MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'nin yeni Yasama Yılı ile birlikte herkesi şaşırtan çıkışlar yaptı. Bahçeli, ilk önce TBMM'de DEM Partililer ile el sıkıştı. Bahçeli, 15 Ekim'de terör örgütü elebaşı Öcalan'ın silah bıraktırma çağrısı yapmasını istedi.
Bahçeli, 22 Ekim'de de terör örgütü elebaşı için 'umut hakkı'nı gündeme getirip gerekirse gelip TBMM'de konuşabileceğini söyledi.
Bahçeli, bugün de (5 Kasım) umut hakkı çıkışının arkasında olduğunu dile getirdi.
Bahçeli ile dün (4 Kasım) görüşen eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner de dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bahçeli, 1 saati aşkın görüştüğünü sosyal medya hesabından duyuran Metiner, Gazete Duvar'dan Ceren Bayar'a konuştu. Metiner, Bahçeli'nin 'uzattığı elin ısırıldığını' söyledi.
Mehmet Metiner, görüşmeye dair izlenimlerini aktardı. Metiner, şunları dile getirdi:
"Sayın Bahçeli, silahın, şiddetin, terörün olmadığı bir Türkiye'de her şeyin konuşulabileceğini, tartışılabileceğini düşünüyor ve sorunların demokrasi içerisinde, diyalog yoluyla çözümlenebileceğine inanıyor"
"BAHÇELİ ÇOK ANLAMLI BİR YERDE"
Metiner, Bahçeli'nin çizgisinin bir şans olduğunu belirtip aynı 26 Ekim'de MHP liderinin tanımladığı gibi 'Öcalan çıkışını' 'tarihi çıkış' olarak tanımladı. Metiner, şunları sarf etti:
"Türk milliyetçiliğinin etnisitist, ırkçı, faşizan bir çizgiye evrilmemesini sağlayan, Türk milliyetçiliğini akidevî-kültürel temelde birleştirici, kuşatıcı bir anlayış çizgisine çeken çok anlamlı bir yerde Sayın Bahçeli. Bu, Türkiye’de yaşayan herkes için çok anlamlı, çok değerli bir çizgi"
"BAHÇELİ’NİN UZATTIĞI ELİN KIYMETİ BİLİNMEDİ"
AKP'li Metiner, "Bahçeli'nin uzattığı elin kıymetinin bilinmediği" görüşünde bulundu. Metiner şöyle konuştu:
"Yaptığı tarihi çağrının gereğine uygun davranıldığı kanaatinde değilim. Hâlâ birileri silah üzerinden siyasal sonuçlar devşirebileceğine inanıyor. Silahı bir pazarlık kozu olarak masaya koyabileceğine inanıyor"
Bahçeli’nin silahla siyasetin bir arada olamayacağına dair görüşünü Metiner şu şekilde aktardı:
"Sayın Bahçeli'nin kapalı olduğu tek alan bu. Silahla siyaset bir arada olmaz, silahın ucu gösterilerek siyasi sonuçlar devşirilmesine izin verilemez. Bunun dışında 'Bu ülkenin Kürtlerinin varsa bir eksiği, varsa bir talebi, oturulur konuşulur, gereken neyse yapılır' diyen çok anlamlı bir yerde duruyor. Önce silahlar susmalı sonra her şey konuşulabilir. Elbette herkesin talepleri olacaktır. Ama o talepler yerine gelmediği zaman silaha sarılacaksanız, silahı bırakmayacağınızı söyleyecekseniz bunun adı zaten demokratik siyaset olmaz
Sayın Bahçeli de silahın, şiddetin tamamen devre dışı bırakıldığı demokratik siyasal bir iklimde her türlü çözüme katkı sunacağını söyleyen çok anlamlı bir yerde duruyor"
BAHÇELİ'NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ
Metiner, Bahçeli'nin kırmızı çizgilerini açıkladı. Metiner şunları ifade etti:
"Anayasa'nın ilk dört maddesi ile ilgili her türlü öneriye ve özerklik, federasyon tarzı önerilere kapalı olduğunu, her ikisinin de partilerinin kırmızı çizgisi olduğunu söylüyor. Ben de bu konuda Sayın Bahçeli ile hemfikirim. Bu iki başlıktaki taleplerin çözümsüzlüğü çoğaltmaktan öte bir işe yaramayacağına inanıyorum" "
