Samsun’da partililerle bir araya gelen İYİ Parti lideri Meral Akşener, 14 Mayıs seçimlerine vurgu yaptı. Başbakanlık vurgusu yapan Akşener, “Ben bedavadan başbakanlık istemiyorum. İYİ Parti birinci parti çıkacak” dedi.
Akşener, şöyle konuştu:
“Evet ben başbakan olacağım. Böyle dediğim için de çok siniri bozuluyor herkesin. Bozulmaya devam etsin muhteremler. 14 Mayıs’ta seçim kararı alındı ve çok az zaman kaldı. Çok yorgunsunuz biliyorum. Çok idealist davrandınız biliyorum ama son bir kez irademiz, canımızı, ciğerimizi ortaya koyarak çalışmak mecburiyeti var. Ülkemiz için, toprağımız için, kurucu değerlerimiz için İYİ Parti’nin birinci parti olması gerekiyor.”
Sinan Ateş isyanı
Akşener, konuşmasında 30 Aralık’ta katledilen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’e de değindi. Cinayetin faili meçhul olarak kalmaması için mücadele edeceklerini ifade eden Akşener, “Eğer Sinan Ateş gibi gençlerimizin katledildikten sonra tek adam rejiminde hala failleri bulunamıyorsa; Sinan Ateş'ler için, bir daha Sinan Ateş'ler katledilmesin diye birinci parti olmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.
Akşener’in açıklamasından satır başları şöyle:
>> Başörtüsü tepkisi: Başörtüsüyle ilgili bir mevzu çıktı. Sayın Kılıçdaroğlu başörtüsüyle ilgili bir kanun teklifi verdi. helalleşme çerçevesi içerisinde olduğunu iddia etti. Sayın Erdoğan bunu kendisine bir pas olarak aldığını iddia etti. Kılıçdaroğlu bana pas attı ben onu gola çevireceğim dedi. Yazıklar olsun sayın Erdoğan. 28 Şubat’ta acı çeken kadınların, onların çocuklarının acısı seni 20 yıl iktidar etti. Hey gidi Erdoğan hey! Bütün bunlar pasmış ve gole çevrilmesi gerekirmiş. Sana yazıklar olsun. Ben o dönemde 2 başörtülü yeğenin halasıydım. Sen onları unuttun sayın Erdoğan. Senin için iktidar olmak her şey oldu. İster fakir fukaranın üstüne bas, ister acı çeken kadınların üstüne bas.
Erdoğan senin için güç her şey oldu. Ve bir gol atmak için anayasa metni getirdiler. Biz DEVA Partisi ile ortak bir düzeltme yaptık. O kadar yalap şalap o kadar dikkatsiz düzensiz bir anayasa maddesi hazırlanmış ki başörtüsü ile ilgili. Diyelim ki harp olduğu takdirde ya da birileri çıkıp sen siyasi nedenlerle başını örtüyorsun aç bakalım başını diyebilecekleri bir madde yazmışlar. Biz de dedik ki bir kadının kıyafetindeki tercihlerini hiçbir şekilde karışılamaz... Onu düzelttirdik. Toplasanız üç kelime ekledik. Ne yaptılar her iki siyasi parti reddetti. Bas müminin dalına gör ondaki imanı. Gördük ki bunların derdi problemi çözmek değil.
>> On bir büyükşehir alındı: Seçime girdik, grup kurduk, bugünkü zulüm iktidarının Meclis'teki gücü bitti. Meclis'teki çoğunluğu bitti. Sonrasında 31 Mart'ta CHP ile ittifak yaptık. Bizim teklifimizle yaptık, biz yaptık. Türkiye'deki her bir ferdin umudu ayağa kalksın diye yaptık. O masaya oturduğumuzda fedakarlıkta bulunduk.
Ben arkadaşlarıma şu talimatı verdim: İki siyasi parti müzakere yapıyor. Türkiye mi İYİ Parti mi diye bir soruyla karşı karşıya kaldığınızda Türkiye'yi tercih edeceksiniz dedim. Sonuç ne oldu 11 büyükşehir, özellikle İstanbul ve Ankara alındı.
Kazı güdemezler, bunlar iktidar oldukları zaman bütün kötülükler yapılır gibi iftiraların tam tersine pandemi döneminde sosyal belediyeciliğinin en iyisini gösterdiler. Ne diyorlar şimdi Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı'ndan olacak. İYİ Parti kurulmamış olsaydı biz bugün neyi konuşuyor olacaktık? Bu diktatörlük heveslilerinin ülkenin bütün değerleriyle top gibi oynadığı, yarınları kaybolmuş bir Türkiye ile karşı karşıya kalacaktık.