Rahim ağzı kanseri dünyada kadınlarda görülen en yaygın kanser türleri arasında yer alıyor. Diğer kanser türleri arasında erken teşhisle önlenebilir kanser türlerinin başında geliyor. Konu ile ilgili açıklama yapan Altınbaş Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Dr. Öğr. Üyesi İpek Ada Alver, “Rahim ağzı kanserine genellikle Human Papilloma Virüs (HPV) adı verilen bir bulaş neden olmaktadır. Bunun için de en büyük risk faktörleri arasında, cinsel yolla bulaşan farklı enfeksiyonların olması, birden fazla partnerle cinsel birliktelik yaşama, erken yaşta cinsel deneyime başlama, bağışıklık sisteminin düşük olması, eğitim düzeyi ve sosyoekonomik faktörler, yüksek doğurganlık sayısı, uzun süredir doğum kontrol haplarının kullanımı gibi nedenler yer almaktadır. Diğer yandan düşük risk içerse de ortak havlu, jilet, spa, havuz, iç çamaşırı kullanımına da dikkat edilmesi gerekmektedir” diyerek rahim ağzı kanserine neden olarak gösterilen HPV virüsünün bulaş yollarına dikkat çekti.
Düzensiz ara kanama ve kokulu vajinal akıntılara dikkat
“HPV, genellikle belirti göstermeden sinsice ilerleyebilse de rahim ağzı kanseri meydana geldiğinde belirtiler kendini göstermeye başlar” diyen Ada Alver, “Eğer menstruasyon (adet) dönemi dışında ve cinsel ilişki esnasında ya da sonrasında ağrı ve kanamanız varsa, menopoz döneminden sonra kanamanız varsa, vajinal akıntıda renk değişikliği ve kötü kokulu akıntılarınız mevcutsa, genital bölgede görülen siğilleriniz varsa, idrar yaparken ağrı ve halsizlik gibi şikayetleriniz varsa muhakkak rahim ağzı kanseri açısından tetkiklerinizi ve kontrollerinizi yaptırınız” dedi.
Kadınlarda daha büyük sorunlara neden oluyor
HPV’nin sadece kadınlarda değil erkeklerde de görüldüğünü belirten Ada Alver, “Erkekler, genellikle HPV açısından taşıyıcıdırlar ve genellikle gözle görülebilen siğiller haricinde herhangi bir belirtileri olmayabildiğinden kadın partnerlerine rahatlıkla bulaştırabilmektedirler. Kadına bulaştığında ise bu durum rahim ağzı kanserine kadar gidebilmektedir. Bu nedenle korunmalı cinsel ilişkiye girilmeli, evli çiftler ise rutin kontrollerini yaptırmalı ve korunma amaçlı HPV aşısı olmalıdırlar” diye konuştu.
Pap-smear testinden korkulmamalı
Halk arasında Pap-smear testi hakkında yanlış bilgilere sahip olunduğunu belirten İpek Ada Alver, “Rahim ağzı kanseri teşhisi için, kansere neden olan HPV’nin rahim ağzı hücrelerindeki tespitini sağlayan HPV testi ve rahim ağzı hücrelerinin toplanıp kanser hücrelerinin varlığını tespit eden Pap-smear testlerinin yapılması gerekmektedir. Halk arasında pap-smear testi alınırken acı hissedildiği konusunda yanlış bir algı olduğu için pek çok kadın bu testi yapmaktan kaçınmaktadır. Oysa pap-smear testi saniyeler içerisinde alınan, basit, acısız bir testtir. Ayrıca rahim ağzı kanserinden pek çok kadınımızın bilgisi olmadığından medyada bilgilendirici içerikler üretilmesi gerektiği düşüncesindeyim. 30-65 yaş arasındaki her kadının en az 5 yılda bir HPV ve pap-smear testini yaptırması erken teşhisle pek çok kadının hayatını kurtaracaktır. Ülkemizde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM, Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM), Toplum Sağlığı Merkezlerinde (TSM) ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinde (SHM) rahim ağzı kanseri taramaları ücretsiz olarak yapılmaktadır” diyerek HPV ve Pap-smear testinin rahim ağzı kanserinde erken teşhisteki önemini vurguladı.
HPV aşısı şart
Rahim ağzı kanserinden erken teşhisin öneminden bahseden İpek Ada Alver, korunmada ise kadınların muhakkak HPV aşısının yaptırması gerektiğini belirterek, “Genellikle tercihimiz, henüz ilk cinsel deneyimini yaşamamış ve henüz bu virüsle enfekte olmamış kızlarımız. Çünkü HPV aşısı bir tedavi değil korunma yöntemidir. HPV aşısını yaptıran kadınlarda rahim ağzı kanserine karşı yüzde 100 koruma sağlanıyor. Rahim ağzı kanserinden korunmada genç kızlarımız başta olmak üzere gebelik dönemi hariç tüm kadınlara HPV aşısının yapılması gerekmektedir” dedi.