"BAHÇELİ’NİN UZATTIĞI EL TUTULMADI, ISIRILDI"
Metiner, Bahçeli'nin çıkışına karşılık alıp almayacağı konusunda da şunları dile getirdi:
"Bahçeli'nin uzattığı el tutulmadı, o el ısırıldı. Silahların bırakılmayacağı söylendi. Silahlar üzerinden siyasal sonuçlar ve siyasal statü gibi kazanımlar devşirileceği ihtar edildi. Suriye'nin kuzeyindeki PKK devletçiliğine onay vermeyen bir Türkiye'ye silahlar tehdit olarak gösterildi. Dolayısıyla silahların bırakılması şartını Suriye'nin kuzeyinde Amerika-İsrail tarafından oluşturulacak bir PKK devletçiliğinin kabulüne bağlayan bir anlayışla zaten yolu yürümek mümkün değil"
"BAHÇELİ ÖCALAN'IN SİLAH BIRAKTIRMA ÇAĞRISINI ÇOK DEĞERLİ BULUYOR"
Bahçeli’nin daha önce söyledikleriyle aynı noktada durduğunu belirten Metiner, şunları söyledi:
"Sayın Bahçeli'nin önerdiği şey gayet açık: 'Silahlar koşulsuz bir biçimde bırakılacak, demokratik siyaset yoluyla Kürtlerin varsa bir talepleri, her taleplerine ardına kadar kapımız açıktır. Onlar bizim kardeşlerimizdir. Otururuz, konuşuruz. Yapılması gerekenleri yaparız, atılması gereken adımları atarız. Ama silah bir dayatma unsuru, bir pazarlık unsuru, bir müzakere unsuru olarak masaya konamaz.'"
Sayın Bahçeli, Öcalan'ın örgütünü silah bırakmaya davet ettiğini söylemesini çok anlamlı ve değerli buluyor. Çözüme kapı aralayacak bir önemde görüyor bunu. Silahların koşulsuz bir biçimde terk edilmesi çağrısı Bahçeli’ye göre olmazsa olmaz önemde. Bu gerçekleşirse diğer bütün konuların hukuk içerisinde, demokrasi içerisinde, demokratik diyalogla konuşulabileceğine, çözülebileceğine inanıyor."
TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKIR MI?
Metiner, terör örgütü PKK'nın silah bırakıp bırakmayacağı ilgili olarak şunu söyledi:
"Örgütün silah bırakacağı kanaatinde değilim. Örgüt silah bırakmak istese bile Amerika, İsrail kendisine silah bıraktırmaz. Çünkü Amerika'nın İsrail'in aparatına dönüşmüş bir örgütle karşı karşıyayız. Öcalan'ın çağrısı olur, buna Demirtaş ve benzeri etkili aktörler destek verir, örgüt ise buna rağmen silah kullanmaya devam eder, Öcalan’ın çağrısına direnirse Türkiye'de kendisine güçlü bir toplumsal alan, güçlü bir siyasal alan bulamaz. Buna direnen, Kandil’den yana tavır takınan DEM Parti de Kürtlerin nezdinde güven kaybına uğrar. Örgüt bu riskin farkında. Öcalan bunu yapar mı, yapmaz mı? O henüz bildiğimiz bir konu değil."
"ÖCALAN, ÇAĞRI YAPACAĞI İMKANLARA SAHİP OLMALI"
AKP'li Metiner, Öcalan bir çağrı yapacaksa, bu çağrısını yapabileceği imkanlara ve araçlara sahip olması gerektiğine inandığını da sözlerine ekledi.
"ERDOĞAN VE BAHÇELİ AYNI NOKTADA"
Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bir fikir ayrılığı olduğuna dair iddialara Metiner, "Asla bir fikir ayrılığı yok. Tamamen aynı noktada duruyorlar" yanıtını verdi.
KAYYUMLAR BU SÜRECİN NERESİNDE?
Mardin, Batman ve Şanlıurfa Halfeti belediyelerine kayyum atanmasının son süreçte yapılan açıklamalarla, atılan adımlarla ilgisi olmadığını söyleyen Mehmet Metiner, şöyle konuştu:
"Prensipte her demokrat insan kayyım uygulamasına karşı çıkar. Keşke kayyuma gerek duymadığımız bir siyasal iklim olsa. Ama siz yargılanıyorsanız ve ceza alıyorsanız bu zaten hukuken sizin başkanlığınızın düşmesi için yeter sebeptir. Devlet de bunun gereğini yapar"