Merkezi İzmir'de bulunan Birlik Sağlık Sen'in genel başkanı Ahmet Doğruyol, Sağlık Bakanlığı'nın il sağlık müdürlüklerine 12 Mayıs’ta gönderdiği genelgenin radyoloji çalışanlarının özlük haklarında büyük kayıplara neden olduğunu öne sürdü.
Radyoloji teknisyenleri ile teknikerlerine maruz kaldıkları radyasyon nedeniyle verilen şua izninin (yıllık izin hakkına ek olarak 4 hafta) iki yıla bölünerek azaltıldığını belirten Doğruyol, genelgeyle fiili hizmet zammı sürelerinin de 90 günden 35-40 güne indirildiğini söyledi.
'Genç tekniker ve teknisyenlerin önü kapatılıyor'
Doğruyol, radyoloji çalışanlarının mesai sürelerine de dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Radyoloji teknisyen ve teknikerleri başta olmak üzere, radyasyonla muhatap olan hemşire, doktor ve tüm arkadaşlarımızla ilgili 20 yıldır yapılan uygulamalarda değişiklikler yapılıyor. Daha önce mesai saatleri 9 saate çıkarıldı. Sonra itirazlarla 7 saate düşürüldü. Radyasyona maruz kalmalarından dolayı önceki süreçte günlük 5 saat çalışma zaman dilimi vardı. Fiili hizmet zamları ve şua izinleriyle ilgili de değişiklikler yapıldı. En son 26 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı tarafından yeni yönetmelik yayınlandı. Burada, ‘Röntgen teknisyenlerinin şua izinleri bölünemez’ deniliyor. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın 12 Mayıs'taki yazısıyla şua izinleri bölündü. Cumhurbaşkanlığı ile Sağlık Bakanlığı, burada birbirine ters düştü. Mesai ile fiili hizmet zamlarıyla uğraşılmasının altında yatan, özel ve devlet hastanelerindeki görüntüleme hizmetlerinin özelleşmesidir. Daha az personelle daha çok iş yaptırma çabası olduğu görünmekte. Okulunu bitirmiş birçok röntgen teknikeri ve radyoloji teknisyeninin önünün açılması gerekirken kapatılıyor."
'Farklı hesaplar peşindeler'
AKP hükümetini de eleştiren Doğruyol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2002 yılında, AK Parti iktidarı gelmeden önce bir röntgen teknisyeni arkadaşımızın 90 gün fiili hizmet zammı ve 30 gün de şua izni vardı. Bugün geldiğimiz noktada 90 günlük fiili hizmet zammı, bir yılda 35-40 güne tekabül ediyor. Şua izinlerinin de önüne engeller konularak kullandırılmaması için çabalanmakta. Radyoloji sonuçta, alınan radyasyonla ilgili bir şey. Mesela hamile olan biri, radyasyonla muhatap olmasın diye röntgen biriminden geri çekilir. Buradaki uygulamalarda arkadaşlarımızın sağlığından ziyade farklı hesaplar peşinde koşulmaktadır. Mesela daha fazla çalıştırılma gibi. Avrupa'daki pek çok ülkede mesai saatlerinden ziyade radyasyonla muhatap olan arkadaşın çektiği film sayısı baz alınmakta. Ancak ülkemizde sürekli mesailerle uğraşılıyor. Bazı arkadaşlarımız, günde 120-130 film sayısıyla zirve yapmakta. Önemli olan bu arkadaşların sağlığını korumak. Hiçbir şey insan sağılığından önemli değildir.
'Yargıya başvurduk'
Sağlık Bakanlığı'nın asli görevi, çalışanlarının ve vatandaşlarının sağlığını korumaktır. Maalesef bakanlık, çalışanlarını hep ikinci plana atmıştır. Pandemide de bunu yaşadık. Sürekli değişikliklerle insanların elde ettiği haklar geri gidiyor. Her geçen zaman dilimi, geçtiğimiz dönemi aratıyor. Birlik Sağlık Sen olarak, bu yönetmelikle ilgili yürütmeyi durdurma talebiyle yargıya başvurduk. Sağlık Bakanlığı, yapmış olduğu uygulamalarla röntgen ve radyoloji teknisyen ve teknikeri arkadaşlarımızı ölüme terk etmektedir."