İsveç'in NATO’ya katılım protokolü, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sevk edildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, "İsveç’in NATO’ya katılım protokolü, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından 23 Ekim 2023 tarihinde imzalanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilmiştir" denildi.
"NATO ÜYESİ OLMAYI SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ"
Konuya ilişkin konuşan İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin üyelik sürecini Meclis'e taşınmasından 'memnuniyet duyduğunu' dile getirdi.
Kristersson, X platformundan yaptığı paylaşımda, "Artık bu sorunla ilgilenmek Meclis'e kalıyor. NATO üyesi olmayı sabırsızlıkla bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Rusya-Ukrayna savaşının ardından 18 Mayıs 2022'de resmi olarak NATO üyeliğine başvuran İsveç ve Finlandiya, Haziran 2022'de İspanya'nın başkenti Madrid'deki NATO zirvesi öncesi Türkiye'nin güvenlik endişelerine yönelik üçlü muhtıra imzalamıştı.
Erdoğan, Finlandiya'ya onayını açıkladığı Ankara'da Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, "Finlandiya'nın üçlü muhtıradaki taahhütlerini yerine getirmek için samimi adımlar attığını gördük" demiş, İsveç'i 'teröristlere kucak açmakla' suçlamıştı.
Erdoğan, burada yaptığı açıklamada '120 kadar teröristin listesinin İsveç'e verildiğini' söylemiş, bu kişilerin Türkiye'ye teslim edilmesinin istendiğini, ancak bunun gerçekleşmediğini belirtmişti.
İsveç'in başvurusu, Macaristan ve Türkiye dışında tüm NATO ülkeleri tarafından kabul edilmişti.
BAHÇELİ'NİN ESKİ AÇIKLAMALARI GÜNDEM OLDU
Protokolün Meclis'e gelmesinin ardından, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin daha önce İsveç'in NATO üyeliğine ilişkin sarf ettiği sözleri yeniden gündem oldu.
Bahçeli, 21 Ocak 2023 tarihli grup toplantısında, "İsveç’in NATO üyeliği bu şartlar altında Gazi Meclis’in onayından geçemeyecektir. Dinimize, dilimize, değerlerimize, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimize hıyanetin ve saygısızlığın muhakkak bir sonucu olacaktır" demişti.
İsveç yönetiminin, Danimarkalı bir siyasetçinin Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran yakmasına izin vermesinin yalnızca bir ‘skandal’ değil, bunun da ötesinde ‘barbarlığın ve vandallığın aleni gösterimi ve somut örneği’ olduğunu aktaran Bahçeli, milli ve manevi değerlere husumet besleyen bir ülke ya da ülkelerle NATO ittifak hukukunu paylaşmak şöyle dursun, siyasi ve diplomatik ilişki kurmanın bile abes ve sakıncalı olduğunu belirtmişti.
TARİH 21 OCAK: 'GAZİ MECLİS'İN ONAYINDAN GEÇEMEYECEKTİR'
Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer vermişti:
“İsveç’in NATO üyeliği bu şartlar altında Gazi Meclis’in onayından geçemeyecektir. Dinimize, dilimize, değerlerimize, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimize hıyanetin ve saygısızlığın muhakkak bir sonucu olacaktır.
Dinin sahibi Allah’tır. İman ediyoruz ki hem Allah’ımız hem de milletimizle birlikte İslam alemi batıla, küfre ve haçlı emellerine vakti saati geldiğinde kaçınılmaz hesabı soracaktır.”
TARİH 11 TEMMUZ: ‘POLİTİKALARINDAN DÖNERSE BİR ŞEY DEMEYİZ’
Bahçeli partisinin 11 Temmuz'daki grup toplantısında daha ılımlı bir mesaj vererek, "İsveç hükümeti bugüne kadarki köhne ve kötürüm politikalarından 180 derece dönüş yaparsa, bu çerçevede bir ıslah ve terbiye hali müşahhas ölçülerde görülürse, bizim diyeceğimiz bir şey yoktur, nitekim karar Sayın Cumhurbaşkanımızındır" diye konuşmuştu.
“Finlandiya’nın katılımıyla NATO üyesi ülkelerin sayısı 31’e çıkmıştır. Şimdi üyelik peronuna İsveç yanaşmıştır. Bu ülkenin üyeliğine karşı Türkiye’nin haklı ve meşru itirazları vardır” diyen Bahçeli, “İsveç’in terörle arasına mesafe koymaktan ısrarla imtina ettiği malumlarınızdır. Üstelik İsveç hükümetinin Kur’an-ı Kerim’e yönelik şerefsiz ve vandal saldırıları sürekli alttan aldığı, görmezden geldiği, sıkışınca da durumu kurtarmak için cılız kınama mesajları yayımladığı bilinen bir husustur” demişti.
“Türkiye dayatmaları sineye çekecek kabile devleti değildir” diyen Bahçeli, “NATO’nun açık kapı politikasının maksat ve mahiyeti de milli bekamızdan, egemenlik haklarımızdan, iç ve dış güvenlik mülahazalarından daha mühim, daha öncelikli olamayacaktır” ifadelerini kullanmıştı.
“İSVEÇ PKK’NIN AVRUPA’DAKİ MAĞARASIDIR”
MHP lideri şöyle konuşmuştu:
“Geldiğimiz bu aşamada cevabını aradığımız sarsıcı soru şudur: Milli varlığımızı doğrudan tehdit eden kanlı terör örgütlerine kucak açan, bunların terörist devşirmesine ve haraç toplamasına kendi başkentinde göz yuman mahut ülkeyle bir güvenlik mimarisinin bünyesinde nasıl buluşacağız? Böylesi bir acizliğe nasıl göz yumacağız? Bunu nasıl hazmedeceğiz? Sadece ABD istedi diye, F-16’yla ilgili parmak sallanıyor diye zillete tamam mı diyeceğiz? İsveç, PKK’nın Avrupa’daki mağarasıdır. Kandil Dağı neyse Stockholm aynısıdır.”
“KARAR SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN”
“İsveç hükümeti bugüne kadarki köhne ve kötürüm politikalarından 180 derece dönüş yaparsa, bu çerçevede bir ıslah ve terbiye hali müşahhas ölçülerde görülürse, bizim diyeceğimiz bir şey yoktur, nitekim karar Sayın Cumhurbaşkanımızındır. Kaldı ki, İsveç askeri unsurları fiilen NATO operasyonlarına dahil olmaktadır. 26 üyesi NATO ülkesi olan Avrupa Savunma Birliği içinde İsveç de yer almaktadır. İsveç’in dolaylı yollardan NATO korumasına alındığı, ABD’nin Avrupa’daki ana üstlerinden birisi olduğu meydandadır.”