28 Şubat Davası Ertelendi

Yeniden görülen 28 Şubat davasının duruşması bugün görüldü. Mahkeme davanın 9 Eylül'e ertelenmesine karar verdi.

Yargıtay’ın haklarında verilen hükmü bozmasının ardından 28 Şubat davası kapsamında 16 sanığın yeniden yargılandığı davaya Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşma, Mahkeme Başkanı tarafından 5 numaralı CD hakkındaki Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunun okunmasıyla başladı. ATK raporunda 5 numaralı CD’de yer alan dosyaların dönüştürülmeden önceki türünün tespitinin mümkün olmadığı ifade edildi.

Söz alan sanık avukatlarından Aykan Akkaçmaz, “Dönemin savcısı Word belgesini tarayıp bize PDF olarak sunmuştur. Biz de savunmalarımızı buna göre hazırladık. İstanbul Adliyesi’nde belgenin orijinal hali Word şeklinde. Karargah Evleri dosyasının kumpas olduğu ortaya çıktı. Tamer Tatar’ın getirdiği Karargah Evleri dosyasından devşirildiğini düşündüğümüz 5 numaralı CD’den çıkan Genelkurmay belgelerinin üstünde 03 kodları var. Karargah Evleri’nin kumpas olduğu sabit. Burada da aynı kodlar var. CD 5’in uydurma bir delil olduğu kanaatindeyiz. Bu esas olmamalıdır.'' talebinde bulundu ve ''Tamer Tatar’a gönderildiği iddia edilen askeri belgeler FETÖ’cü savcılara veriliyor hatta biri firari. Ayrıca Tamer Tatar bu belgelere yama yapıyor. Tamer Tatar’ın Bank Asya hesaplarına ve yurt dışı ziyaretlerine rağmen ne hikmetse sadece 2 yıl 2 ay ceza almıştır'' diye konuştu.

Dönemin hükümet sözcüsü Namık Kemal Zeybek davada tanık olarak dinlendi.

Halk TV canlı yayınında konuşan Zeybek ''Vicdani görevimi olduğu gibi yerine getirdim' diyerek açıklamada bulundu.

''Refah Yol hükümetinde Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsüydüm. Doğru Yol Partisi adına bir hafta ben sözcülük yapardım bir hafta Refah Partisi adına Abdullah Gül. Dolayısıyla hükümetin içindeydim. 12 Eylül sonrasında MHP ve ülkücü kuruluşlar davasında devleti cebir ve tehditle yıkmak suçlamasıyla tutuklandım, idamla yargılandım ve aklandım. Yeminime sadık kalarak söylüyorum o dönemde herhangi bir şekilde darbe söz konusu değildi.

Bugünkü davada yaşananları şu sözlerle anlattı;

Gerçeğe karşı olan görevini yerine getirerek, vicdani kanaatini ve o dönemi bilen bir kişi olarak bildiklerini anlatan Zeybek, bugün tanık olduğu davanın başında net bir şekilde süreci şöyle anlattığını açıkladı: "28 Şubat sürecinde darbe diye bir şey asla söz konusu değildir, böyle bir darbe olmaz. Darbe girişimi de yoktur, hükümete baskı yaparak hükümeti değiştirmek gibi birilerinin uydurduğu postmodern darbe diye bir konuda söz konusu değildir dedim."

DARBE YAPAN YUMUŞATMAK İSTER Mİ?

''Darbe yapanlar, darbeye neden olacak gerekçelerini ortadan kaldırmak için hukuki işlemler yapmazlar. Halbuki suçlanan kişiler ve o kişilerin görev verdiği kişiler, hukuk içinde ve Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan kararlarla ortamı yumuşatmak istediler. Darbe yapanların, yumuşatmak istemesi mantıksızdır, değil mi?'' şeklindeki ifademi mahkemede dile getirdim." dedi.

ZEYBEK: TANSU ÇİLLER DE İÇİNDE OLMAK ÜZERE HİÇ KİMSE 18 MADDEYE İTİRAZ ETMEDİ

''Eğer MGK’da kararlaştırılan 18 maddeden söz ediliyorsa Süleyman Demirel’in bana söylediğini söylüyorum ‘8 saat boyunca Başbakan hiçbir konuya itiraz etmedi hatta başını sallıyordu. MGK’da kararlaştırılan 18 maddeye aynen katılıyorum. Biz de o görüşteyiz. Devlette irtica vardır hatta 200 yıldır vardı' dedi. Bakanlar Kurulu'nda görüşüldü ve Tansu Çiller de içinde olmak üzere hiç kimse bu 18 maddeye itiraz etmedi.''

"GENERALLERİN HÜKÜMET ÜZERİNDEKİ BASKISI ASLA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

2 yıl sonra Tansu Çiller Başbakan olacaktı ama Türkiye gerçekten çok gerilmişti ve bu gerginliği gidermenin bir yolu olarak da Tansu hanım Başbakan olursa bu kabaran gerginlik halkımızın daha sakin olabileceği düşünüldü, buna Erbakan da razı oldu ama o dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başka yönde bir karar verdi. Dolayısıyla Mesut Yılmaz’a verdi hükümeti ve buna Tansu Çiller ‘darbe’ dedi. Generallerin hükümet üzerindeki baskısı asla söz konusu değildir.

''O DÖNEMİN ŞARTLARINDA BİR DARBE DÜŞÜNCESİ OLSAYDI, BU YAPILIRDI VE BUNU KİMSE ÖNLEYEMEZDİ''

Sincan’dan tankların yürüme iddiası da bana gülünç geliyor. Sonradan öğrendik, normal bir geçişmiş. O gün tankların Sincan’dan yürümesi ile 4 ay sonra hükümetin düşmesinin arasında bir bağlantı olduğu iddiası oldukça gülünç. Ben sanıkları tanımam. Batı Çalışma Grubu sanki bir cuntaymış gibi anlatıldı. Ancak birçok bakanlıkta çalışma grupları kuruldu. O dönemin şartlarında bir darbe düşüncesi olsaydı, bu yapılırdı ve kimse de bunu önleyemezdi.''

BİR SONRAKİ DURUŞMA 9 EYLÜL'E ERTELENDİ

Mahkeme, sanık avukatlarının ATK raporu hakkında beyan vermesi için bir sonraki duruşmaya kadar süre tanırken, savunma delili olarak dosyaya celbi istenen Deniz Ay, Gökhan Eski ve Tamer Tatar’ın dosyaya katkısı olmayacağı gerekçesiyle bu taleplerin reddine karar verdi ve bir sonraki duruşmayı 9 Eylül saat 10.30’a erteledi.


Siyaset Haberleri