18 Kasım'ın "Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü" olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, antibiyotiklerin enfeksiyonlarla mücadelede kullanılan ve stratejik önemi olan etiyolojik tedavi ajanı olduğunu belirtti. Antibiyotiklerin bakterilerden kaynaklanacak enfeksiyonlarda doğrudan kullanılmaları gerektiğini kaydeden Yarsan, sözlerine şöyle devam etti:
"Rasyonel etkinin ortaya çıkabilmesi için gerçekten akılcı ve bilinçli kullanılmaları gerekir. Böyle olursa tedavisel yarar sağlanır. Böyle olmazsa o zaman antibiyotiklerden kaynaklanacak birtakım olumsuzluklar ortaya çıkar. Antibiyotiklerin sağlık açısından insanlarda ya da hayvanlarda kullanılan hedef türe göre doğrudan olumsuz etkileri olabilir. Bunun ötesinde bir kalıntı riski sözkonusu olabilir. Veteriner hekimliği boyutunda antibiyotikler yaygın kullanılır. Veteriner hekimliğinde kullanılan yaklaşık bin 600 tane ruhsatlı ilacımız var. Bu ilaçlardan 800’den fazlası antibiyotiktir. Bunlardan kaynaklanabilecek bir kalıntı riski ortaya çıkabilir. Kalıntı vasıtasıyla da nihai tüketici konumundaki insanlara yansıyabilir. Bunun haricinde hedef niteliğindeki canlıda bağışıklık sistemi baskılanabilir. Bunun ötesinde bugün için son derece önemli bir konu olan ve ‘sessiz pandemi’ adı verilen bir olay sözkonusu olabilir. Hedef niteliğindeki bakteride ilaca karşı bir direnç gelişebilir. İacı siz istenilen şekilde kullansanız da artık o ilaçtan, yani antibiyotikten beklenen gerçekçi etkiler ortaya çıkamaz. Bu, antibiyotiğe karşı bir direnç gelişmesi ile ifade edilir. Konu böyle bakıldığı zaman hem hayvan sağlığı hem de halk sağlığı açısından önemlidir."
'Her 3 saniyede 1 insan ölümü demek'
Tüm dünyada 2019 yılının sonunda başlayan Covid-19 salgınının yaşandığını hatırlatan Prof. Dr. Yarsan, "Salgında bizi korkutan durum Covid-19’dan kaynaklanan ölümlerdi. 2019 Aralık ayında başladı, bugün 2022 yılının sonundayız. Tüm dünyada Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı yaklaşık 6,5 milyon civarındadır. Antibiyotik direnci ile ilgili eğer önlem alınmazsa, süreç böyle giderse, ‘sessiz pandemi’ diye adlandırılan bu durum devam ederse, şu andaki rakamlar antibiyotik dirençli mikroorganizmalardan kaynaklanacak şekilde her yıl dünyada 700 bin insanın öleceğini gösteriyor. Avrupa Birliği’nde bu rakam 33 bin, Amerika Birleşik Devletleri’nde 35 bindir. Şu anda her 45 saniyede 1 insan ölümü gerçekleşiyor. ‘Sessiz pandemi’ böyle devem ederse, herhangi bir önlem alınmazsa, yayınlanan rapora göre önlem alınmazsa, 2050 yılında bu sayının 10 milyon insan olacağı yönünde. Bu, her 3 saniyede 1 insan ölümü demek. Gerçekten korkutucu rakamlar. Bu nedenle önemi ortaya konmamış ama bir ‘sessiz pandeminin’ varlığı da kabul edilmiştir" dedi.
'OECD ülkelerinde Türkiye birinci sırada'
Prof. Dr. Yarsan, veteriner hekimlikte de beşeri hekimliğinde de antibiyotik kullanıldığını söyleyerek, "Antibiyotik kullanım potansiyeli noktasında tüm dünyada OECD ülkelerinde Türkiye birinci sırada. Antibiyotik direnci noktasında da dünyada Yunanistan’dan sonra 2’nci sıradayız. Dolayısıyla bu rakamlar gerçekten yüksek rakamlar. Onun için bizlerin tedbir alması, bilinçli olması, doğru şeyleri şimdiden planlamamız gerekir. Şu anda ‘sessiz pandemi’ olarak devam eden antibiyotik direncine yönelik eğer önlem alınmazsa belli bir noktadan sonra Covid-19 salgınında yaşadığımız gibi gerçek bir salgın haline gelecektir. Dolayısıyla ileriye dönük bu çalışmaların şimdiden yapılması ve planlanması gerekir" diye konuştu.
'Konu uluslararası yönüyle el alındı'
Prof. Dr. Yarsan, konunun önlem noktasında ülkelerin bireysel düşünecek durumda olmadığını vurgulayarak, "Uluslararası yönüyle bu konu ele alındı. Ekim 2022’de 4 tane uluslararası sağlık kuruluşu bir araya geldi. ‘Tek sağlık’ deklarasyonu şeklinde ortak bir deklarasyon yayımlandı. Bu noktada ileriye dönük ne yapılması gerektiğini değerlendirmeye başladılar. Bu hem ‘tek sağlık’ çatısı altında; ama antimikrobiyal direnç üzerinde bir yaklaşımdı. Oradaki ifadeler de ‘Artık konu önemlidir, evet bu vurgulansın. Ülkeler kendilerine göre belli stratejiler uygulasın, bilinçlendirme yönünde çalışmalar yapsın’ şeklinde. Yapılması gereken bu olayın ‘tek sağlık’ yaklaşımı içerisinde ele alınması, irade gösterilmesi ve kararlılıkla bunun üzerinde durulması. Bu yaklaşımlar birleştirilirse ileriye dönük olarak en azından olayla ilgili mücadele ülkesel ölçekte gerçekleştirilebilir" dedi.