Doğum esnasında yaşanan bir problem nedeniyle, halk arasında ‘beyin felci’ olarak da bilinen, vücutta özellikle kas hareketlerini etkileyen SP ile dünyaya gelen 27 yaşındaki Eröksüz, fiziksel engelinin yaşamı ve hayallerinin önüne geçmesine izin vermedi. Okul başarılarıyla dikkati çeken Eröksüz, tam burslu olarak bitirdiği TED Kayseri Koleji'nin ardından, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni yine tam burslu olarak kazandı. Üniversiteden mezun olduktan sonra 2020'de avukatlık mesleğine başlayan, aynı zamanda Serebral Palsili Çocuklar Derneğinde (SERÇEV) üstlendiği görevlerle SP'li çocuk ve gençlere destek olan Eröksüz, 6 Ekim Dünya Serebral Palsi Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
‘En büyük destekçilerim ailem ve ilkokul öğretmenimdi’
SP'de sık görülen konuşma ve hareket güçlüğünün kendisinde çok yaygın olmadığını vurgulayan Eröksüz, hastalığına annesinin dikkati sayesinde 11 aylıkken teşhis konulduğunu, ardından 3 ve 9 yaşlarında iki ameliyat geçirdiğini anlattı. Çocukluğu boyunca yoğun fizik tedavi gördüğünü aktaran Eröksüz, "Engelli bir bireyseniz çocukken akran zorbalığına daha fazla maruz kalıyorsunuz. Bu süreçte en büyük destekçilerim ailem ve ilkokul öğretmenimdi. Öğretmenimin farklılığımı arkadaşlarıma çok güzel bir şekilde anlatması sayesinde eğitim sürecimi çok zorlanmadan geçirdim." diye konuştu.
‘6-7 yaşlarımdan itibaren avukat olmayı hayal ettim’
Mesleğini çok sevdiğini dile getiren Eröksüz, "Ben 6-7 yaşlarımdan itibaren hep avukat olmayı hayal ettim. Hak savunmak, hakkımı ve başkalarının hakkını savunmak daima ilgimi çekmişti. Hukuk fakültesi de bunun için bana çok güzel bir yol açtı. İnsan hakları, engelli hakları ve diğer alanlarda hakları ihlal edilmiş her bireye destek olmak adına mesleğimi severek yapıyorum." ifadesini kullandı. Genç avukat, hukuk fakültesinde öğrenciyken hem SERÇEV hem de farklı STK'lerde yaptığı gönüllü çalışmaların da kendisine çok büyük katkılar sağladığını vurguladı.
‘Ayrımcı söylemler beni hep daha çok çalışmaya itti’
Eröksüz, özel gereksinimli birçok kişi gibi zaman zaman ayrımcı, ön yargılı yaklaşımlarla karşı karşıya kaldığını belirterek, "Ergenlik dönemimde tanımadığım bir numaradan 'Topalsın sen. Senden nefret ediyorum' şeklinde bir mesaj almıştım. Ama bu tarz yaklaşımlar beni mütemadiyen daha çok çalışmaya, başarılı olmaya itti. Azmimden bir şey götürmediği gibi arkamda adeta bir rüzgar oldu." dedi. Staj döneminin ardından mesleğe başladığı dönemde yaşadığı bir olayı unutamadığının altını çizen Eröksüz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avukatlığa ilk başladığımda bir meslek büyüğüm bana 'Sen ne iş yapabilirsin ki bizim işimize yaramazsın' yönünde söylemlerde bulunmuştu. Birçok zorluğu aştım, artık kendimi ispat ettim diye düşünerek son derece öz güvenli bir şekilde yanına gittiğimde bunları işitmek birkaç ay hem kendimi hem de mesleğimi sorgulamama sebep olmuştu. Fakat sonrasında bir şekilde toparlandım, kendi ofisimi açtım ve gayet mutluyum. Yapabildiklerimi ve başarabileceklerimi çok iyi biliyorum. Sadece engelli, insan hakları değil sigorta, şirketler hukuku başta olmak üzere, ceza, aile, icra hukuku alanlarında danışmanlıklar veriyorum."
‘Hayallerini gerçekleştirmek isteyenlere destek olun’
Özel gereksinimli gençlerin kendilerini tanıyıp hayal ve hedeflerini iyi belirlemesinin önemine vurgu yapan Eröksüz, şöyle konuştu: "Bedendeki engel asla hayallere engel olmamalı. Bütün hayallerin yapılabilir kılındığı bir nokta mutlaka var. Toplumdan ricam da hayalini gerçekleştirmek isteyen özel bireylere destek olmaları. Sağlıklı bir insanın belki tek birim enerjiyle yapmaya çalıştığı bir şeyi bizler yeri geliyor beş birim enerji harcayarak yapmaya çalışıyoruz. Bizler bir şeyleri yapamıyor değiliz, sadece normal gelişim gösteren bireylerden daha farklı yollara ihtiyacımız var. Eğer toplum bu yolları açarsa daha nice başarılı gençlerin yetişeceğine inanıyorum."
Eröksüz, engelli avukatların çalışmalarını daha rahat sürdürebilmesi açısından büyük şehirlerde adliyelerin tek çatı altında toplanması veya adliye binalarında erişilebilirliğin daha da artırılması talebinde bulundu.