Soktu mu affetmiyor

Türkiye Acil Tıp Derneği, zehirlenme sıralamasının nasıl değiştiğini anlattı. Prof. Dr. Ayça Açıkalın Akpınar, karadul örümceği sokmasının artışının kendilerini de şaşırttığını söyledi. Peki karadul örümceği sokması neler yapıyor?

Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) tarafından 1-4 Aralık tarihleri arasında Antalya'da düzenlenen 18'inci Türkiye Acil Tıp Kongresi'nde, zehirlenmelerle ilgili sunum yapan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayça Açıkalın Akpınar, Türkiye'nin Toksikoloji Haritasını anlattı. Prof. Dr. Akpınar, neredeyse her evde bir hastanın kullandığı kalp ilaçlarının unutulup tekrar tekrar alınması ve ayrıca mantar zehirlenmelerinin "ölümcül" vakalar olarak acillere geldiğini söyledi. Prof. Dr. Akpınar, bu yıl karadul örümceğine bağlı zehirlenmelerdeki artışın da kendilerini şaşırttığını kaydetti.

Ülkemizde en sık yaşanan ölümcül zehirlenmeler, bölge bölge değişiklik gösteriyor. Türkiye'de 40 yaş altı genç erişkinlerde görülen ani ölümlerin yüzde 21'i özkıyım veya zehirlenmelere bağlı olarak meydana geliyor. En sık görülen zehirlenme türlerinde ise madde bağımlılığı, mantar, karbonmonoksit, tarım ilaçları hatta kalp ilaçlarının hatalı kullanımı gibi nedenler geliyor. Üstelik bunlara bağlı zehirlenmeler oldukça ölümcül seyrediyor.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ayça Açıkalın Akpınar, "Bu yıl bizi şaşırtan şey karadul zehirlenmelerindeki artış" dedi.

'Çok şaşkınız'

Karadul örümceğinin normalde insanların yaşadığı yerlerde bulunmayan bir tür olduğuna işaret eden Prof. Dr. Akpınar, "Biz de çok şaşkınız, bu sene beklemediğimiz bir şekilde karadul örümceği zehirlenmelerinde artış var. Bunu nasıl tespit ettik, hasta aslında kendisini ne tür bir örümceğin ısırdığını bilmiyor. Bize geliş klinik bulgularına baktığımızda, bunun karadul örümceği olduğunu düşündük ve hastamızın birkaçından görsel anlamda geri dönüş de aldık, hatta bir tanesi bize örümceği getirdi. Biyolojide analiz ettirdiğimizde de karadul örümceği olduğunu tespit ettik. Hastada aşırı tansiyon yüksekliği, terleme, titreme ve sokulan bölgede çok ciddi ağrı yapıyor. Hatta bu ağrı sadece sokulan bölge ile kalmıyor, tüm vücuda yayılan kramplarla, sırt ağrılarıyla, kol ağrılarıyla ortaya çıkan ciddi bir zehirlenme tablosuna yol açıyor. Aslında bu örümcek tüm Türkiye'de var ama bunlar genelde insanların az uğradığı yerlerde yaşıyor. Yaylalarda, ormanlarda vs. Ama insanlar bir şekilde artık oralara yürüyüş vs. yaparak bunlarla temas haline geçebiliyor" diye konuştu.

Kalp ilaçları da zehirliyor

Türkiye'de kalp hastalıklarının oldukça yaygın olduğunu ve ülkemizde binlerce hastanın buna bağlı olarak kalp ilaçları kullandığını kaydeden Prof. Dr. Akpınar, bu ilaçlara bağlı zehirlenme vakalarıyla da acillerde sık karşılaştıklarını kaydetti. Prof. Dr. Akpınar, şunları söyledi:
"Bir diğer dikkat çeken zehirlenme vakaları ise kalp ilaçları ile ilgili. Kardiyovasküler ilaçlara baktığımızda, bunlar aslında toplumda çok yaygın hastalıklar nedeniyle hastalara reçete ediliyor. Kalp damar hastalıkları için olan ilaçlar ve tansiyon ilaçları. Her evde bir babaanne, anneanne, ya da 35-40 yaş üzeri anne baba, yani ebeveyn, bu ilaçlardan kullanıyor olabiliyor. Bu ilaçları kullanan hastaların (özellikle yaşlı hastalar), ilacı içtiğini unutup dozlarını tekrar tekrar almaları nedeniyle zehirlenmeler yaşanıyor. Bu ilaçların küçük bir doz aşımı bile ölümcül olabiliyor. Bazen de çocuklar, anneanne veya dedelerinin ilaçlarını farkına varmadan içtiğinde, bir tablet bile çok ağır tansiyon düşüklüğü ve ciddi zehirlenmeye yol açabiliyor."

Zehirlenip tekrar yiyorlar

Mantar zehirlenmeleriyle gelen hastaların tekrar tekrar aynı sebeple acillik olabildiğini de anlatan Prof. Dr. Akpınar, dağ mantarlarının kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini söyleyerek şunları kaydetti: "Yine geçtiğimiz günlerden bildiğimiz gibi, bu dönem mantar zehirlenmeleri çok geldi sonbahar döneminde. Batıda Karadeniz civarında mantar zehirlenmeleri ile daha sık karşılaşıyoruz. Çünkü bol yağış alan yerler, sonbahar döneminde de halk mantarları toplayıp maalesef tüketiyor. Dağdan toplanan mantarların tüketilmesine bağlı akut karaciğer yetmezliği veya ölümcül sonuçlar olabiliyor. Halk arasında 'biz bunları yıllardır biliyoruz, topluyoruz, bunlar zehirlemez' inanışı hakim. Ama bunların dış görünüşü birbirine o kadar benziyor ki, zehirli bir mantarlı zehirsiz bir mantardan bazen 'uzmanı bile' ayırt edemiyor. Hastalarımız bize mantar zehirlenmesiyle geliyor, akut karaciğer yetmezliği gelişmiş; tedavisini veriyoruz gönderiyoruz, birkaç yıl sonra aynı hasta tekrar acile geliyor. 'Hocam bu sefer kesinlikle emindim, bildiğim bir mantardı' şeklinde. Oysa dağ mantarlarının kesinlikle tüketilmemesi gerekiyor."

Ev kimyasalları çocukları vuruyor

Kazara zehirlenmelerde de çocukların en büyük tehlikeyi yaşadığını anlatan Prof. Dr. Akpınar, pandemi döneminde ev kimyasallarına bağlı çocuk zehirlenmelerinin 6-7 katına çıktığını söyledi. Prof. Dr. Akpınar, "Örneğin pandemi evdeki kimyasalları kazara içen çocukların sayısı yılda 2-3 binlerdeyken, pandemi döneminde bu sayı 11- 12 binlere çıktı. Özellikle çocukların evde olduğu dönemlerde kimyasal ajanlara yani koroziv ajanlar diyoruz biz bunlara; yemek borusuna çok zarar veriyor ve ölümcül olabiliyor, maruziyet ve sayılar inanılmaz artıyor" dedi.

Sağlık Haberleri