Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Şişli'deki İstanbul İl Başkanlığı'nda gerçekleştirilen basın toplantısında konuştu.
Partisinin "5. Devasal Çözümler Çalıştayı"nın "Kadın ve Eğitim" başlıklı çalışmasının sonuç raporu kamuoyuyla paylaşan Babacan, konuşmasına "24 Kasım Öğretmenler Günü"nü kutlayarak başladı.
Eğitimi Türkiye'nin kanayan yarası olarak gördüklerini ifade eden Babacan, "Ne yazık ki Türkiye'de eğitim sistemi korkunç bir başarısızlığa hapsolmuş durumda. Yıllar önce ekonomi ve Avrupa sürecinin başındayken eğitim ve hukuk vurgusunu sürekli yaptım. Türkiye bir orta gelir tuzağının içine düşmüştür. 2013 yılında 12 bin 500 dolarlık milli gelire ulaşan ülkemiz, neredeyse 10 sene sonra hala 8 bin, 9 bin dolar seviyesinde debelenip duruyor. Eğitim konusunda da hukuk konusunda da adımlar atılmadı ve kaybeden tüm Türkiye oldu. Biz eğitime siyaset üstü bir alan olarak bakıyoruz. Devlet kendi ideolojisini eğitim sistemine enjekte edemez" diye konuştu.
Sunacakları en anlamlı hizmetin "devlet okullarının kaliteli eğitim vereceğine dair inancı gerçekçi şekilde tesis etmek" olduğunu dile getiren Babacan, "Cumhuriyet tarihinde görülmediği kadar şu anda eğitimde fırsat eşitsizliği var. Hiçbir zaman maddi imkanları sınırlı olanlar ile imkanı olanlar arasında fırsat eşitsizliği olmamıştı" değerlendirmesinde bulundu.
"Kadınlar eşit ve özgür bir yaşam istiyorlar"
Babacan, hayallerindeki eğitim reformunu öğretmenlerle başlatmayı hedeflediklerini vurgulayarak, "Öğretmenlerimizi eğitimdeki değişim ve dönüşümde ana merkez yapacağız. Müfredat önemli ama öğretmen hepsinden önemli. Öğretmenlerimizin sıkıntılarla boğuşmasına razı gelmeyeceğiz. Öğretmenlerin değersizleştirilmesine, ekonomik yönden sıkıntı çekmesine razı gelmeyeceğiz. Öğretmenlerin rahat bir kafayla çalışmasının 85 milyonun faydasına olacağının farkındayız. İtibarı, öğretmenlerimize sunmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Eğitimde cinsiyet temelli duvarlar olduğunu ifade eden Babacan, "kız çocuklarının hayata 2-0 geride başladığını" söyledi. Hayatın, çocuklar için zor olduğunu ancak kız çocuklarının bu zorluğu daha yoğun yaşadığını belirten Babacan, şunları kaydetti:
"Kız çocuklarının eğitime erişmesini zorlaştıran bölgesel, kültürel, sosyal ve ekonomik engelleri ortadan kaldırmak zorundayız. Türkiye ne zaman adil, zengin ve mutlu bir toplum olacak biliyor musunuz? Kadınların hayatı kolaylaştığı zaman. Geçmişte ülke politikasının en şiddetli tartışmaları kadınlar üzerinden yapıldı. En keskin ideolojik kutuplaşmalar ve rejim kavgaları kadın üzerinden yürütüldü. Çağdaşlık tartışmaları kadının konumu üzerinden yapıldı. Laiklik kadının kıyafeti üzerinden tartışıldı. 28 Şubat döneminde başörtüsü bahane edilerek kadınlar eğitim ve çalışma hayatından uzaklaştırıldı. İstanbul Sözleşmesi bir gece yarısı terk edildiğinde kadınlar hiçe sayılarak siyasi hesaplar üzerinden yürütüldü bu süreç. Oysa kadınlar eşit ve özgür bir yaşam istiyorlar"