konuyu çarpıtmaya, yalan bilgiler üzerinden yanıt vermeye çalışmış. Hala öğrenemediniz, Kemal Kılıçdaroğlu belgesiz konuşmaz
“TÜM BU KARARLARI GÖRMEZDEN GELEREK…”
* Veysel Şahin hakkında daha önce, 2 kez infazın durdurulması ve yargılanmanın yenilenmesi talep edilmiş. Ancak 3 ayrı mahkeme bu itirazı reddetmiş. Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi ise tüm bu kararları görmezden gelerek tahliyeye karar vermiş.
“İDDİA ETTİĞİNİZ GİBİ YAPILMIŞ BİR İTİRAZ BAŞVURUSU YOK”
* Bu tahliye kararına itiraz başvurusu dahi yapılmadığı halde, mahkeme aynı gün yeniden toplanarak hukuka aykırı biçimde kendi kararını iptal etmiş. Yani açıklamada iddia ettiğiniz gibi yapılmış bir itiraz başvurusu yok.
“TALİMATI SİZ Mİ VERDİNİZ?”
Kılıçdaroğlu, “Şimdi gelelim ikinci soruma” diyerek Bakan Tunç'a şu soruları yöneltti:
* Bu hukuksuz kararları veren Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ilgili hakimleri hakkında herhangi bir işlem tesis ettiniz mi? Bu hakimlerin korunmasının nedeni nedir? Sizi rahatsız eden kararlara imza atan hakimlere yaptığınız ‘açığa alma, yer değiştirme, yetki değişikliği' gibi rutin işlemler neden aklınıza gelmedi? Yoksa hukuksuz işlem yapılmasının talimatını siz mi verdiniz?